• zamanında, sırf akp yanlısı olduğu için iş alabilen bir mühendislik bürosunda çalışıyordum. 2 ortak patronlarından tutun, patron baldızına, sekreterine, muhasebecisine kadar dünya üzerinde ne kadar itici, çıkarcı insan varsa toplaşmış gibilerdi oraya.
    malum kriz yeni mezun mühendisin yakasına işsizlik olarak yapıştığı için, ben ve benim gibi mühendis arkadaşlarım el mecbur para kazandırdık bu iğrenç şirkete. işin fena yanı krizi fayda bilen ve mobbingi kendine strateji bellemiş bu şirket, can hıraş çalışan mühendislerinin başına tekniker ve tecrübesiz (ayrıca kompleksli) baldızı şef diye koymuştu. ayrıca cumartesi pazar demeden akşam 9lara 10lara mesai yaptırıp (belediyeye hakediş yetişicek diye), üstüne zaten bir avuç olan maaşları 2 ayda bir veriyordu. o da mesai falan yok içinde sadece maaş, nerdeyse asgari ücret.
    işte hafızımda hayatımın en kötü günleri olarak kalmış o şirkette doğum günü organizasyonu yaptılar bana, hayretler içinde bırakarak beni. şirket kendi cebinden pasta ve 2 tane hediye aldırmış, yemek odasını delicesine süslettirmiş(balon falan var ortalıkta), müziğini eksik etmeden, normal mesai bitimi olan saat 6 da beni odaya sokarak (ışıklar falan kapalı böyle) bildiğin sürpriz yaptılar bana. şirket için gerilim fazla olduğu için yakın bikaç arkadaşım dışındaki insanların suratları asık olsa da ve hatta ne gerek vardı bakışı atsalar da şaşırma dereceme etki edemediler.
    tabi sonrasında patron sekretere asla böyle bir kutlama olmıcak bundan sonra emri verdi. şer yuvası şirketin görüp görebileceği son doğum günü oldu.
  • en yapmacık aktivitelerden biri kesinlikle..
  • i.k insancıklarının pek sevdiği aktivite.
    gereksiz, saçma, samimiyetsiz ve son üç yıldır doğum günlerimde izin alma sebebim.
  • çocukken doğumgününü okulda kutlayan kişinin, büyüyünce bu alışkanlığını işyerinde de devam ettirme arzusunun sonucu.
  • süper eğlenceli bir şey olabilir aslında. bu tarz kutlamalardan nefret eden bir arkadaşınız kurban seçilerek müdür patron çağırılabilecek herkes çağırılarak hep birden mutlu yıllar sana diye şarkı söylenirken kurbanın suratının şekilden şekile girişi kahkahalar eşliğinde izlenir.
  • hep hayal ettiğim şey.

    bunun öncesinde hep okulda bir doğumgünü hayal ederdim. ama hiç kısmet olmadı. benim doğumgünüm, üniversite yıllarımda vize dönemine denk geliyordu. sınavdan sınava okula gidiliyordu.

    lise yıllarımda bir dini bayramın içinde kaynıyordu.

    ilkokulu sittiret zaten.

    şimdi de işyerinde doğumgünü kutlamayı hayal ediorum. illa benim doğumgünüm olması da şart değil hani. birininkini kutlayıverelim işte, ortam şenlensin. ama daha hiç öyle bir çalışma ortamım olmadı. hoş gerçi daha bir buçuk yıldır iş yaşamının içindeyim. ama bu süreçte 2 tane doğumgünü geçirdim. ikisinde de hayalim gerçekleşmedi.

    hayır ağlamıyorum, gözüme toz kaçtı.
  • bizim işyerinde gayet güzel yapılan eylem.
    ik'dan bir adet kart gelir postayla adınıza, böylece sululuğa, samimiyetsiz tebriklere ve yalan sarılmalara gerek kalmaz.

    işten çıktıktan sonra ben doğum günümü istediğim iş arkadaşlarımla kutlarım zaten, işyerinde kutlamanın ne anlamı var?
  • bir o eksikmiş gibi şirketimizde de başlıyor.
    sokakta görse, birbirlerine selam vermemek için kafasını çevirecek olan insanlar, bir dilim pasta yiyebilmek için birbirlerine canımlı cicimli kutlama mesajları iletiyorlar ya, gülsem mi ağlasam mı bilemiyorum.
    ama en dramatik ve ironik olanı ise, şirket kasasından alınan "sürpriz" pasta ile patronun doğum gününün kutlanması. işin daha da garibi, patronun her gün kontrol etmekte olduğu cari kasada, doğum gününün olduğu günkü "pasta" başlığının karşısındaki meblağı onaylıyor olması.
    ve hatta, eve gidip, eşiyle çocuklarına söylediği "çocuklar bugün bana pasta almışlar" yalanına kendi bile inanıyor olması.
    he patroncum, evet. biz aldık o pastayı sana afiyet olsun. sene başında elin titreyerek yaptığın yüzde beşlik zamma say.

    bu kadar ikiyüzlülüklerle dolu kutlamalar olacağına, fransız ihtilalinde pastasız kalayım daha iyi. eve gidip ekmek yerim yahu. (teşbihte bir terslik oldu ama tam çözemedim)
  • aşırı çevre düşmanı, aşırı yapmacık, aşırı gereksiz bir aktivitedir. genellikle mesainin bitimine yakın saatlerde herkesin ortadan kaybolmasıyla belli olur. herkes bir masanın başına ya da bir başka odaya toplanır. doğumgünü olan kişi oraya çağrılır. gelir gelmez de pastası üfletilir, kesilir ve oracıkta yenir. gelmeyenlere pastaları plastik tabakta dağıtılır. 5 dakikalık eğlenceden geriye bir sürü tek kullanımlık plastik tabak, çatal, bardak, yarısı yanmış mum, geri dönüştürülemeyecek kadar kirli karton kutu ve yarı dolu 2,5 litrelik kola-fanta şişesi kalır. sevmediğin insanlarla 5 dakika eğleniyor gibi yapacaksın diye bu kadar çöp oluşturmaya, tüketim çılgınlığının dibine vurmaya gerek var mı?
hesabın var mı? giriş yap