• erken kalkmak, hayati yasayamamak, kendine vakit ayirma sorunlari, ast ust iliskileri arasinda gerilmek, ofiste tirnak torpuleyen şıllık, oglen arasinda yasanan ereksyon kaybi, ansizin toplantida erekte olmak..

    sanirim bunlari astim, da asamadigim bir zorluk var, adini bile koyamayiyorum amk, soyle isim koymayi deneyim; "karsilasma esnasinda selam vermek vermemek arasinda gidip gelme ve yasanilan buhran"

    oncelikle calistigim is yerinin mimarini sikiyim.

    bu google apple yenilikci, enerji depolayici, sifon suyu turuncu akan ofisleri de insanlik sucu yemin ederim, orada ciddi bir sekilde, full konsantre calisilabilecegine ihtimal vermiyorum, bi facebook is yasamimi altust etti bir de kaydirak disko topu neyim olsa al gitti azicik motivasyonum.
    babam olsa "haydan gelen huya gidiyor, gercek is oyle olmaz" der, buna inanir ve konu sonsuza kadar aklinda kapanir, kapanir yani.

    aslinda dusunuyorum da 20 yil once babama "baba bi bin dolar ateslersen bi web sitesi kurcam, adi google, arama motoru" falan desem "olm birak boyle antin kuntin isleri, aklin hep bi karis havada! nolacak arama motoru, millet arasin bulsun sanane, niye hammaligini yapiyosun milletin. o parayla ozel hoca tutariz bogazicine gidersin" derdi. eminim yani. baba tipi realizmin oncu dusunurlerindendir kendisi.

    bizim isyeri, sanirim mimarinin ciraklik zamanina gelmis amk (mimar sinan sanki pezevenk), bizim kattaki butun odalar ince bir koridora bakiyor, tuvalete de ordan gidiyorsun, fotokopi cekmeye de, kahve icmeye de.. mutlaka o koridordan geciceksin, baska yolu yok.. gecerken karislasmalar oluyor, 50 kisi calistigimizdan ve 5 yildir birlikte oldugumuzdan tanimama, ignore etme gibi bir durum zaten soz konusu degil, yani benim orf ve adetlerime gore cok ayip.

    ilk karsilasma:

    ben: gunaydin (kahve almaya gidiyorum)
    - gunaydin dirty!(tuvalete gidiyor)

    ayni sahisla ikinci karislasma;

    ben:hi hi meraba:) (kahvemi aldim donuyorum)
    -hihi:)) (isedi mi sicti mi naptiysa geri donuyor)

    15. dk sonra baska bir odaya gidiyorum fotokopi makinesi onunde ayni sahis

    ben:hmmmm :) (siritiyorum, hay allahim)
    - himhim... :))) (siritiyor)

    1 saat sonra koridorda ayni sahis;

    ben: (gormemezlikten gel.. devam et.. ne amk surekli siritiscak miyiz) hmmm :)) (bak uzun sirittim yine, lan cok salako izledim ondan kaldi kesin)
    -hmmmmmmmmm :) (hafif bir siritma)
    ben: (ya simdi selam vermesem ayip olcak sadece ciddice kafami mi sallasam.. ama sonucta iyi insan, sempatik yani surat asmaya ne gerek var)

    4 saat sonra yine koridorda;

    ben: (iki saniye sirit birak.... vay arkadas isi gucu biraktik kime nasi siriticaz onu dusunuyoruz ya, geldi, lan sunun agzina yuzune girissem mi amk, strese soktun beni yavsak gezme ayak altinda diye, geldi geldi) him him :)... (bu oldu.. bak bu cidden oldu, hep boyle yapayim)
    -... : i
    ben: (bu surat neydi lan, anani mi siktik yavsak.. ben siritiyom sen ole gecip gidiyorsun, ki kendimle kavga halindeyim su an senin yuzunden, neyse ya.. )

    ayni gun baska sahis;

    - oo dirty gunaydin cok yakisiklisin bugun
    ben: saol bik bik bik
    -bik bik
    ben: vik

    2 saat sonra koridor;

    ben: ;)
    - iyi calismalar!
    ben: sana da! :)))

    3 saat sonra ayni sahis;

    ben: :)) (olm kafayi yicem yine basliyoz amk)
    - :))
  • 1. takdir etmeyen yönetici:
    evet her başarıyla bitirilen projenin sonunda zam alınmayacağını biz de biliyoruz. ancak çalışanı tebrik etmek, ona teşekkür etmek de bir motivasyon aracıdır. bunu yapamayan yönetici, kesinlikle insan ilişkilerinde başarılı olamaz. çünkü egosu almış yürümüştür.

