• insanın yaşadığı süre boyunca sahip olduğu tek şey bedenidir. aklını kaybedebilir ama maddeden yapılmış bedeni kaybolursa insan yaşayamaz.
  • insanın doğum anından itibaren sahip olduğu ancak ölüm anında yitirdiği şeydir. bu da yaşama içgüdüsünden başka bir şey değildir. şeyli başlıklara hayranım. (bkz: şey gibi bir şey)
  • uzun uzun anlatmaya mecalim yok. özet geçiyorum: can'ın bile emanet olduğu bir dünyada hiçbirşeye sahip değiliz.
  • ömür.
    (bkz: ömür dediğin)
  • (bkz: nefes)
  • anıları.
  • (bkz: bilinç)
  • yalnızlığıdır.
  • insanın bir cebinde bir anahtar olarak bulunan intihardır. intihar öyle güzel bir anahtardır ki zamanı gelince çekip kullanabileceğin bir joker gibidir. her şeyin üst üste bindiği anda bir hiçliğe yolculuk. tabi eğer materyalist iseniz tıpkı benim gibi.

    her şey üst üste biniyor, borçlar, alacaklılar, samimiyetsiz dostlar, burjuva ilişkileri, birbirine bir şeyleri dikte etmeye çalışan insanlar, memnuniyetsiz suratlar, hiçbir şeyin tam olmama durumu, sevgisizlik, yalnızlık, çirkin ve düşüncesiz insanlar.. bu listeye devam edersem siz de biliyorsunuz ki bu ekşi sözlüğün en uzun entrysi olabilir.

    devam etmek için ne gerekli? gerçekten merak ediyorum. cebinde öylece duran bir joker var, çıkış kapısı çok uzakta değil. bir insanı güzel müzikler mi tatmin eder öylesi acının yoğun olduğu dünyada? yoksa gerçekliğinden asla emin olamayacağın bir aşk mı? sahi aşk demişken aşk dediğimiz şeyi en son nerede ve nasıl gördünüz? o şarkılardaki kutsallaştırılan şeylerden ben hiçbir yerde görmedim açıkçası. toplumun büyük kesimi görücü usulü ile evlendirilmişken, kadınlar paraya, erkekler vajinaya taptığı bu post-modern ilişki içerisinde kırıntı dahi görülebileceğine inanmıyorum.

    tacizler, tecavüzler, mide bulandırıcı görgüsüzlükler. bunlar büyüyor içimde. bir soğuk silahın sıcak bedene girmesini arzuluyorum. acıdan mı korkuyorum? hayır. bir insanı ne vazgeçirebilir ki şu saatten sonra. sevememek mi? sevilmemek mi? hayır bunlar birer neden değil. tamam sadece genel bir neden değil hepsi bu.

    bir şey beni geri tutuyor. bahar. bahar dünyanın en güzel zaman dilimi. teoride 3 ay sürüyor ama tam 15 gün süren nisan 15, mayıs 1 arası beni alıkoyuyor. hayır insanlarla alakası yok. o güzel yemişler, o güzel kuşlar ötüyor mest oluyorum. hiçbir şey düşünemiyorum. etrafta güzel bir koku oluyor. hele ankara gibi bir yerde! düşünsene izmirde, marmariste olduğunu.

    evet bahara kadar direnebilirim umarım. bahar gelsin yoksa üzerimdeki bu toplumsal sorumluluğu kaldıramıyorum. bu güçsüzlük belirtisi mi dersiniz? bence intihar etmek dünya'nın en büyük güç gösterisidir. 7 cihana ve kendine.
hesabın var mı? giriş yap