• bu türküyü niye severiz? bozlak versiyonu, oyun havası, feryal öney yorumu demeden dinlediğimizde neden içimize işler? bir kez dinlemek yetmez, en berbat angara'nın bağları videosuna kadar seyrederek neden dibini buluruz? içimize işleyeceğini, ciğerlerimizi sökeceğini bile bile.

    kendimize bu işkenceyi seve seve revâ görürüz çünkü dünyanın ibneliğiyle çok keskin yüzleştirir bizi. hiç acımadan.

    dünyanın ibneliğidir; sen seversin el alır!
  • anadolu düğünlerinin vazgeçilmez türküsü. türkü nefis ona sözüm yok. ama anlamadığım bir şey var arkadaş. "ben sevdim eller aldı" diye diye oynanır mı?

    ben olduğum yere çöküyorum duyunca, düğün insanları daha bir arzulu oynuyor.

    belki de onların yaptığı doğrudur, bilemedim, bilemem.
  • mesam'ın 13. olağan genel kurulundaydık, yaklaşık iki sene önce. yine hararetli tartışmaların içindeydik ki salon, bir anda arkalardan gelen bir feryatla irkildi. şöyle dedi o ses; "ankara'nın bağları'nın eser sahibiyim. iki senedir hesabıma yatan para 50 lira, nerde bu paralar, bu nasıl adalet?" salonun yarısı alkışladı bu feryadı, ben ise dondum kaldım. olacak iş değildi hani. beğenirsiniz beğenmezsiniz orası ayrı ama böylesine başarılı bir eserin sahibine ödenen para bu mu olmalıydı, nasıl feryat etmesin adam? toplantı boyunca ankara'nın bağları'nı söyleyip durdum içimden dışımdan. canım yanmıştı, çok yanmıştı.

    sen seversin el alır, hikaye budur.
    ister oynayın bu türküyle, ister ağlayın.
    her durumda dağlanan bir kalbi taşırsınız.
    biz bunu kendimize hep yapıyoruz, yaparız.
    oynarken ağlıyoruz, içten içe yanıyoruz.

    sen seversin, el alır. yürekte acı kalır.
    sen tutmaya kıyamazsın elini, yel alır önce, sonra el.
    boynunu büke korsun.
    olsun.

    aslına yakın halini feryal öney söylemiştir ilk.
  • içinde ankara'nın bağları adlı dizelerin olmadığı eserdir.

    yıllar sonra ankaralı coşkun adlı komik bir adam çıkıp, şarkının üzerine bu dizeleri yazıp ağıt olan bu türküyü oyun havası haline getirmiştir.

    domdom kurşunu gibi, fesuphanallah gibi, hey onbeşli gibi hüzünlü şarkılarda oynamayı adet edinmiş milletimiz, bu şarkıda da kırıtmayı, gerdan kırmayı ihmal etmemiştir.

    oysa ki, içinde ben sevdim eller aldı, içimde acı kaldı gibi, boynumu büke koydum gibi hüzünlü dizeler vardır ama kimin umurunda.

    ankara kültürü diye, cebeci pavyonlarında çalan kadınlarla oynanacak saçma müzikler icat edildi, tuhaf elektro bağlama melodilerini kültür sandı insanlar ve sonuçta gelinen nokta, ankara'nın bağları adlı kimliksiz şarkı çıktı ortaya.

    seyit çevik söyler kemanla anlarsınız şarkının nereden nereye geldiğini.

    seyit çevik, daha sonra mahkemeye gider, mahkeme eserin anonim olduğuna hükmeder. böylece seyit çevik de mahrum olur eserinden.

    buna benzer bir örnek de, koçhisarlı elvan dalton adlı başka komik adam için veriebilir. barış manço'nun balböceği adlı şarkısına söz yazıp, piyasaya çıkmıştır. sorana da "ikimiz de sanatçıyız" benzeri bir karşılık vermiştir.

    (bkz: #36379644)
    (bkz: #44328544)
    (bkz: #36379580)

    tabii ki kültür bakanlığı ya da benzeri kurumlar, böylesi bir duruma seyirci kaldıkları için, osuruk gördü mü gülen, emek hırsızlığı yaşanan, özgün bir şey üretemeyen kuşaklar yetişiyor.
  • ankara'dan dönüşün en güzel yanıdır. dinlemek için bahaneye gerek kalmaz. bayram bilge tokel söyler, biz dönüş yolunu iple çekeriz. ucu kalan ip var ya, hah, işte onunla...
  • bir kirikkale turkusu:

    ip attim ucu kaldi
    tarakta kucu kaldi
    ben sevdim eller aldi
    yurekte aci kaldi

    almayi yuke koydum
    agzimi bukekoydum
    aldin yarim elimden
    boynumu bukekoydun

    (bkz: bulutlar gecer) (bkz: feryal oney)
  • sözlerine önce bir anlam veremeyip, altmis küsur senelik ankarali olan ustelik de ankara'nin bir köyünde dogup buyumus annecigime sormamla aydinlandigim turku... aciklamasi soyle, " yün taraklari olur, yünler taranir o iri disli taraklarda, sonra egrilip bükülür, ip yapilir, urgan yapilirmis eskiden. burda ip yapiyor sair ya da asik türkü icabi, ama yünü yetmiyor, en sert, kirikli, zorlu kismi ise tarakta kalmismis, onu diyor olabilirmis..." boyle de lüzumlu, lüzumsuz seyleri merak edip telefona sarilmiyor muyum, bir dusunce sariyor beni, ne gereksiz seylere takiyorum ben yaaa! manyak miyim neyim acaba!???

    (bkz: doldurma dize)
  • bir bu türküde oynandığına hayret ediyorum. bir de şu sille'den gece geçtim'e. ikisi de orijinal halleriyle yürek dağlayan hikayelere sahip; ama soysuzlaştırılmış ankara oyun havaları gibi söylenmeleri büyük ayıp bence. had bilmezlik.

    buyur;

    neşet

    oğuz
  • seyit çevik'in keman eşliğinde söylediği orijinal versiyonu biraz hareketli sayılır. feryal öney ise özellikle:

    "ben sevdim eller aldı
    yürekte acı kaldı"

    ve

    "aldın yarim elimden
    boynumu bükekoydun"

    kısımlarında yürek dağlamakta. usul usul..
  • ilk başta kulağa bir devlet bahçeli söylemi gibi gelen türkü ismi.
hesabın var mı? giriş yap