• limbik sistemde bulunan, hipotalamustaki iştah merkeziyle ve parietal lobların vücut imgesiyle ilgili kısımlarıyla bağlantısı olan yapı.
  • insular korteks insan beyninin ilk gelişen cortex yapısıdır. ve burası koku ve tat almadan sorumludur. ve insanın en ilkel duyusudur.

    daha sonra sırasıyla temporal lob, occipital lob, parietal lob , frontal lob ve en sonda da prefrontal cortex gelişir.
  • sigarayı severken aslında sigarayı sevmiyorsunuz. sigaranın bedeninizde yarattığı etkiler bütününü seviyorsunuz. yalnızca nikotinin yarattığı öforiden bahsetmiyorum. şeklini estetik buluyorsunuz, boğazınızdaki gıcık, parmak hareketleriniz, dumanının dağılışı, sigarayla ilgili ritüeller...

    insulanız hasarlandığında ise ansızın sigaradan vazgeçiyorsunuz. pardon, sigaranın size verdiklerinden. sigara hala iki parmakla tutulmakta, nabzınızı, kan basıncınızı aynı şekilde etkilemekte. bağlandığı reseptörler aynı. artık ilginizi çekmiyor, keyif almıyorsunuz.

    o’na mı aşıksınız? yoksa onun kendi elinde bile olmadan sizde yarattığı değişikliklere mi bağlısınız? eminim saçlarını, gözlerini, ellerinin saıcaklığını, konuşmasını, tavrını, gülüşünü beğendiğiniz için sırf bu özelliklerin bir insanı özel ve vazgeçilmez yaptığına inanmışsınızdır. tabi insulanıza bir tokat atılırsa başka. o zaman ne gülüşü, ne gözlerindeki ışık, ne saçını arkaya atma hareketi size çekici gelmeyecektir. tıpkı koku ve tat duyularınız olmadıktan sonra en sevdiğiniz yemeğin sizin için samandan farksız olması gibi.
    güzelliğin beş para etmez bu bendeki insula olmasa

    ne diyorduk? yemek. insulanız hasarlanırsa taze ve bayat yemeği dahi birbirinden ayıramazsınız. güneş altında serin bir gölge bulmaya çalışmazsınız. bu insan dost mu düşman mı diye düşünmez, buna göre tavır almazsınız. çünkü fark etmez.

    vicdanlı mısınız?
    eğer bir çocuğun üşümesiyle üşümemesi arasındaki fark, sarı kazak giymesiyle yeşil kazak giymesi arasındaki farkla aynıysa sizin için -insulanız hoş olmayan şeyler yaşamışsa demek istiyorum- başkalarının duygularına karşı körseniz, empati yapamıyorsanız, herhalde vicdan diye bir şeye sahip olmanızı bekleyemeyiz.
    vicdan mı? fransızca mı bu?

    (bkz: aleksitimi)

    hülasası insulamız, bir şeylerin bizim için fark etmesini sağlar. arzu, sevgi, acı, nefret, keyif, tutku, bağımlılık, tiksinti, gurur gibi duygulara sahip olmamızı ve negatif ya da pozitif tepki vermemizi sağlar. insulasında tümör olan hastaların yakınları, kişinin artık boş baktığını, donuklaştığını, ilgisizleştiğini, çevreden koptuğunu, iyice mallaştığını anlatırlar. mal burada doğru kelimedir. eşyadan farkımız, reaksiyon verebiliyor olmamızdır. bir dahaki sefere kutlanacak şeylere kadeh kaldırırken etrafta kutlanacak bir şeyler olduğunun farkında olmanızı sağlayan insulanıza da kadeh kaldırın.
  • insula, beynin lateral sulcus adı verilen belirgin bir çatlağının içine sıkışmıştır. serebrum yüzeyinden gözlemlenemez. uzun yıllar sonra fark edilmesi ve hakkında da çok az şey bilinmesi bu gizlilik yüzündendir.

    fonsiyonu hakkında hala çok net bilgi olmamasına rağmen, davranış ve içgüdülerin bilinç ile etkileşiminde rolü olduğu düşünülmektedir. ''a.d craig''-ki kendisi nörofizyologtur,- tarafından, genel farkındalığımızın temel taşı olduğu ileri sürüldü yani insular kortex; bedenlerimizin konumu ve durumu, öznel duygularımız ve çevremizin temel özellikleri hakkında sürekli olarak bir yığın bilgiyi aldığını, ardından göze çarpan veya önemli bilgileri de “global emotional moment” olarak adlandırılan yapıya dahil ettiği düşünülüyor. '' global emotional moment'' bizim için önemli olan tüm bilgileri içeren (örneğin, mutluyum, uyarılmışım, ama yine de açım :) gibi ) zaman içinde bir noktadaki kendimizin bir görüntüsüdür. craig'e göre, şimdiki anın öznel olarak farkında olmamızı sağlayan şey, bu küresel duygusal anların bir araya getirilmesidir
  • beyninin bu bölgesi hasarlı olan bir savcının, meslektaşlarının yozlaşmasına karşı savaşını konu alan bir netflix dizisi bile var. stranger
hesabın var mı? giriş yap