• dün ilk kez ciddi anlamda düşünmeye başladım. boşanma başlığında birkaç kişi "insanın aklına bir kere düştüyse er geç gerçekleşir" diye yazmıştı. bence iş değiştirme düşüncesi de tam olarak böyle bir şey. iş bulma ve yeni işe adapte olma süreci zaten başlı başına stres kaynağı. şu an çalıştığım şirketin çalışma şartları, koşulları düşünülünce türkiye koşullarında çok çok iyi. çalışanların tabiri ile tam evlenip çocuk büyütülecek, istersen memur gibi 8/17 çalışılabilecek bir şirket. ama az para veriyor işte. işimi çok seviyorum ama bu işi para için yaptığımız gerçeğini de değiştirmiyor. misal ev kredisi çekeyim diyorum, e ben bekarım tek başıma bu maaşla zorlanmak istemiyorum.

    bundan dolayı çalıştığım şirket resmen yanlış zamanda gelen sevgili gibi anasını satayım. "keşke farklı zamanlarla farklı koşullarda tanışmış olsaydık. o zaman her şey daha farklı olabilirdi. belki bir ömür mutlu mesut yaşayıp giderdik. fakat yanlış zamanda karşılaştık ve yollarımızı ayırmak zorundayız. seni hep özleyeceğim. senden sonra hiçbiri senin rahatını, konforunu ve huzurunu veremeyecek. bunu biliyorum ama bu şekilde de yaşayamam. konuştuğum kim varsa yapma diyor ama bu şekilde de yapamıyorum, üzgünüm" diyorum içimden.

    edit: entryden sonra zaman zaman yeni iş buldunuz mu diye soran çok kişi oldu. ciddi anlamda iş aramaya başlamam bu entryden yaklaşık 1 sene sonra başladı. süreç biraz acılı oluyor, zaman zaman ümitsizliğe düşüp sinirlendiğim veya üzüldüğüm zamanlar da oldu fakat bunların hepsi geçiyor arkadaşlar. o iş illa ki bulunuyor. motivasyonunuzu kaybetmeyin.
  • karar verme aşaması genellikle zor olsa da, tüm bu süreç sizin için asıl önemli olanın ne olduğunu sorgulama ve fark etme şansı yaratır. 3 senelik mevcut maceramı tamamlarken ben bunu gördüm şahsen.
    elbette yeni günün ve yeni yolculuğun daimi mutluluk getireceği garantisi yok, elbette daha iyi olacağını umarak yola çıkar insan ama bir garanti yok. sadece daha az mutsuz olmayı veya umutlarının daha yeşil kalmasını beklemekten başka çözüm yok.

    bir süredir kısılıp kaldığım girdaptan çıktığımı hissediyorum. atla deve değilmiş, gözümde büyüttüğüm kadar da zor değilmiş. yapmadıklarımdan pişman olmaktansa yaptıklarımdan pişman olmayı tercih edenlerdenim.
    kararsızlık aşamasında gelip buraya bakacak biri olursa bir gün tavsiyem: değişiklik iyidir, kuvvet verir.
  • cali$tiin i$yerinden ba$ka i$e gecme eylemi
    super kasici
    once i$ buluyosun sona adamlarla goru$me icin zaman ayarliyosun bunu obur tarafa caktirmiyosun sona anla$iyosun ama ben size haber vercem diyosun genede sona istifa ediyosun sona kal diyolar sona sende bu adamlar bana bunnari bunnari veriyo siz ne verceksiniz diyosun sona heeee diyolar sona obur tarafa ben geliyom diyosun ama ter dokuyosun bunnar olarken
  • 19 yaşında, ergenlikten çıkmaya çalışan bir gençken yazın evde canım sıkıldığı için bir akrabam vasıtasıyla stajyer olarak girdiğim şirketten yedi küsür yıl sonra ekip yöneticisi olarak ayrıldım. ki benim hayatımda yedi senedir ilişkimin devam ettiği insan sayısı işte anne baba kardeş, gerisi iki ayda bir topyekün değişir gider. böyle bir istikrar abidesiyken şirkette hoşuma gitmeyen şeyler olmaya başladı, zaten bir çok yerden iş şeysi geliyordu, dedik bir deneyelim. şimdi bu zorlu süreçte tavsiyeler gelsin. tüm bu tavsiyeler, sizin başka bir yere transfer olmanız baz alınarak yapılmıştır.

