• "gelecek ne zaman umut olmaktan cikip bir tehdit haline geldi?"
    "bir insani ne kadar severseniz sevin kani size dogru akmaya basladiginda geri cekilirsiniz"

    chuck palahniuk'un baska hicbir kitaba benzemeyen, kendisini de kat be kat astigi kitabi.
  • --- spoiler ---
    '' bana şehvet ver
    bana tarafsız varoluşçu can sıkıntısı ver
    bana başa çıkma mekanizması olarak başıboş entelektüalizm ver
    bana empati ver
    bana sempati ver
    bana acımasız dürüstlük ver
    bana dikkat ver
    bana aşırı sevgi ver
    bana bir şans ver
    bana şefkat ver
    bana bir şans daha ver
    bana şaşkınlık ver
    bana hayret ver
    bana neşe ver
    bana eğlence ver
    bana aşk ver
    bana sabır ver
    bana kudret ver
    bana romans ver
    bana inkar ver
    bana tolerans ver
    bana anlayış ver
    bana amnezi ver
    bana yeni bir aile ver
    bana hakimiyet ver
    bana sukunet ver
    bana kendimi tutma gücü ver
    bana barış ver
    bana kurtuluş ver
    bana sıla hasreti ver
    bana nostaljik çocukluk özlemi ver
    bana acıma duygusu ver
    bana başkalarının duygularını anlayabilme kabiliyeti ver
    bana bir ses ver
    bana bir yüz ver
    bana her türlü hakimiyet duygusu ver
    bana terör ver
    bana inkar ver
    bana cehalet ver
    bana cesaret ver
    bana tolerans ver
    bana bilgelik ver
    bana öfke ver
    bana intikam ver
    bana toptan ve tamamen haklı çıkarılmış cezalandırma ver
    bana cesaret ver
    bana yürek ver
    bana neşe ver
    bana tazelik ve enerji ve masumiyet ve güzellik ver
    bana başa çıkma mekanizması olarak vahşi intikam fantazileri ver
    bana sadece bir fırsat ver
    bana güzellik ver
    bana barış, mutluluk, sevgi dolu bir ilişki ve mükemmel bir ev ver
    bana duygusallığa muhtaç ağlama zırıltısı ver
    bana kendini yiyip bitiren egosantrik boş laflar ver
    bana erişkin hayatımın son safhalarının revizyonunu ver
    bana şu boktan dünyada aynen göründüğü gibi olan tek bir şey ver ''
    --- spoiler ---
  • "simdi" , diyor kursuni dudaklar, " az once yaptigin gibi bana butun hikayeni anlatacaksin. hepsini yazacaksin. bana hikayeni tekrar tekrar anlatacaksin. bana butun gece yurek parcalayici boktan hikayeni anlat." bu kralice brandy kemikli uzun parmagini bana dogru uzatiyor.
    "anlattigin seyin" diyor brandy, "sadece bir hikaye oldugunu anlayacaksin. ve ayni seyleri bir daha yasamayacagini. anlattigin hikayenin sadece kelimelerden ibaret oldugunun farkina vardiginda, gecmisini bir kagit gibi burusturup cope atabildiginde," diyor brandy, "iste o zaman kim olacagina karar verecegiz" - sf.45
    --
    okuyun, okutun..
  • isviçreli bilimadamlarının yaptığı araştırmalar göstermiştir ki ayrıntı yayınlarından çıkan çevirisi, spoiler dolu arka kapak yazısından önce okunursa hikayenin etkisi daha şiddetli ve uzun süreli olabilmektedir. söz konusu arka kapak yazısında çat çat verilen bazı bilgileri bilmeden hikayeyi okumak kuşkusuz okuyucu, kitap, chuck palahniuk ve insanlık için daha faydalı olacaktır (ve hatta mümkünse kitap hakkında önceden hiçbir şey okumayın -- bunu okuyabilirsiniz)
  • kitabın beni en çok etkileyen yanı, estetik kaygıların insanları yapaylaştırması ya da standartlaştırması ile ilgili kısmından çok, toplumsal yaşamın bireyselliğimize olan etkisi oldu. bazı şeyleri ne kadar düşünmeden, sadece toplumdan görerek, yaptığımızı fark edebilirsiniz bu kitabı okuduktan sonra; sandığımızın aksine yaşamımızda kendi başımıza aldığımız ne kadar az karar olduğunu; her konuda tek bir fikir benimsemeye çalışan toplumun karşıt görüşleri nasıl yok ettiğini; yollarımızı kendimizin değil, kalabalığın çizdiğini...
  • "yazarın sarsıcı ilk romanı dövüş kulübü, görünmez canavarların yanında aheste bir payton gezisi gibi kalıyor" demiş james sullivan kitap hakkında..

