• 1894 te odesa'da dogan, stalin tarafindan yazdigi kisa hikayelerde rus ordusunu yansitma tarzi begenilmedigi icin oldurulen, yahudi asilli rus yazar. dokunakli ve yer yer vahsi bir yazi sekli olup en unlenmis eseri red cavalry adindaki kisa hikayelerini topladigi kitabidir.
  • stalin den çok çekmiş bulunan,ve o öldükten sonra eserleri hakkettiği değeri bulan kişi.tutuklanmış ve sibirya ya sürülmüştür,burada da ölmüştür zaten.isa'nın günahı adlı kısa hikayesi olmaz böyle şey dedirten bir eserdir.
  • yoksul bir yahudi ailesinin oğlu olan isaac babel,1894'de odesa da doğdu.ilk ürünlerini gorki'nin yardımıyla yayımladı.devrim ve içsavaş yıllarında kızıl süvari ordusunda ikmal subayı olarak görev yaptı.sonraları odesa'da bir basımevinin yöneticiliğini üstlendi.1924'de odesa masalları,1926'da ise ününü daha da pekiştirecek olan kızıl süvariler adlı kitabı yayımlandı.babel, devrim sonrası sovyet edebiyatının en güçlü temsilcilerinden biridir.devrimi anlamış bir yazar olarak edebiyat bürokrasisine karşı çıktı, 1934'deki yazarlar kurultayında iğneleyici bir dille, yeni bir edebiyat çığırı açtığını, kendisinin bu susuş çığırının ustası oldugunu söyledi.
    1937'de kesin olarak bilinmeyen bir nedenle ama büyük ihtimalle troçki'ye duyduğu yakınlık yüzünden,tutuklanarak sibirya'ya sürüldü.tutuklu bulunduğu sırada yine bilinmeyen bir nedenle kırk beş yaşındayken öldü.1954'de, ölümünden on beş yıl sonra itibarı geri verildi.
  • doris lessingin jack orkney'nin günaha çağrılışıadlı öykü kitabında denk geldiğim yahudi kökenli rus öykücü. bu üç sayfalık öykü, kendisini okuma isteği doğurmuştur bende.
  • ["'işte şimdi bilmek istiyorum,' der kadın bütün gücüyle, 'dünyanın hiçbir yerinde onun gibi bir baba daha bulunabilir mi, bilmek istiyorum.'" (isaac babel)] paul auster - the invention of solitude
  • tam adı isaac emmanuilovich babel olan gazeteci, kısa öykü ve oyun yazarı. türkçeye çevrilen kitaplarında ismi genellikle şu şekilde yazılıyor: (bkz: izak babel). birkaç hikayesini okudum. genelde savaş, askerler, kazaklar, lehler, ruslar, yahudiler, sefalet ve ölümle ilgiliydiler.

    kendi ölümüyle ilgili de birden fazla hikaye var. şurada stalin tarafından imzalanan idam kararı görülebilir: link. tabii rusça olduğu için sadece 12 numaralı ismin o olduğunu anladım. bu linkteki ilk ölüm şekli şöyle: 1939 yılında casusluk suçlamalarıyla tutuklanmış, uzun süren sorgulamalar ve işkenceler sonucu bir itirafa imza atmış ve 1940'ta silahla vurularak idam edilmiş. eşi bunları 15 yıl boyunca öğrenememiş. ikincisi de resmi sovyet versiyonu: babel 1941 yılında siberya'daki bir hapishanede ölmüş, tüm eserlerine el konmuş ve sonra da kaybolmuşlar. başka bir sitede, hapishane arkadaşlarının bir kısmının vurularak öldürüldüğünü, bir kısmının da tifüsten öldüğünü söyledikleri yazıyor. okuduğum biyografilerdeki ortak noktalar ise eserlerinin bir süre ortadan kaybolduğu, stalin öldükten sonra yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladığı, hakkındaki suçlamaların da temelsiz olma nedeniyle düşürüldüğü ve itibarının iade edildiği. yönetimle arası iyi olmayanların acımasızca ayıklandığı bir dönemde, "stalin sayesinde yeni bir edebi janrda ustalaşıyorum, sessizlik janrı." diyerek iğnesini kullanmış, sonra da sonsuza kadar sessiz kalması sağlanmış.