    bilinen ve sevilen bir elemansanız ve hatta olması gerekenin yarısı kadar maaşa çalışan iyi niyetli bir kardeşimizseniz, hele ki şirkete olan sadıkiyetinizi bir çok kere dile getirmiş ve kanıtlamışsanız gidiş kararınız üst merciler tarafından "five stages of grief" framework'üne uygun şekilde karşılanacaktır. nedir fsog -->

    1) denial
    2) anger
    3) bargaining
    4) depression
    5) acceptance

    bu beş madde farklı şekillerde size tezahür edecek. onlardan bazılarını şöyle derledim.

    1) "işten ayrılmak için çok yanlış bir zamanlama...": işten ayrılmak için hiç bir zaman doğru olmayacak, nokta. patron "bi 3 ay daha kalsan şu projeyi tamamlasak iyiydi" diyecek ama projeyi tamamlayıp 3 ay sonra ayrılsanız da yine arkanızdan bacınıza küfür edecekler, üstüne bir de diğer iş teklifini kaybedeceksiniz. şöyle düşünün, müdür geldi "kardeş seni işten çıkarıyoruz, bye" dedi. ya da "seni işten çıkarıyoruz ama 5 ay sonra çıkaracağız" dedi. her halükarda adamın anasına söveceksin, kaçarı yok yani. o yüzden şartlar iyiyse gözü karartın, doğru zaman diye bir şey yok. doğru zaman bu zamandır.

    2) "bizi yarı yolda bıraktın": hintli bir dayı bunun için çok güzel bir laf etmiş zamanında: "love your job but don't love your company, because you may not know when your company stops loving you." sen yol arkadaşlarını yarı yolda bırakma diye çabalarken bir bakmışsın hissedarlar hooop sizin birimi kapatma kararı vermiş, yol arkadaşlarınla beraber sen iptal, sen vefad. hadi geçmiş olsun. şimdi vur kafanı duvarlara.

    3) "e sana bir sürü eğitim yatırım yapmıştık...": bak doğrudur, yapmışlardır, allah razı olsun dersin. teşekkür edersin. ama şunu kesinlikle unutmayın: işveren ve çalışanın sorumluluğu aylık olarak o ayın maaşı yattığı anda biter. çat. yıllarca çalışırsın, kasarsın, adam işten çıkarır, aa ama vefa borcu?? dersin, adam der ki "kardeş her ay maaşın zamanında yatmadı mı? daha ne borcu?". olay bu. adam haklı. sen de böyle düşün. o ay işini güzelce yaptın mayış yattı mı? taam olay bitti kardeş, sen yoluna ben yolunaaa.

    4) "gittiğin yer bir bok çukuru, belki 2 kat para vercekler ama en son senin pozisyonundaki çocuğu pişirip yemişler.": ayrılık konuşmaları içinde bu argümanın yeri gerçekten ayrı. tam bir "el classico". bu gerçek bir klasik, giden herkese söylenir. zaten bu kararı verirken gittiğiniz yerin gerçekten de bir bok çukuru olma ihtimalini göze aldığınızı farz ettiğimizden çok da bu madde üzerinde durmaya gerek yok. en kötü ihtimalle pişirip yerler.

