• (bkz: pipi)
  • bugün var, yarın yokmuş.
    yarın yokmuş gibi yaşayınca bir hastalık için kenarında birikimin yokmuş ama vaktin dolu doluymuş.
    gençlik dış güzellikle algılanan bir şeymiş fakat insanın her yaşının güzelliği başka imiş.
    geçmişe takılınca, gelecekten çalınıyormuş.
    fakat geçmişi unutunca da aidiyet duygusundan mahrum kalınıyormuş.
    en değerli şey zamanmış. onu değerlendirmeyi bilmek aslında en çok zaman alanmış.
    aslında zaman diye bir şey yokmuş, zaman kavramı tamamen hayatı düzlemsel, lineer algılamanı sağlatan bir kavramken dünyanın yaradılışını düşünmeye başladığında saçma bi kavram olarak kalakalıyormuş.
    insanın kafası çok kolay karışırmış, aslolan denge imiş.
    buna da tarihte farklı farklı isimler verilmiş. tarihi iyi bilmek gerekirmiş, dünya tarihi şahsi tarihinden daha önemliymiş.
    bir şeyleri öğrenmek için yaşamış olmak gerekmezmiş.
    iyi bir gözlemci demek gerçek bir emekçi demekmiş.
    iyi bir insan olmak ise özveri gerektiren bir şeymiş, toplum bunu mesele haline getirmiş.
    halbuki hiçbir şeyi zorlaştırmamalı bilakis kolaylaştırmalı imiş.
  • daşşağın idrar torbası olmadığı gerçeği
  • ogle uykusunun ne kadar guzel bir sey oldugu.
  • her zaman yanında olacağını sandığın kişilerin aslında yanında olmaları gerektiği zaman olmayacakları ve düştüğün zaman tekrar iki ayağının üzerine seni kaldıracak kişinin sadece kendin olduğu.
  • veri tabanının veri tabanı olduğunu üniversitede öğrendim bundan öncesinde vertiban olarak okuyordum. çok garip değil mi yıllarca aynı kelimeyi tekrar tekrar görüp yanlış okumak.

    vertiban
  • sadece kendisini değiştirebileceği, n-1 faktörü kontrol edemeyeceği...
  • bir hayalin gerçekleşmeyeceği anlaşıldığında yeni bir hayal kurup yola devam etmek.
  • eskiden gözlerinin içinin parladığı ve onca yılın, yaşanmışlığın ardından o ışığın söndüğü.
  • bir anda kırk yaşında olunacağını anlamak, yılların su gibi geçip gitmesi.
hesabın var mı? giriş yap