• evrenin yok oluşuna katkıda bulunmak. fizyolojik işlemler için işlediği ve kullandığı enerjinin büyük bölümünü en verimsiz ve nihai formu olan ısıya dönüştürerek evrene yayar, entropiye katkıda bulunur.

    ancak ne ironiktir ki canlılığını sağlayan tüm bu süreç aynı zamanda ölümünü hazırlar. içimizdeki güçlü üreme dürtüsünün sebebi de bununla ilgili sanki. öldükten sonra ardımızda başka insanlar bırakmaya ve sürekli çoğalmaya çalışıyoruz ki bu süreç ve evrenin düzensizliği artmaya devam etsin.

    evrenin, yok olma sürecini hızlandırmak için elinden gelen her şeyi yapıyormuş gibi bir hali var. ya da karanlık enerji, karanlık madde karşısındaki nihai zaferini kutlamak için sabırsızlanıyormuş gibi...

    konuya gerçekten ilgi duyanlar için wonders of life isimli belgesel itinayla tavsiye edilir.
  • gece gece okuyunca aklıma gelene bak;
    bir chip var ve sizin çevrenizden aldığınız her olumlu davranış,taktir için size kredi veriyor;bebelere hamburger,liselilere kontör,üniversite de sınavsız geçiş,yeni evlilere mobilya yardımı be diğer bilimum hayaller için fırsatlar;tecavüz edene impotans,sevene-asik olana libido falan.herkesin notu da üzerinde yazsa;
    ne oluyorsa bana gece gece saçmalıyor muyum ne;yatıp zibarayim tövbe tövbe.
  • benim için düpedüz bir "saçmalığı" temsil etmektedir.
    her şeyden önce evrenin varlık amacını sorguladığım için henüz o kısımlara gelemedim.
    oldu bir şekilde, big bang falan peki eyvallah.
    evrende yaşayan her canlı bir şeylere hizmet ediyor, kısır bir döngünün içindeyiz.
    fakat bizim dışımızda hiçbir canlının kendi varlığını sorguladığını düşünmüyorum, ya da sorguluyorlardır da biz algılayamıyor olabiliriz belki ne bileyim.

    yine de insan merak ediyor, bütün bu "şey"in amacı ne?
    insan olarak neden üstümüzde bu kadar misyon var? düşünebilmek, felsefe yapabilmek, üretebilmek vs. için tasarlanmış harika bir beynimiz var ve neden?
    mesela üstümüze düşen sorumlulukları yerine getirince ne oluyor? öleceğimizi bildiğimiz şu dünyada bunca çaba neden?

    kafamda o kadar çok "neden" var ki, bunları düşünmekten yaşadığım hayattan hiç zevk alamamaya başladım. sırf bu yüzden din olgusunun insanlık için harika bir icat olduğunu düşünmekteyim. işler sonra iyice boka sardı tabii... çünkü "inanmak" insanın doğasında var. tanrının varlığını kabul etmeyenler bile inançlıdır, çünkü tanrının olmadığına "inanırlar". benim gibi her iki ihtimalin de saçma olduğunu düşünenler ise böyle boşlukta sallanıp dururlar işte. yani bana sorarsanız şu an her şey saçma. yaşamak saçma, ama intihar etmek daha da saçma. ahahahah bi sn delirdim yine.

    edit: imla
  • kendini anlamaktan çok çevresindekileri anlamaya kafa yormasıdır.
  • bak bak sınav falan demiş.
    yahu soruların ve kriterlerin eşit olmadığı bir ortamda nasıl sınav yapılabilir.
    10.000 adet din var ve her birine tek tek "gizli bir hazineydim bulunmak istedim" gibi saçma ,egoist bir istekte bulunuyorsun.
    bu insanların büyük bölümü fakir.bildiğimiz fakir.10.000 dini hangi zaman içerisinde ,hangi maddi imkanlar ile araştıracak ?
    bu adam işi ,gücü bırakıp seni bulamaz .bu kadar kibirli olma.
  • şöyle bi entryleri okuyorum da egolar şelale yine. belki de evrimsel olarak bir anomaliden ibaret olan zeka seviyemiz ve farkındalığımız vardır ve hepsi bundan ibarettir. belki azıcık cesaretimiz olsa hayatın anlamsızlığını kabullenip topluca intihar etmeliyiz. belki de ölümden sonra martıya, zebraya ne olursa bize de o olacağını kabullenip fazla hayal kurmamalıyız.
  • allah'ın varlığını ve yüceliğini görüp o'na hizmet etmek ve allah'ın istediği gibi iyi biri olabilmektir. bu amacı göremeyenler veya görmezden gelenler kendi çaplarında ordan oraya sürüklenip durur boş amaçlar edinirler ve kısa süre sonra yok olup giderler.
  • dünya ya bilinçli olarak gelmediğim için bir amacımın olabilmesi çok zor. ancak beni dünya ya gönderenin bir amacı olabilir.
    amacı ne acaba?
  • allah dünyayı ve ahireti neden yarattı?

    1-dünyayı, insanın varlık bilincini yaşaması için.
    2-ahireti, insanların tanrı ile karşılaşması için.

    bir programda ilahiyatçı prof. dr. yusuf şevki yavuz söylemişti. şu ana kadar duyduğum en iyi cevaplardan.

    buna göre amacımız, varlık bilincini yaşamamız. öyle yaşıyoruz ki, hem yaşatıyoruz hem öldürüyoruz. seviyoruz, özlüyoruz, nefret ediyoruz. düşmanlık yapıp, dostluklar kuruyoruz. endişeleniyoruz. en önemlisi de bel ki de öleceğimizi biliyoruz.
  • amerikalı küçük bir kıza göre "to feed the kitties."
hesabın var mı? giriş yap