    5) "hiç bir yer burası gibi olmayacak, her şey para değil.": doğru bir tespit. insanoğlu şu yeryüzündeki her madde gibi eylemsizliğe yatkındır. yani dışarıdan bir etki olmadığı sürece pek de hareket etmek istemeyiz. bu atalet, iş dünyasında da yaşanır, insanlar bi yıl iki yıl beş yıl derken bi bakmışsın otuz yıldır aynı şirkette çalışıyorlar, arkada 3 nesil adam değişmiş, gelen 20'likler adamı aşağılamaya başlamış, en sonunda da bizim 30 senedir çalışan abiler acımasızca işten çıkarılmış. böyle olmamak lazım, o yüzden ataleti yenmek, değişime yürümek lazım. değişim zorlu bir süreçtir ama olumlu olumsuz çok şey öğretir. ayrıca her şey para değil lakin başarının en büyük ölçütlerinden biri üstü açık araba ve güzel bir sürat motorudur. yemeyin bu numaraları, baktın %60-70 üzeri para veriyorlar çat diye geçin.

    bu beş maddeyi bir kenara attıktan sonra kafayı makul bir ayrılma gerekçesi bulmaya yorun. patron sordu, neden ayrılıyorsun kardeş. sen de dedin ki:

    1) "daha çok para verdiler": senden başka herkese yarayacak bir bahane. arkandan "bizi üç kuruşa sattı piç" diyecekleri gibi, geride kalan herkese kallavi bir zam yapacaklar ki onlar da kaçmasın.

    2) "mehmet müdürden hoşlanmıyorum, hasan bey işini yapmıyor, ahmet şirket parasıyla karıya gidiyor": yine bir işten ayrılma klasiği. "abi giderken bombayı öyle bir koyacağım ki ortalık karışacak" kafası, yine arkanızdan ana avrat sövülmesi dışında size hiç bir şey kazandırmaz. hatta derler ki, "buradayken erkek gibi çıkıp söyleyemedi, gerçek bir korkak gibi giderken kustu nefretini". ayrıca aklınızda olsun, mehmet de sizden hoşlanmadığı halde o göreve geldi zaten, hasan patronun yeğeni, ahmet'in şirket parasıyla karıya gitmesi işini güzel yaptığı sürece kimseyi rahatsız etmiyor.

    3) "ben farklı bir iş kolunu da öğrenmek istiyorum": en doğru bahane bu. biz burada yıllardır bu işi böyle böyle yapıyoruz, ama bu rakip daha başarılı, heriflerin bildiği bir şey var. ben onu öğrenip kariyerimde öyle ilerlemek istiyorum. burada yönetici olacaksam da o herifler bunu nasıl yapıyor öğrenip, o yöntemleri burada uygulayıp yönetici olmak isterim. dediniz mi patron tamam kardeş aklıma yattı, git 1 sene takıl sonra dön der. ha dönmek dönmemek size kalmış. dönerseniz en az 2 katıyla dönersiniz, dönmezseniz zaten en az 3 katını veren bi işveren bulmuşsunuzdur.

    the ultimate guide for işten ayrılma sona erdi. her şey güzel olur inş süpaneke amin.
  • bugüne kadar defalarca isteyerek ve istemeyerek yaptığım eylem.

    ancak bu tüm iş değişiklerinden öğrendiğim şimdilik tek bir gerçek var o da hepsinin aynı bokun laciverti olması.

    tamam bu harika bu sefer buldum dediğinizde bile illa orospu çocuğu bir müdür, yönetici, patron olmadı yavşak bir çalışan buluyor sizi. tabi bunda karakterinizin de etkisi olması büyük ihtimal zira çoğu insan benzer durumlarda susup "bana ne" diyebilirken ya da suçsuz yere yediği fırçalarla ışıl ışıl parlarken siz bunları yapamadığınız, yapmak istemediğiniz için sil baştan iş değiştirip hayata tutunmaya çalışırsınız. aileniz perişan olur üzülürler. anneniz, babanız, eşiniz "yapma sen mi düzelteceksin" der ama bu sizi daha da mutsuz eder, bu kadar yakın olanlar bile o sevmediğiniz eleştirdiğiniz kişiler gibi adam sendeci olmanızı bekler. bunu sizin iyiliğiniz, işsiz kalmamanız için yapıyor olsalar da o ağır gerçek değişmez.

    her ne kadar bu sefer susayım ailem çocuklar vs. için tüm gerekçelerinize sığınsanız da o orospu çocuğu tüm sabrınıza rağmen en hassas damarınıza basar ve siz yine iş değiştirmek durumunda kalır ya da bırakılırsınız.

