• - tv izler misiniz?
    - haberler ve bir iki sevdiğim program haricinde hayır.. bir kaç tane de yabancı dizi var internet üzerinden takip ettiğim.
    - türk dizilerini sevmiyo musunuz yani
    - pek sayılmaz
    - nasıl yani aşk-ı memnu yu da mı izlemiyosunuz? (şok olur)
    - hayır ??
    - başka sorum yok!! (evrakları bir hışımla toplayıp, sinirle sandalyeyi geri itip, masayı, odayı terk eder)

    yanlız kaldığım toplantı odasından çıkıp eve gittim. ve iş olmadı.. hayatımda böyle bi dumur sanırım bida yaşayamam..

    siz siz olun bida iş görüşmesine giderken ne kadar popüler dizi varsa seyredin. zira potansiyel mülakat sorusu olabiliyor..*

    dip not: mülakatı yapan kişi bir erkekti !!*..
  • * bu iş sizin özelliklerinize göre çok basit ve sıradan kalıyor. bu işi gerçekten sıkılmadan yapabileceğinize emin misiniz? yoksa değil misiniz?

    ** elbette yaparım. yapılan işin sıradanlığından çok işyerindeki huzur ve gelişme ortamı önemli bence. her iş sıradan olur bir süre sonra sonuçta

    * peki bu pozisyona olan isteğinizi 10 üzerinden kaç ile tanımlarsınız.

    ** hmm 9

    * neden 9 neden 10 değil?

    ** yahu genel müdür mü alıyon 10 diyeyim. 9 u bile zorla dedim.
  • - avcı mısınız; çiftçi misiniz?

    --- valla hiç düşünmedim ama çiftçiyim heralde.

    - neden?

    --- bir şeyleri kolay bir şekilde, tek hamlede, hem de can yakarak elde etmektense; emek vererek, hem de her aşamasına şahit olarak başarmak daha güzel.

    - hmmm, maaş beklentinize 1500 yazmışsınız (hafif dalga geçer tonla)

    --- evet, neticede yeni mezunum; tecrübem yok ve daha fazlasını beklemenin sadece hayal olacağını düşündüm.

    - (sırıtıyor) biz ücret politikası olarak düşük ücretle çalıştırmanın, çalışanları daha fazla motive edeceğini düşünüyoruz. şirket olarak hep faydasını görmüşüzdür bunun. daha yüksek prim elde etmek için daha fazla çalışırlar bu pozisyonlarda. bu nedenle 700 tl gibi bir ücret veriyoruz.

    --- (.......)
  • + sigara içiyor musunuz?
    - içmiyorum.
    +hah bu da çok iyi. genel müdürümüz sigara içen elaman istemiyor
    -neden ki?
    +işte bağımlılık olarak görüyor bunu, zayıflık olarak görüyor. bir de çok molalı çalışıyorlar tabi.
    -ben de günde en az beş kere çişe çıkarım.
    +(...)
    -en az bir kere de sıçarım.
    +(...)
    -ama tabii nereden bilecek ki sayın genel müdür bunları.
    +(...)
    -sigara içmiyorum demiştim, siz de çok güzel demiştiniz. oradan devam edelim konu bulanmasın.
  • + arkadaşlık talebime cevap vermemişsin?

    aslında bu ikinci görüşme. ilk görüşme fena geçmemişti. eve gittim ve ne göreyim, çocuk bana arkadaşlık teklif etmiş. böyle erkek erkeğe arkadaşlık talebi olayı bana tuhaf geldi. kız kıza tuvalete makyaj tazelemeye gitmek ne kadar olağansa, böyle azıcık tanışan iki erkekten birisinin diğerine facebook arkadaşlık talebi göndermesi de o kadar rahatsız edici bence. pekiyi ne diyecektim?

    -aa ben açmadım ki hiç facebook'u ya bir haftadır???
    +ama iki kere statusunu update etmişsin.

    elbetteki burada işler biraz sarpa sarmaya başladı. işe ihtiyacım vardı.

    -yahu aşk olsun, görsem hiç kabul etmemezlik eder miyim...

    telefonumu açtım ve facebook a bağlandım.

