• komedi/dram oranını şimdiye dek en iyi tutturabilmiş filmdir belki de.
  • insanın yaptığı işe kendisinden bir şeyler katabiliyor olması ne güzel.
  • kıyaslamak yanlış farkındayım ama kendi adıma amelie'den sonra izlediğim en iyi fransız filmi. sinema'dan bir yandan gülümseyerek, bir yandan duygu seli içinde çıkmanızı sağlayan kendini iyi hisset filmi. gerçek bir hikayeden uyarlama olduğunu öğrenince daha da bir etkileniyorsunuz. imdb'deki hızlı yükselişini sonuna kadar hakediyor.
  • tam anlamıyla muhteşem ve mutlaka izlenmesi gereken bir film. 2 saate bu kadar anlam yüklenen film sayısı fazla olmasa gerek.
  • yaşanmış bir hikayeden beyazperdeye uyarlanan keyifli bir fransız filmi. izlenmesi gereken, insanı mutlu eden ama bunu yaparken içine bir burukluk bırakmayı da ihmal etmeyen bir hikayeye sahip.
  • filme konu olan philippe pozzo di borgo kökleri 1764'e kadar dayanan pozzo di borgo aristokratlarının 5. nesil temsilcisi ve ailesinin politikacı olmayan ilk temsilcisidir. kendisi 5. pozzo di borgo dükü olarak anılmaktadır. ailesi geçmişte devlete büyük hizmetler etmiş, fransa'da özellikle paris'te hatırı sayılır mülkleri olan ferdinand ii. ve napoléon i. gibi fransız tarihinin etkili figürleriyle yakın ilişkileri olan bir soylular grubudur.

    ---spolier değil ancak filme konu olan hikayenin aslı---

    filmi bu kadar etkili kılan ve kendisinin yaşamını değiştiren asıl olaylar ise ders çıkartılması gerekecek nitelikte gerçeklerdir. masallarda olduğu gibi bildiğiniz 300-350 yıllık şatosunda paris'te ikamet etmekte olan bir iş adamıdır philippe. hayattan zevk almayı, adrenalini, hızı, ekstrem sporları seven philippe col de saisies bölgesinde 1993 yılında bir yamaç paraşütü macerasının elim bir kazayla sonuçlanması sonucu boynundan aşağısı felçli olarak kalır. bu olaydan üç yıl sonra ise çok sevdiği eşini kaybeder.

    bu olayların etkisiyle ağır bir depresyon geçiren ve durumundan ötürü çok istediği intiharı bile edemeyen philippe'in karşısına bakıcı adayı olarak 1996 yılında filmde driss adıyla omar sy tarafından canlandırılan cezayir asıllı abdel yasmin sellou çıkar. işin tuhafı abdel oraya işe girmek için değil devletten aldığı işsizlik maaşının keslimemesini sağlamak için başvuru kağıdına red mührü vurulması için gitmiştir. kendisi vurdumduymaz, hapishane geçmişi olan vagabon bir banliyö serserisidir.

    abdel'i philippe için farklı kılan şey kendisinin kural tanımaz oluşu ve araya mesafeler koyan prosedürlerden bihaber biçimde ona sanki ev arkadaşı, abisi gibi davranması olmuştur. abdel kendisinin yanında yaklaşık 10 yıl kalmış; üzüldüğünde onunla gezip tozmuş, yaşıtı gibi şakalar yapmış onunla çalışmaktan ziyade parayı vs. önemsemeden bildiğiniz beraber yaşamıştır.

    philippe abdel ve yaşadıkları hakkında le second souffle adında bir anı kitabı da yazmış ve tüm içtenliğiyle arasında dağlar kadar fark olan bu insanla kurduğu dostluk ve onun kendisi girdiği çıkmazdan nasıl kurtardığı hakkında çıkarımlarda bulunmuştur. abdel'e taktığı lakap le diable gardiendir, yazdığı kitabın film sonrası ikinci derlemesinde de adını bu şekilde değiştirmiş ve o basımı tamamen ona ithaf etmiştir.

    şu anda abdel'in tavsiyesiyle bağlantıya geçtiği eşiyle evlenip 2 çocuk sahibi olmuştur ve fas'ın suvayr kentinde bir malikanede yaşamaktadır. fransa-fas arası gidip gelmektedir. abdel de onun yardımlarıyla bir şirket kurmuş ve evlenip üç çocuk sahibi bir adam olmuştur.

    filmden ziyade daha detaylı açıklamalar için;

    kitap: le diable gardien
    belgesel: à la vie à la mort

    ikilinin film galasındaki resmi abdel ve philippe

    kişisel not: fransız sinemasının hangi sebeple aslen cezayirli olan abdel'i senegal göçmeni bir siyahi olarak canlandırmayı seçmiştir anlamıyorum tabii ki. aslında; (bkz: pied noir)
  • sıcak ve içten bir film. iki erkeğin dayanışmasını ve hayata karşı duruşlarını anlatıyor.
    gerçek bir olaya dayandığı için etkileyiciliği artıyor ama yine de çok abartılmamalı!

    --- spoiler ---
    herkes gibi françois cluzet'e ve her erkek gibi o kızıl saçlı yavruya bayıldım.
    keşke ben de böyle zengin bi abinin yanına kapağı atıp maserati'yle şehri turlasam!
    --- spoiler ---
  • insanın içini açan eğlenceli bir film.
  • bitmesini istemediğim saatlerce izlemek istediğim film yüksek dozajda tavsiye ederim.
  • yer yer bir fransız filmi olduğunu hatırlatan sahnelere rağmen.. incelikle işlenmiş bir konu,gerçek hayattan geliyor olması insanların kendinden bir parça bulmalarını ve yüzlerindeki gülümsemeyi daha anlamlı kılmıştır. izlemeyen eksiktir okadar diiim...
hesabın var mı? giriş yap