    "herkes nasıl başarıyor sen de başar" diye düşünenler doğuştan bu karakterde olduğu ya da öyle bir karakterin gelişmesine sebep verecek ortamda yetiştiğinden sizi anlayamazlar. ailen de aslında seni olduğun gibi yetiştirmiştir ama zamanın şartları gereği karakterinin sana zarar verdiğini düşündüklerinden vazgeçmeni isterler benliğinden, imkansız olduğunu bildikleri halde. sana ne kadar kızıyor gibi gözükseler de sen farkında olmadan bakarsın senin için tüm imkanlarını zorlayıp iş bulmaya çalışırlar.

    yani orospu çocukları; altınızda, yanınızda çalışan ya da iş arkadaşınız olan kişileri eleman olarak görmekten vazgeçin onların insan olduğunu ve sizin egonuzun deneme tahtası olmadığını unutmayın, yaptığınız şerefsizce hareketleri kimse yutmak zorunda kalmamalı ve itiraz edenler de işinden olma korkusu yaşamamalı. bu gücü elinizde tutuyor olmanız insanlıktan çıkmanıza en büyük orospu çocuğu olmanıza sebep olmamalı. bu kadar ezik olmayın lütfen.

    sigara için yapılan kampanya da dediği gibi `kimse sağlığı ve işi arasında tercih yapmak zorunda bırakılmamalı`.
  • maaş katlama sanatıdır.
  • mevcut iş, bildiğiniz; yeni iş bilmediğiniz sorun demektir. bu nedenle, huzurlu bir işyeriniz varsa asgari %40; huzursuz bir işyeriniz varsa yine asgari %20 fazla kazanç haricinde iş değiştirmemelisiniz. sen gel başla, her şey zamanla olur cümlesini duyduğunuz yerden kaçın.
  • çok bilirken, hatta her şeyi bilirken, bir anda hiçbir şey bilmeyene dönmektir.
  • buradan google'a 'iş değiştirmek ekşi' yazanlar; bu yazım sizedir. naçizane deneyim ve görüşlerimi tüm insanlık için paylaşmak isterim.
    1. her işin olumlu ve olumsuz yanı vardır, asla mükemmeli aramayın.
    2. öncelikleri iyi belirleyin. para mı huzur mu. gençler özellikle lafım size; eğer çok huzursuz bir iş ortamınız yoksa önceliğiniz para olsun.
    3. birinizin ağzından daha ' aaa orası çok kurumsal ' lafını duyarsam kağıtla vururum o ağza. unutmayın türkiyede kurumsallık köleleştirme ve prosedürün diğer adıdır. olduğunuz yerde büyüyün. işinizi iyi yaparsanız her yerde aynı fark edileceksinizdir. kurumsala tamamiyle tüm şartlar daha yol açın.
    4. yol yemek unutmayın çok önemli.
    5. daha ortamına hiç girmediğiniz bir işi gözünüzde değerli yapmayın. hayal kırıklığına uğramayın diye söylüyorum.
    6. en iyi iş tanımlarından biri de iş ortamında görülebilir durumda olmaktır. kalabalığın içinde saman tanesi tırttır.
    7. aşırı aşırı düşünüp kafayı yemeyin. iyi bellidir ve kendini gösterir. çok düşününce sadece kafanızda kurduklarınıza inanırsınız.
    6. aç göz olmayın işte de. her şey zamanla olur. iş tanımınızı çok sevmiyorsanız ama şartlar çok iyiyse unutmayın ki o iş iyidir. eğer çalıştığınız iş işkence boyutunda değilse.
    7. balık baştan kokar. baştan sizi geciktiren, oyalayan işin sonradan kof çıkma ihtimali sağlam bi ihtimaldir.
    8. kariyerinde iyi yere gelen insanların tavsiyesine kulak verin. dinleyin demiyorum, uygulayın. tecrübe bilgiden daha önemlidir.
    9. huzur çok önemli arkadaşlar ve tek bir şeyle olmaz bir kaç bişeyin birleşmesi gerekir ve bu birkaç bişey sizin o anda kullanacağınız öncelikleriniz olmalıdır. bu anınız zehirse geleceğin çok da önemi yoktur.
    10. tanıdık vasıtasıyla girme işi pek iyi değil. kapıyı vurup çıkmak isterken bir tane daha yükünüz olur.
    10+1. sağlıklı beslenin.
  • nasipse en kısa zamanda yapacağım eylem.

