• almanya’ya göçmüş, orta halli, sıradan bir ailenin kızı ipek. fakat sıradanlığın meyvesinden de sıdkı sıyrılmış. kabuğunu kırmak, başka yemişler tatmak için heves büyütmüş. onu harekete geçiren şey işte bu yontulmamış arzu. devrimizin yarı münevver takımının yakıtı zannedildiği gibi düşünce yani teori değil eylemdir. gah dayanışma için örgütlenir, gah sokağa dökülür vesaire… hareket halinde ve bir aradadır. teori, eylemini süsleyen bir ziynet gibidir. o yüzden de bu takım süsüne düşkün, seçici, zevk sahibi fakat derinliksizdir. bu elbet ipek için de öyle. onun müzik ve kişiliğini geliştirirken ki tutumu, yalçın küçük’ün deyimiyle “deneyimli bir kabzımalın toptan sebze piyasasındaki davranışına” benzer. müzik pazarından bir çift turna’yı, yuh yuh’u gözüne kestirmiş, bunları berlin’in dans müziği sepetine doldurmuş ve sonra da kendi tezgahına koymuş. malın iyisinden anlıyor doğrusu. bu pazarda ne gider ne gitmez biliyor. müşterilerini tanıyor. kimmiş bunlar? öğrenimini batı’da görmüş yahut dünyaya batı’nın merceğinden bakan, geleneksel dinlere inanmayan ancak modern dinlere (astroloji, numeroloji, homeopati, demokrasi vs.) en azından yakınlık duyan, ekseriyetle çocuksuz ve siyasi olarak kendisini muhafazakarların karşısında konumlandıran kimseler. bunlara kısaca müstemleke entelektüeli diyebiliriz. ‘öteki’yi herhangi bir zahmete katlanmadan, rizikosuz, pantolonun üstünden, el yordamıyla ama elini bulaştırmadan, çarçabuk tanımak istiyorlar. emziği bala batırmazsan ağızlarına almıyorlar. bir çift turna’yı, yuh yuh’u ona büsbütün yabancı olan soslara bulamanın sebebi bu. biliyor ki müşterisi de tıpkı kendisi gibi otantiği değil egzotiği arıyor. otantik, katışıksız, olduğu gibi olan bir şeyle karşılaşınca onu anlamaya çalışmak, dünyayı onun gözleriyle görmeye çabalamak yani ona yabancı olmaktan çıkmak, derinleşmek zahmetli iştir. bilmediğin denize dalmaktır. oysa sana yabancı gelen şeyleri sadece bir ilginçlik, hoşluk olarak görmek; onlara kendi gözlerinle bakmak kolay iştir. suya sadece kafanı daldırmaktır. eğlencelidir, ferahlık verir. o kadar. ipek’in yaptığı ikisi de değil. o kendine ve mensup olduğu cemiyete, kendisini öteki addedenin gözleriyle bakıyor. yani ‘biz’den ‘ben’i ayıklıyor ve artık içinde yer almadığı ‘biz’i, ‘onlar’ın nazarıyla izliyor. yerli ve milli oryantalizm! hem zavallıca hem de kitsch. geçenlerde celal nuri’nin kutub musahabeleri’ni okurken rastladığım şu cümleler bana ipek’i hatırlattı. kendini içinde bulunduğu cemiyetten ayrı tutan, kendine batılı gözüyle bakıp beğenmeyen, aynı mahcubiyet. içinde hakir görmenin zerrece olmadığı, samimi bir üzüntü duydum:

    “utanıyorum! en büyük bir cinayeti irtikab etmiş bir alçak gibi utanıyorum, bir türlü rahat yüzü görmüyorum. etrafımda bin türlü esbab-ı istirahat ve refahiyyet, hatta bin türlü vesait-i bahtiyari var. fakat benim mahcubiyetim bunlardan istifademe şiddetle mani oluyor....kendimden tiksiniyorum. onun için berlin’in şu muazzam, mücessem, müheykel medeniyet-gahın içinde bir öksüz vaziyetindeyim. her nerede ise tali’ime ağlayacağım: mehasin-i tabiiyye, asar-ı medeniye, otomobiller, elektrikler, fabrikalar, saraylar, şatolar, derunlarındaki asar-ı nefise, tiyatrolar, hususiyle musıki, ahalinin şetareti, hâsılı bütün bu hay u huy beni eğlendireceğine mahzun ediyor....hiçbir elem-i hususiyle mükedder değilim. kanaat-i şarkıyyeyi meslek ittihaz edinse idim eksiğim yok diyecektim. evet, bu üç milyon berlinli arasında bir ben garib ü nalânım, bir ben rencide vü dilhasteyim, bir ben merhum-ı iradet ve binaenaleyh mahkûm-ı mezelletim.?

