• literatürde fisher denklemi olarak ünlenmiş bir formül kazandırmıştır.

    nominal faiz oranı = reel faiz oranı + beklenen enflasyon
  • 1929 buhranıyla bütün karizmasını ve servetini kaybeden iktisatçı. buhrandan sonra bütün hayatını servetini geri kazanmak için harcamış.
  • buyuk buhran surecini aciklamaya calisan borc deflasyonu kuramini ilk kez o ortaya atmistir:

    fisher, irving (october 1933). "the debt-deflation theory of great depressions". econometrica 1: 337-357.
    http://fraser.stlouisfed.org/…/meltzer/fisdeb33.pdf

    reel faiz, nominal faiz ve enflasyon oranlari arasinda iliski kuran fisher denklemi'ne de adini vermistir:

    1 + nominal faiz orani = (1 + reel faiz orani)*(1 + enflasyon orani)
  • prof. dr. irving fisher (1867 - 1947)

    amerikalı iktisatçı fisher marjinal fayda kuramının matematikleştirilmesine önemli katkılarda bulundu. piyasa değeri denklemi bugün de para kuramına ilişkin çok sayıda çalışmanın temelini oluşturmaktadır.

    saugerties/new york'ta dünyaya gelen fisher zor koşullar altında büyüdü. tarikat kilisesinde papaz olan babası, iki kardeşi gibi, erken öldü. her ne kadar fisher new haven'de yale üniversitesi'nde okumayı başardıysa da, ayrıca özel ders vererek ailesinin geçimine katkıda bulunmak zorunda kaldı. olağanüstü başarıları sayesinde 1888'de bir burs kazanarak matematik, felsefe ve sosyal bilimlerle ekonomi bilimleri dallarında eğitim görebildi.

    fisher 25 yaşındayken yale üniversitesi'nde ekonomi dalında salt kuramsal olan ilk doktora tezini verdi. adı "paranın satın alma gücü" idi. başkaları yanı sıra carl menger ve ikon walras tarafından kurulmuş olan marjinal fayda kuramı (grenznutzentheorie) ve bu kurama dayanan fiyat kuramına, yani piyasada bir fiyatın ne şekilde ve ne yükseklikte oluştuğuna ilişkin tümüyle matematiksel açıklamasını gözler önüne serdi. fisher bir yıl sonra varlıklı bir aileden gelen margaret hazard ile evlendi. 31 yaşında yale üniversitesi'nde ekonomi kürsüsüne atandı. ne var ki, buraya atandıktan kısa bir süre sonra tüberküloza yakalandı ve üç yılı aşkın bir süreyi çeşitli sanatoryumlarda geçirmek zorunda kaldı. ancak 1901 yılında profesör olarak çalışmaya başladı.

    fisher'in üniversite dışı aktivitelerine bundan böyle hastalığının damgası vuruldu. inanmış bir vejetaryen olan fisher nerdeyse dinsel bir hevesle gerçek sağlık bilimini kurmak istiyordu. 1907'de bir devlet sağlık bakanlığı tesis etmek amacıyla bir komite kurdu. bir hükümet komisyonunun üyesi olarak iki yıl sonra "ulusal sağlığa ilişkin rapor"u yayınladı.

    fisher'in bilimsel çalışmalarında, tekrar tekrar gözlemlediği konjonktür (piyasa hareketleri) dalgalanmalarında merkezi bir anlam tanıdığı paranın değeri konusu, ağırlık noktasını oluşturmaktaydı. buna göre paranın değeri sık sık dalgalanan satın alma gücüyle kendini belli etmektedir. tüketici, (kâğıt ya da madeni paranın üzerinde yazılı) nominal değer ile paranın reel değeri(satın alma gücü) arasında bir ayırım yapamadığı için, bunu çoğu zaman anlamamaktadır.

    fisher 1911'de yayınladığı "the purchasing power of money" (paranın satın alma gücü) adlı yapıtında para miktarının artırılmasının fiyatları etkileyeceğine ve ekonomik dengeyi bozacağına ilişkin düşüncelerini savundu. bunun sonucu olarak ortaya çıkan fazla ödemeler fiyat artışına ve dolayısıyla satın alma gücünün azalmasına neden olacaktır. fisher paranın piyasa değerine ilişkin denkleminde bu bağlantıları çok basit matematiksel bir formülle açıkladı.

    bilimsel çalışmaları ve sağlık alanındaki uğraşları yanı sıra fisher'in 1915'te yayınladığı "how to live" (nasıl yaşamalı) adlı kitabı en iyi satan kitaplar listesinde başa geçerek yarım milyondan fazla satış yaptı. fisher'in ayrıca buluşları vardır. bir hava odası ve bir güneş saati geliştirdi. ayrıca yazdığı makalelerle içki yasağının tutunması için çalıştı ve 1923'te dünya barışının güvence altına alınabilmesi için önerilerini sundu. aynı yıl içinde kurduğu endeks sayıları enstitüsü paranın satın alma gücünü kaydetmek üzere haftada bir, bir toptan fiyat endeksi çıkarttı.