    -bak talep burada duruyor. yani reddetmiş falan değilim hiç...
    +hadi kabul et kabul et!!! (ellerini çırparak)
    -ettimmm!!!
    +oley oleyyy (ellerini çırparak)
    -hahah adlık mı işi?
    +akşam napıyorsun işten sonra?
  • -x hanımın 4-5 ay boyunca çaycısı olmayacak, çay kahve ve bunların servisini yapmak sizi rahatsız eder mi?
    -eder.
    (görüşülen pozisyon bir bankanın genel müdürlüğünde doğrudan genel müdür yardımcısına bağlı olarak çalışmak üzere mevzuat uzmanlığı idi.)
  • (sorular değişik kombinasyonlarla üst üste 5'er defa sorulmaktadır. bu arada insan kaynakçısı müdürü, takım elbise altına paçaları sıvanmış pantalonu ve burnunuza doğru salladığı şıpıdık terlikleriyle karşınızda badem bıyıklarıyla sırıtmaktadır.)
    -namaz kılacağn mı?
    -sorun değil.
    -oruç tutacağn mı?
    -sorun değil.
    -işki içeceğn mi?
    -sorun değil.
    (tam bu noktada odada birden çok yüksek sesle ezan okunmaya başladı, ani geliştiği için irkildim, müdür şöyle dedi: "burada ne zaman nereden ezan çıkacağı belli olmaz, dikkat et.")
    -sigara?
    -sorun değil.
    -yav sen bunları kendin istediğin için mi yapacağn, biz istiyoz diye mi?
    -siz vesile olmuş olacaksınız.

    [şu an bu şirkette çalışıyorum valla billa, söylediklerinin hiçbirini de yapmadım 6 aydır. (bkz: kısmet)]

    edit: ezan, adamın bilgisayarında kurulu bir programdan geliyor, o nedenle korkutacak denli yüksekti ses; arz ederim.

    güncel bilgi editi: yukarıdaki hususu yeni müdürmle paylaştım sabah kahvaltısında, onun eski elemanı da yukarıdaki sorulara karşı şu cevabı vermiş, kıskandım vallahi benim aklıma gelmemişti: "ben bu soruların ahirette sorulacağını zannediyordum."

    2. güncel bilgi editi: kovuldum; şu yukarıda "6 aydır" yazdığım ay içerisinde. tabi son saniyede komple kovulmaktan kurtuldum, başka bir birimin yöneticisi atmayın bana laızm olur dedi, oraya geçtim, maaşım yarıya düşürülerek(abartı değil).

    3. güncel bilgi editi: kovuluşumun 1. yılında malum şirketin tüm bu politikalardan vazgeçtiğini duydum, çok kilit 2 noktaya tamamen bu zihniyet dışında iki kişi atadılar; birisi beni kovan adamın yerine. kabak her zamanki gibi benim götümde patladı mnkym.
  • + hocam, söylediğiniz ücret düşündüğümüzden fazla, gelin anlaşalım... ahaha fiş almazsak ne kadar olur? ahahohahhoha
    - haha? ben domates satmıyorum.
  • tam mülakat sayılmasa da telefonda ön mülakat gibi bir şey;
    yer : kabataş iskelesi
    zaman : 4 ay önce

    sabah işe giderken telefon çalar ve yuxel açar.

    bağyan - selam, hödö dijatal'den arıyoruz. bilgilerinize google'dan ulaştık(yuxel, 'hm güzel, en azından aramayı biliyorlar' diye düşünür), şirketimizdeki bir pozisyon için gayet uygun görünüyorsunuz. sizinle görüşmek istiyoruz
    yuxel - (cv'sinde birden çok alanda tecrübesi olan yuxel sorar) hangi pozisyon için düşünüyorsunuz?
    bağyan - şimdi söyleyemiyoruz, ancak yetkin olduğunuz bir konu hakkında görüşmek istiyoruz.
    yuxel - hm (sektöründe lider firma tandansı sezilir)
    bağyan - uygunsanız pazartesi sizinle görüşmek istiyoruz
    yuxel - hayhay, bir e-posta gönderirseniz size çalışmak istediğim şartları bildireyim, sizin için de uygunsa görüşebiliriz.
    bağyan - daha görüşmeye gelmeden şartları mı belirliyorsunuz, hehe (burada, 'lan işveren benim, şartları ben belirlerim' gülüşü var)
    yuxel - teklfinizi reddediyorum!
    bağyan üç beş saniye affalladıktan sonra telefonu kapatabilmiştir.
  • ikinci görüşmede adaya bir sunum yaptırılır. bu aşamada yapılması gereken ücret sigorta filan konuşmak olmalıdır değil mi? ama yooo google açılır ve patron gözünün önünde yazar;
    - hmmm neydii; change my mind

    ben dumur bekliyorum tabii, bir sürü sonuç çıktı benle alakasız, sinir oldum.
    +isterseniz tırnak içinde aratın daha net sonuç verir(!)

    dediğimi yaptı, yetmedi görsellere geçti, o da yetmedi bu sen misin diye bütün fotoğrafları gezdi neredeyse, buna penelope cruz'un da bir resmi dahil. o noktada koptum gülmeye başladım zaten, o da farketti, kapattı sayfayı neyse diyerek. ne "neyse"yse artık, beklentisi neydi, nası fotoğraflar aradı hala bilmiyorum. ve evet, sadece tek düzgün bir fotoğrafım olduğu için mi bilinmez ama kabul edildim.
hesabın var mı? giriş yap