    öyle.
  • soundcloud sayesinde müthiş set'lerini keşfettiğim, saygı duyulası dj.

    happy easter turkish funk edits adında 1:16:42'lik bir editi var ki kaç yüz kere dinledim bende bilmiyorum. oldukça başarılı bir çalışma, hayranlıkla takipteyiz efenim..!

    dinleyiniz, dinlettiriniz :)

    happy easter turkish funk edits by dj ıpek ıpekcioglu
  • ömer sercan '' ezhel '' ipekçioğlu ile kuzendir
  • bi yerlerde otururken ayaklarınızı ritme göre sallattıran dj tanımımıza uyar. berlin'deki canlı performansları ülkemizde kendine dj diyen bir çok isme taş çıkartır.

    1972 berlin doğumlu olan dj sosyal pedagoji okumuştur ve "homoseksüellik ve göç" konusunda uzmanlaşmıştır. çalışmalarında türkiye’de homoseksüellik konusunu da ele almaktadır. aynı zamanda politika ve homoseksüellik üzerine makaleler yayınlamıştır.

    soundcloud profilini bırakıyorum. mezopotamya, türkiye ve orta doğunun ezgilerini birleştirip size sıcacık sunar.
  • buraları okuyorsa bilsin istedim.

    ağustos ayında, side'de gün batımındayız. sevgilimle el ele side sokaklarında geziyoruz. derinden o kadar güzel bi saksafon sesi geliyor ki. ipek ipekçioğlu lan bu diyorum. nerde çalıyor? sesi takip ediyoruz. tam o saksafonun the way i do şarkısında transa geçtiği dakikalar. mekanın kapısından içeri giriyoruz, arka kapıdan deniz manzaralı masalara çıkıyoruz. altımız kumsal, karşımızda güneş batıyor. hafif alkollüyüz. hayatımdaki en güzel manzarayı görüyorum the way i do eşliğinde. ömrüm boyunca unutmayacağım bir video kayda almış alıyor beynim.

    çok teşekkür ediyorum. ne zaman aynı hissiyatı yaşamak istesem açar dinlerim.

    çok güzel şarkı.
  • bir süredir içerisinde elektro-oryantal parçaları bulunduran bir playlist yapmayı planlıyordum. çünkü baya etkileyici buluyorum, kontrast her müzik türünde olduğu gibi bu türde de sağlam bir etki yaratıyor üzerimde. birkaç örnek de vardı kafamda damas- fakear ve lullaby - hraach & armen miran gibi. neyse araştırmaya devam ettim, ve bu ablamıza rastladım. bugün itibariyle uyan uyan isimli eseri spotify'da 12.000 kez dinlenilmiş. bu, insanı özel hissettiren bilgi dışında hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığım kadın.

    playliste gelirsek, ipek ipekcioglu ve niceleri sayesinde güzel bir iş olacak gibi. spotify sevenler için uçak gibi bir link; orientalicity
  • genel tabiriyle anadolu soundlarını elektronik müzik dinamiği içinde öyle güzel, öyle organik harmanlar ki kendinizi bir anda mezopotamya'da hissedebilirsiniz.

    "sanat insanın doğadaki devamıdır" mottosuyla var olan rist istanbul'da 1:34:59 luk müthiş seti ile görünür olmaya devam ediyor. daha fazla üretmesi dileğiyle.

    petra nachtmanova ile beraber düzenledikleri aslı "ötme bülbül" olan bir alevi deyişi "uyan uyan". barış manço'nun dönencesi. hakan vreskala'lı bir çift turna ve daha nice solo çalışmalarını bu set içerisinde bulabilirsiniz.

    son dönem çalışmalarından gaye su akyol'lu "kendimden kaçmaktan"ın yeri ise ayrıdır.
  • candır. canandır.
  • http://dj-ipek.com/ isminde bir internet sitesi olan dj.
  • selda bağcan'ın seslendirdiği "uyan uyan" adlı türküsünü harika yorumlamış hatun kişisi. helal olsun. geç tanıştık ama harika yorumlamış gerçekten. uyan uyan uyan
hesabın var mı? giriş yap