• kendi olunan yerde sevilme telasi ve sonsuz bir heyecanla yeni bir hayata basladigini hissettiren suredir. nefes alisina bin anlam yuklemene sebep olabilecek ayetleri kulun icini ferahlatir.
  • ruhun yangin merdiveni.
  • iç açılması, gönül açılması, ferahlık*..
  • duha süresi ile birlikte okunduğunda insanı ayrı bir ferahlatan sure. eskilere içim sıkılıyor falan demeye başla zaten hemen inşirah der, başlarlar okumaya.
  • içi sıkılan ve göğsünün orta yerinde bir yumruk hissedenlerin gönüllerini açan, genişleten, ferahlatan, diliyle ve anlamıyla da etkileyici olan sure..
  • belki de her şeyi açıklayan bir sure.. yaratılış hakkında verilen mesajlar, şükretmenin hazzı hepsi vardır bu surede. bilhakis verilenden çok alınan önemlidir ya neyse..

    "senin için bağrını açmadık mı?
    indirmedik mi senden o yükünü?
    o sırtında gıcırdamakta olan ve sana eziyet eden yükünü?
    senin şanını yüceltmedik mi?
    demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var
    evet o zorlukla beraber bir kolaylık var
    o halde boş kaldığında yine kalk yorul
    ve ancak rabbinden ümit et, hep ona doğrul"
  • xii.xciv insirah

    in nomine dei misericordis miseratoris

    1. difidimusne collaxavimusque pectus tuum?
    2. deprompsimusne e te onus gravem?
    3. quod crepavit lumbum.
    4. et exsustulimus gloriam!
    5. itaque facilitas apud difficultatem.
    6. enim facilitas apud difficultatem!
    7. utcunque es otiosus, facesse opus novum.
    8. et tende ad tuum dominum.

    translatio a iacomo keuulo*

    * "jimi the kewl tarafından çevrildi" manasında yazayım dedim, ilkin jimi için "iimus" gibi bir latince uydurdum ancak daha sonra aklıma jimi'nin james'in kısaltması olduğu geldi. "o hâlde neden james'i kullanmıyorum ki?" diye düşündüm, ancak onu da kullanamazdım. zira james de bildiğimiz yakup'un yani jacob'ın latincedeki atası iacobus'un ilk şekli olan iacomus'tan geliyordu (tarihleme: 13. yy.). bu yüzden buradaki iacomus=jimi; keuulus ise rahatlıkla anlaşılabileceği gibi benim uydurmamla =kewl.
  • bir kısım müslümanlar bu sure'den mecazi bir mana yerine bir kaç kez tekrarlanan bir mucize çıkarırlar: "şerh-ı sadr" (göğsün yarılması) mucizesi

    peygamberin kalbinin ameliyatla açılarak içindeki maddî ve manevî pisliklerin çıkarıldığını ve bunların yerine yüksek faziletlerin konduğunu dile getiren rivayetlerin, olayın farklı zaman ve yerlerde gerçekleştiğini ifade eden dört ayrı varyasyonu vardır:

    birinci ameliyat, peygamberimiz henüz bebekken sütannesi halime'nin yanında yapılmıştır. rivayete göre peygamberimiz o sırada bir süt çocuğu olmasına rağmen seneler sonra bu ameliyatı hatırlamış ve şöyle anlatmıştır:

    "çocuktum, arkadaşlarımla bir derede oynuyorduk. üç kişi geldi, yanlarında bir altın leğen vardı. içi karla doluydu. beni arkadaşlarımın arasından aldılar. birisi beni yanım üstüne yatırdı. karnımı yardı. ben bakıp duruyordum. hiç acı duymadım. karnımdan bağırsaklarımı çıkarıp leğende yıkadı. yine karnıma koydu. öteki gelip kalbimi dışarı çıkardı. kalbimin içinden pıhtılaşmış bir kara kan parçasını çıkarıp attı. sonra nurdan bir mühür çıkarıp kalbimi mühürledi. sonra kalbim peygamberlik ve hikmet nuruyla doldu. sonra kalbimi yerine koydu. üçüncüsü ise karnımın yarılan yerini sıvazlayıp yaramı iyileştirdi. [12-1] mevahibü'l-ledünniye kitabı*