  • ajan olduğu gerekçesiyle kurşuna dizilmeden önce, o dönemin sovyet gizli servisi tarafından çıkarılan, sahip olduğu şeyler listesinde bir plastik ördek olmasıyla ilgimi çeken rus yazar. yaşarken çevresinde espirili ve konuşkan olarak bilinse de kendisiyle ilgili bilgiler çok çelişkili. gizemli geçmişinden ötürü herkes onu, anlattıkları üzerinden tanımaya çalışıyor, ne var ki babel gerçek yaşamını değil uydurduğu bir gerçekliği anlatmış hep. zaten bunu neden yaptığına dair de bir sözü var. yazdıklarım gerçek yaşamın temsili değil, asıl gerçek yaşam olsa olsa hikayelerin zoraki bir temsili olabilir demiş. böyle bakınca kendi içinde tutarlı biri olduğunu söyleyebiliriz.
    tanımlanması zor şeyleri anlayabilmek için kıyaslamaya ihtiyaç duyarım. mesela milyar ışık yılı ötesini anlayabilmem için bir kıyas gereklidir. nedense içimden bir ses onu tanımlayabilmek için de dönemdaşı nabokov ile kıyaslamamı söylüyor.
    bunda birkaç etken var. bazısı mantıklı, bazısı rastlantısal. evrende rastlantıların en az mantıklı etkenler kadar hatta belki daha fazla gücü olduğunu düşündüğümden etkenleri sayarken bu ayrıma gitmeyeceğim.
    babel, nabokov için yazabiliyor ama söyleyecek bir şeyi yok demiş. burada her iki adamın, baskıcı sovyet politik iklimine verdikleri iki ayrı uç tepkinin etkili olduğunu söyleyebiliriz. nabokov 20 yaşında ülkesini terk etmeyi tercih ederken, babel her şeye rağmen ülkesinde kalmayı ve baskı altında yazmayı doğru bulmadığı dönemde de susmayı tercih etmiş. nabokov ise bambaşka bir ülkelerde, birbiri arkası romanlar yazıp, yayınlatacak yayınevi bulamadığında erotik yayınlar basan bir yayınevini tercih edebilecek kadar "bu tip prensiplere takılmayan" bir yazar. babel nabokov için yazmayı biliyor derken kast ettiği şey şekil. nabokov ise şeklin en az içerik, hatta ondan daha önemli olduğu görüşünde. yazarları biraz da büyücülere benzetmesi bundan. içeriği bir kenara bırakırsak, büyücülük anlamında ikisinin de benzer olduğunu söyleyebiliriz.
    benzerliklerinden bir diğeri de tolstoy hayranlığı. babel, dünya bir yazar olsaydı tolstoy gibi yazardı demiş. nabokov'un en sevdiği roman ise anna karenina.
    babel'in hayatının vurucu noktası, tamamlanmamışlık duygusu. hikayelerinde hep trajik olayların öncesindeki insanları anlatması bundan. ölümden önce kayda giren son sözlerinin "bitirmeme izin vermediler" olduğu söylenir. nabokov ise sonrasını görmüş bir yazar olarak, trajedilerin insanlar üzerindeki etkisini yazar.
    nabokov'un mann'dan, freud'dan nefret ettiğini açık açık yazarken, kendisi için yazacak bir şeyi yok diyen babel için kötü tek kelime etmemesi, aksine neden "şekil"in peşinde olduğunu savunması, bir yandan ona saygı duyduğunu da gösteriyor bence. kendisi herkesi kıskanır ve huysuzca eleştirirken, babel'in kendi deyimiyle "tıpkı bir şaka gibi, zil zurna sarhoş bir talihsizliğe"* kurban giden dönemdaşına, bizim gibi, acımayla karışık bir sevgi bile duymuş olabilir. kelebek avlamayı seven bir adamın plastik ördeği olan bir diğerine duyacağı türden bir sevgi.
  • öldürülmesinin nedeni bir iddiaya göre stalinle bozuşmasından ziyade uçkur belası olan yazar. ayrıca kurşuna dizilerek degil, ensesine tek kurşun sıkılarak öldürülmüş. bu iddiaya göre babel berlin'de yevgeniya diye bir kadınla aşk yaşıyor. sonra bu kadın gidip sovyetler birligi gizli servisinin o zamanki şefi olan, stalin dönemindeki "büyük terör"ü başlatan kişi olan yezhov diye birisiyle evleniyor. 1939 yılında stalin yezhov'u tasfiye etmeye karar veriyor. yerine geçen yeni şef beria tarafindan yaptırılan bolca işkencenin ardından yezhov bir vatan haini olduğunu itiraf ediyor, ifadesinde babel'in de bir ajan olduğunu söylüyor. bunun üzerine babel tutuklanıyor ve beria tarafından 20 dakikalık bir yargılamanın ardindan infazına karar veriliyor. konu hakkındaki bilgilendirici bir yazı icin linki aşağıya bırakıyorum:

    link
hesabın var mı? giriş yap