• çok sağlam bir film.
    henüz izleyip beğenmeyene rastlamadım.

    --- spoiler ---

    to dublin city council;

    dear sir or madam,

    as wheelchair users with suicidal intentions, i must protest at the lack of facilities.

    none of the bridges are equipped with easy parapet access. thus curtailing the right of the disabled to throw themselves in.

    yours in disgust,

    rory gerard o’shea and michael connoly

    --- spoiler ---
  • keyifli bir şekilde izlerken sonraları dalgasını kıyınıza şiddetle vuran bir film. oo james mcavoy varmış dur izleyeyim diye açtığım ama sonra james mcavoy'u falan unutup derinlere daldım.
    rory ve michael'in özrü fiziksel olarak görünse de aslında kafasında düşüncelerinde yer buluyor.rory'nin hiçbir zaman tam olarak istediği hayatı yaşayamayacak oluşu, çok istediği şeylere - ki bakıcı kıza aşıktı bence- sahip olamayacağını düşündüğünden onları önemsemiyormuş gibi davranması bu durumun tezahürü gibi. michael ise başta zayıf halka gibi duruyor ancak sonrasnda anlıyoruz ki kırılsa da darılsa da mücadele etmeye devam ediyor.
    film bittikten sonra rory gibi hissettim hani siz bilirsiniz sebebini sizi tutan şeyler vardır içinizde de yanına yaklaşmazsınız istediklerinizin, kendi barikatlarınızı kendiniz kurarsınız, işte tam o sırada "rory was here".
  • izledikten sonra hala dans edebildiğim için mutlu olmamı sağlamış, hatta uzun zamandır düşünüp bir türlü yazılmadığım dans kursuna da yazılmam konusunda beni oldukça gaza getirmiş, ve bugün itibariyle yazılmama sebep olmuş filmdir.

    bir de içinde james mcavoy var ki, allahım sen neler yaratıyorsun...
  • izlediğim filmler arasında aklımda hep kalanlardan , biri film tavsiyesi istese ilk önereceklerimden..

    soundtrackini ne zaman dinlesem açıp bir daha izleyesim gelir..

    elbow- beat for two
  • insanı birden değil de alıştıra alıştıra ağlatan film. bildiğin ağzıma sıçmış durumda şu an. oysa kahkahalar da atmıştım ne güzel. işte bu filmin özeti bu.

    --- spoiler ---

    it'll all end in tears

    --- spoiler ---

    james mcavoy'un glasgow'da doğmuş bir şaheser, mükemmelik olduğunu bir kez daha anlamış olduk. amma ve lakin steven robertson'un über ötesi oyunculuğu ve ağzımıza sıçışı....

    yatıyorum ulan ben yeter bu kadar...
  • ana karakterleri james mcavoy, steven robertson ve romola garainin canlandirdigi, insana ozgurlugun anlamini hissetirecek ve yardimsiz yapilabilecek, en ufak detayin bile kiymetini bilmesi gerektigini farkettiren derin etkileyen film.
  • "özürlü" tabir edilen insanlara olan bakış açısını sorgulatan, alkışı hak eden film. engelli birini gördüğümüzde toplumsal refleks olarak ilk an o insanın engeli görmezden gelinir. ya da engelli olduğu için fazladan bir şevkat, hafif bir acıma duygusu ile yaklaşılır. ki ikisi de pek doğru değil kanımca. fiziksel durumun farkında olmak kaydıyla ne eksik, ne fazla bir davranış sergilenmesi gerektiği mesajını alıyoruz bu filmi izleyince. ya da ben öyle algıladım.

    --- spoiler olabilir ---

    tekerlekli sandalyeye mahkum, boynu ve iki parmağı dışında hareket edemeyen genç ve onun bakımını üstlenen kız arasında bir diyalog:

    -doğduğundan beri böyle misin?
    -ne gibi?
    -kötü bir saç ve berbat bir müzik zevki

    --- spoiler olabilir ---
  • izlerken aynı anda birden fazla duyguyu hissettirebilen bir film. 5 dakikalık bir zaman diliminde kahkahayı basıp ardından ağlayabilirsiniz. öyle bir film. çoğu kişi gibi ben de filmi james mcavoy aracılığıyla keşfettim ancak, hiç kuşkusuz filmin yıldızı steven robertson.

    benim için gülümserken gözden yaş akıtan sahnesi ise şu:

    --- spoiler ---

    michael ve rory gece kulübüne girer. rory kendi ekseni etrafında dönüp bağırır. onu izleyen michael'a dönüp "haydi michael, gel ve benimle dans et" der. michael da "dans ettiğini mi sanıyorsun" tarzı bir şey söyler ve rory de "elbette, dans! içimde ne yapıyorum zannediyorsun?" der.

    işbu sahnede rory'nin dans ederkenki mutluluğu gülümsetirken gözden de bir damla yaş akıtır.

    --- spoiler ---

    dans etmek isteyenlere gelsin
  • güldürürken ağlatan, ağlatırken gülümseten mutlaka izlenmesi gereken bir film.
  • irlandalı yönetmen damien o'donnell'ın 2004 tarihli filmi. filmde felçli bir karakterin hastanedeki oda arkadaşıyla birlikte gelişen ilişkisi ve bunun rahatsızlığına ve hayata bakışını değiştirmesi konu edilmiş.
hesabın var mı? giriş yap