    2. her işe karışan iş arkadaşı:
    aynı departmanda çalıştığınız halde farklı görevleri üstlendiğiniz iş arkadaşınız sürekli sizin işinize karışıyorsa ve yöneticiniz sizi değil onu takdir ediyorsa hayat iyice çekilmez olur. birkaç kez bunun sizin göreviniz olduğunu anlatmaya çalışırsınız fakat genelde bu durum aynı tas aynı hamam şeklinde devam eder. yöneticinizin sizin değil de onun fikirlerine önem verdiğini gördükçe iyice soğursunuz hem işten hem ortamdan.

    3. üst yönetim tarafından sevilmeyen bir departmanda çalışmak:
    para harcayan bir departmansanız, tüm işlerinizin önü kesilir. bunun şirket yararına olacağını bir türlü anlatamazsınız.

    4. bilgi paylaşınının eksikliği:
    istisnasız herkesin size yardım etmekten, sizinle bilgi paylaşmaktan kaçındığı bir ortamda çalışıyorsanız yandınız demektir. başlangıç süreci çok sancılı olacaktır. tıpkı samanlıkta iğne aramak gibi.

    5. yaptığınız işi sevmemek:

    geldik asıl 'en büyük' zorluğa. yaptığınız işi seviyorsanız bir şekilde üstte yer alan konulara göğüs gerebilir, onlarla başa çıkabilir, bazen de onları görmezden gelebilirsiniz. ama yaptığınız işi sevmemenin tek çözümü biraz cesaret gösterip rotayı başka bir yöne doğru çevirmektir.
  • iş hayatının kendisi. sözlük, öğrencilik yıllarımı geri ver lan allahsız.
  • baslik icinde arattim. bulamadim. sasirdim acikcasi.

    tahsilat*
  • her sabah işe erken gitme zorunluluğu.yıllardır geçmedi geçmeyecek bilirim.
  • başkalarının aldığı maaşları duymak. bunu duyana kadar gül gibi çalışıyordum işimde. sonra bi öğrendik ki millet öyle para kazanmış ki gidip öküz almışlar.

    moraller bozuluyor tabii.
  • cam fanuslarda büyümedim, yetismedim; ama is dünyasinda gördügüm
    - dedikoducu
    - ikiyüzlü
    - yüzüne gülerken arkandan demedigini birakmayan
    - kendine ait bir fikri olmayan, kic yalayici tabir ettigimiz, kicini yaladigi insanlarin hakkinda ama arkasindan cok farkli beyanatlarda bulunan.
    - laf tasiyici
    - kisaca güvenilir, dürüst, dogru olmayan
    - yalan söylemekte bir sakinca görmeyen
    - cikarina göre hareket eden
    - kendi birtakim edindigi ya da genelin ortak görüslerini mutlak dogru zanneden
    - sürekli elestiren, söylenen, sikayet eden
    - art niyetli
    - kocaman bir ceneye sahip, icraate gelince ortada bir sey olmayan
    - "kisi kendinden bilir." derler ya karsisindakini de kafadan ayni kendisi gibi sanan

    karakterlere hala alisamadim, alisamiyorum. bu kadar kötülügün beni zehirledigini hissediyorum ve bu bahsettiklerime benzemekten korkuyorum. nefret ettigimin bir parcasi olmamayi istiyorum, yoruluyorum. begenmedigin karakterle özel hayatinda ilisigini kesersin, is hayatini/yerini birakip gitmek maalesef o kadar kolay olmuyor...
  • "60 yaşına kadar nasıl geçer lan bu ortamda hayat" sorusuna zihinde cevap aramadır.
  • parasızlık yüzünden istemeyerek başlanmak zorunda kalınan işyerindeki embesil-idiot karışımı çalışanlarla her allahın günü muhabbet etmek zorunda kalmak.

    (bkz: yo dostum yo bu en beteri)
  • ilk gündür. ilk içeri girip ne yapacağınızı bilemediğiniz ve herkesin size baktığı anlar, yaşamınızın en zor dakikaları olabilir.
hesabın var mı? giriş yap