    "bana tarafsız varoluşçu can sıkıntısı ver.
    flaş.
    bana başa çıkma mekanizması olarak başıboş entelektüalizm ver.
    flaş."
  • paylaşmadıgın için tesekkurler gibi muhtesem bir cumleyle aslında herkesin herseyin bokunu nasıl çıkardıgını habire vurgulayan muhtsem kitap.
  • öncelikle şunu belirtmekte yarar görüyorum: palahniuk favori yazarım olmakla birlikte, kitaplarını okuma sırasında kronolojik davranma hassasiyetini göster-e-medim. dolayısıyla adamın kitapları arasında son okuduklarımdan birisi invisible monsters. ha bundan banane diyenler olacaktır. şurda ciddi bir kritik yazma arefesindeyim, dikkat et derim.

    pre-scriptum diye bir dalga uydurdum, bu paragrafı da öyle tasarladım. tıpkı bir palahniuk kitabı okumadan önce yapılmasını tavsiye ettiğim gibi, bu entry'yi de okumadan önce şuraya yönlenmeyi tavsiye ederim: (bkz: transgresyonel kurgu)

    esas olaya gelecek olursak. invisible monsters, henüz fight club dahi yazılmadan önce kaleme alındığından, palahniuk'un bir kaportacı ya da kamyon şoförlüğü yaptığı ve bir nevi tyler durden olarak aramızda dolaştığı zamanlarda, tarzının ne yöne gideceğinde oldukça etkili bir unsur olmuştur. şöyle ki, edebiyatla öyle ya da böyle bir şekilde dirsek temasından öteye geçmiş insanlar bilir (gizli gizli öyleyim diyorum ben de), ilk yazılanlar ve alınan geri bildirimler, yazım tarzının oturmasında mihenk taşıdırlar. potansiyel yazar, ilk yazdığı şeyden itibaren ya vazgeçer ya da tam gaz yoluna devam eder. palahniuk abimiz invisible monsters ile ilgili olaraktan oldukça olumsuz geri bildirim almasına karşın, ters bir tepkiyle tarzını daha da sertleştirip marjinalleştirerek yoluna devam etmiş; neticede bugün hakkında şu kadar yazı yazılacak kadar bir bilinirliğe ulaşmıştır. inşa edilmiş tarz ise, non-fiction'da da değindiği üzere agresif bir ton, önceden planlanmış tekrarlar, afacan bir çocuk gibi dizilmiş cümleler, basit ve anlaşılır bir dil ve en önemlisi hepsini kapsayacak şekilde dahiyane bir kurguyla oluşturulmuştur.

    ister brandy alexander olsun, ister victor mancini, ister tyler durden ya da tender branson; romancılığın en klasik, en alışılageldik ve en karakteristik özelliği olan protagonist ve antagonist ayrımını başta net, roman ilerledikçe ise iç içe geçme ve sonunda birleşerek bir karşılıklı uyum * oluşturma bakımından ne derece başarılı birisi olduğunu ve olacağını daha bu kitaptan göstermiştir. bunun olumsuz yanı ise her yeni romanda kendini tekrar riskinin ortaya çıkmasıdır ki bu konuda da eleştiriler almış ve kimi zaman zıvanadan çıkmıştır. diary ile ilgili olaraktan şunlar mevcuttur:
    http://dir.salon.com/…08/20/palahniuk/index_np.html
    http://dir.salon.com/…s/2003/08/26/chuck/index.html

    diğer yandan kendisini tekrar etmesi benim naçizane fikrime göre* çok da itici bir durum değildir. çünkü palahniuk okuyanlar, zaten bir süre sonra olayların nasıl sarpasaracağını, nasıl şaşıracaklarını önceden tahmin ederler. ne var ki, gene de abimiz bizi, düşünmediğimiz bir yerden yakalar. bu beklentiyle alınan kitaplarda, sadık bir palahniuk okuyucusu belki de orgazmların en büyüğünü yaşar. tehlikeli bir aklın itiraflarıvari (kalıbı çok seviyorum) kurgular hem yenilik, hem edebiyatın gittiği yön, hem de kolay tüketimden mikrodalga gençliğine dönmüş bizleri düşünsel bir tüketime sevketmesi bakımından heyecan vericidir.

    neticede her ne kadar invisible monsters hakkında pek bir şey söylememiş olsam da, okuyanların bugün chuck palahniuk isminin nasıl oluştuğunu ve yazdıklarını bir film çeker gibi nasıl en ince ayrıntısına kadar akıllıca kurguladığını göstermesi bakımından çok önemlidir. geriye ise arkamıza yaslanıp kitabın zevkini çıkarmak, son 50 sayfa sendromu ile depresyona girmek kalıyor.

    tabii ki bir diğer önemli çalışma: (bkz: chuck palahniuk okuma rehberi)
  • chuck palahniuk bu kitabında, okuyanın elini tutuyor ve çizgi filmlerden aşina olduğumuz yerden yere vurma sahnelerinin isterik gülümseyişli devi kesiiliyor. ("ne de olsa izleyici olmadan isteri krizi geçirmek imkansızdır")
    inanılmaz bir kitap!
  • chuck palahniuk'in yazmaya başlamadan önce bol bol kadın dergisi okuyup benzer bir dille yazmaya çalıştığını söylediği romanı. evie ismine dikkat *.
hesabın var mı? giriş yap