    iş aramak başlığında detaylı bir entry girmiştim (bkz: #54954084) fakat iş araması ne kadar zor ise değiştirmesi bir o kadar daha zordur. çünkü alışılageldik bir düzeniniz, uyku saatiniz, yemek saatiniz, arkadaş çevreniz, vs. değişecektir ve bunu tamamen hislerinize güvenerek yapmanız gerekecektir.

    sakin ve sabırlı kalması zor bir süreçtir. bir yandan şartlarınız iyileşeceğinden bir an önce o maaşa ve sosyal hakka kavuşmak istersiniz diğer yandan "gidiyoruz ama sikmeseler bari" diyebilirsiniz. tamamen piyangodur yeni iş. o yüzden ben de bazı maddeler sayayım size;

    1. ne yaparsanız yapın, ah keşke eski işime geri döneydim demeyin.
    2. ekşi sözlük gibi sosyal mercilerde gideceğiniz yer ile ilgili yorumlar varsa dikkate almayın. herkes memnun kalamaz bir iş yerinden. bunu unutmayın.
    3. işe başladıktan sonra bütün başvurularınızı silin. yeni bir işe başlıyorsunuz. başka iş yerleriyle oynaşmayın. orospuluğun lüzumu yok.
    4. eski iş arkadaşlarınıza:"ben buraya ara sıra uğrarım yea" demeyin. uğramazsınız kardeşim. yok öyle bir dünya. sen de çalışıyorsun onlar da. ne ara gideceksin eski yerine allasen?
    5. fazla beklentiye girmeyin. yeni iş yeriniz de insanlar tarafından yönetiliyor.
    6. kendinizi ödüllendirin. ödül dediğim karıya falan gitmek gibi değil. yemeğe falan çıkın aileniz veya sevdiklerinizle. bu olay sizi biraz olsun rahatlatacaktır.
    7. eğer ihbar süresince yerinize birini buldularsa maksimum yardımı yapın. unutmayın ki, o kişiye anlatmadığınız her bilgi için küfür yersiniz. ayrıca yardımlaşmak güzeldir. bilgilerinizi saklamayın.
    8. nasıl olsa mayış artacak diye salak salak borca girmeyin. benim bir arkadaşım girdi ordan biliyorum :)
    9. eski iş yerinizde çalışan arkadaşlarınıza acır gözlerle bakmayın. gıpta ederlerse göte gelirsiniz. onların da bu başarılara erişebilecekleri konusunda telkin edin*.
    10. bu entryde yazılanların gerçek bir bilim insanı tarafından yazıldığını düşünmeyin.

    ne yaparsanız yapın, ne karar verirseniz verin, ne düşünürseniz düşünün her şey gönlünüzce olsun.

    iş değiştirenlere başarılar, işsiz kardeşlerime de en kısa zamanda sayfalarca entry girebilecekleri güzellikte işler nasip olsun.
hesabın var mı? giriş yap