    ikinci ameliyat, peygamberimiz on yaşındayken yapılmıştır. bu ameliyat hakkındaki rivayet, ebû hüreyre kaynaklıdır. buna göre hadise şöyle olmuştur:

    peygamberimiz on yaşından birkaç ay almışken yolu çöle düşmüş. başının üstünde (gökte) iki adam konuşuyorlarmış. birisi diğerine "bu, o mu?" diye kendisini göstermiş. öbürü: "evet, bu o" demiş. sonra peygamberimizi yatırıp kansız ve acısız ameliyatı gerçekleştirmişler. kalbinden "kin" ve "kıskançlığı" çıkarıp "merhamet" ve "şefkat"i koymuşlar. [12-2] ebû hüreyre

    üçüncü ameliyatın hıra mağarasında yapılmış olduğu rivayet edilmiştir. bunlara göre mi’rac gecesi isra yolculugu öncesinde mescid-i haram’a gelen allah rasülü, burada cebrail’in gögsünü yarıp kalbini zemzemle yıkadıgını bildirmiştir.

    dördüncü ameliyat ise göğüs yarılmasının cismani mânâda ele alınmasını gösteren en kuvvetli rivayetle gündeme gelmiştir. kaynağı mirac gecesiyle ilgili olarak buhârî, müslim, tirmizî ve nesaî'de katade'den rivayet edilen şu hadistir. demiştir ki: bize enes b. malik anlattı. ona da malik b. sa'saa anlatmış. efendimiz (s.a.v.) buyurmuş ki: "ben beyt'in yanında uyur uyanık arası bir halde iken içinde zemzem suyu bir altın tasla bana gelindi de göğsüm şuraya ve şuraya kadar yarıldı". katade demiş ki: enes'e ne kastediyor dedim: "karnımın aşağısına kadar dedi". buyurdu ki: derken kalbim çıkarıldı da zemzem suyu ile yıkandı. sonra tekrar yerine kondu. sonra iman ve hikmet dolduruldu. sonra burak getirildi. onun üzerinde cebrail (a.s) ile beraber gittim. ta dünya semasına vardık..."

    söz konusu hadisleri uydurma ve anlatılarını da müslümanlar arasına sokulmuş bir hurafe olarak kabul edenlere göre ise gerek bu yalanları uyduranlar, gerekse uydurulan bu yalanları eserlerine koyanlar, farkında olarak ya da olmayarak hem ağır bir günah işlemişler, hem de daha süt çocuğu iken kalbi zemzem ile yıkanıp nur ile mühürlenen peygamberimizi, her seferinde yeniden temizlenmeyi gerektirecek kadar kalbinde kötülük oluşan, uslanmaz, haşarı bir insan olarak göstermişlerdir. böylece ilk günahlarına bir de iftira suçunu eklemişlerdir.

    bu görüşü savunanlara göre bu yalanların sadece uyduranlar açısından değil, aynı zamanda bu yalanlara inanan muhataplar açısından da olumsuz neticeler doğuracağı kesindir. bu olumsuz neticelerle karşılaşmak istemeyen bir müslüman'ın yapması gereken tek şey, aklını kullanmaktır. yûnus sûresinin 100. âyeti: "aklını kullanmayıp bu yalanlara inananlar ise bilmelidirler ki, allah, pisliği aklını kullanmayanların üzerine kılacaktır. [yağdıracaktır, bırakacaktır]." buyurmaktadır.
    aslında her akıllı müslüman, kalbin ameliyat esnasında yıkanarak kötülüklerden arındırılması ve boşalan yere aklın ve idrakin ürünü olan erdemlerin ve imanın doldurulması gibi mantıksız bir yalanı derhal anlayabilir ve reddedebilir.

    http://www.istekuran.com/index.php?page=insirah
    http://www.okyanusum.com/insirah3.html
    http://www.enfal.de/telmalili/insirah.htm
    http://www.google.com.tr/search?q=şerh-ı sadr
hesabın var mı? giriş yap