    1929'da ortaya çıkan dünya ekonomi buhranı, fisher'in yeni bir ekonomik döneme ilişkin inancını aniden yok etti. bir yıl sonra konjonktür dalgalanmalarına ve ekonomik depresyona ilişkin tepkilerini "the stockmarket crash and after" (borsada hisselerin aniden düşmesi ve sonrası) adlı kitabında dile getirdi. yine 1930'da, daha önceden 1907'de yazdığı "the rate of interest' (faiz oranları) adlı kitabının tekrar gözden geçirilmiş baskısı olan "the theory of interest' (faiz kuramı) adlı kitabını yayınladı. bu yapıtında işadamının (varlığını maksimuma çıkartan) ve tüketicinin (yararını azami dereceye çıkartan) hedefleri arasındaki ilişkinin aynı hedefe yönelik olduğunu açıkladı. adını kendisinden alan denkleminde aynı çalışmanın sonucu olarak faiz oranının karmaşık bir ekonomideki rolünü anlattı. buna göre nominal ve reel faiz oranı arasındaki fark beklenmekte olan enflasyon oranına işaret etmektedir.

    1935'te emekliye ayrılan fisher, yayınlarıyla dikkatleri üzerine çekmeyi sürdürdü. 1942'de yayınladığı bir makalede vergi sisteminin kökten bir biçimde değiştirilmesini istedi. bundan beş yıl sonra 80 yaşında new york'ta öldü.(kaynak: brittannica)
  • ekonominin temel parametrelerinden olan faiz enflasyon ilişkisi iktisat ilmi icat edildiğinden beridir tartışmaların öbeğindedir. genel olarak söylemek gerekirse faiz düşerse enflasyon artar ya da faiz artarsa enflasyon azalır tezi hakim bir konumdadır. diyelim ki dünyada bin tane iktisatçı varsa, bunun 990 tanesi bu tezi savunur diyebiliriz. tabi bunun tersini savunanlar da vardır; yani faiz düştükçe enflasyon düşer ama uzun vadede, hem de üretimle desteklendiği sürece. işte o bin iktisançının on tanesi de bu görüşü savunur diyebiliriz. bu on kişinin piri de irving fisher'dir.

    2021 yılının özellikle son beş ayında yapılan faiz indirimleriyle bütün dünyada ekonomi ile ilgilenen herkesin dikkatini çeken türkiye işte bu fisherci yaklaşımın ürünüdür.

    erdoğan bir model deniyor; ya kendisine saplayacak ya da millete... dedikleri işte bu modeldir. erdoğan bu modelle, "kısa vadede faiz düştükçe enflasyon ve ona bağlı olarak kur artışı olabilir ancak uzun vadede taşlar yerine oturacak, gül gibi olacağız" diyor. bu belki doğru olabilir ama sayın erdoğan'ın burada unuttuğu bir şey var; türk milleti realitesi. türk milleti bu uzun vadeyi bekler mi? bana göre dünya üzerinde en pragmatist millet olan türk milleti bunu yemez benden söylemesi.
  • mv=py denklemini bulduğu iddia edilen ancak söz konusu eşitliğin para dolaşımı yasası adı altında taa 1859 yılında, metaların dolaşımı için zorunlu olan para kitlesinin, para devirlerinin ortalaması ile bölünmüş olan meta fiyatları toplamına eşit olması gerekliliğinden bahseden karl marx tarafından (hatta marx'tan bile daha önce david hume'a kadar gidiyormuş bu tespit) zaten ortaya konmuş olduğu gerçeğinin söz konusu olduğu bir ortamda dürüstlüğü şüphe altında olan burjuva iktisatçısı. (bkz: intihal)

    (bkz: ekonomi politiğin eleştirisine katkı)
  • yeni tayyip erdoğan türkiye'sinde, faiz mevzusunun ekonomi aklı gibi duran iktisatçı. yalnız ülke için çok kritik ve değişik vaziyetlere de sebep olabilir. aman diyelim.

    konu ile alakalı başdanışman yazısı :

    http://www.milliyet.com.tr/…ine-teorik-bir-2670467/
  • (bkz: fisher etkisi)
  • düşük faiz enflasyonu düşürür iddiasında bulunan teorisinin; birileri tarafından ülkemizde sahneye konulmak suretiyle acı acı çöktüğünü gördüğümüz amerikalı iktisatçı.
  • parasal iktisat en çok üzerinde durduğu konudur.
    irving fisher'ın politika hedefi fiyat istikrarıdır.
    30'un üzerinde kitap yazmıştır.
hesabın var mı? giriş yap