islâm hukukunun beş tane gayesi, bununla birlikte bu gayelere ulaşırken dayandığı beş tane esası vardır:
1. dîni korumak
2. canı korumak
3. aklı korumak
4. malı korumak
5. nesli korumak
ve bunları emniyete almayan bir hukuka sahip devletleri, sosyal devlet olarak kabul etmez. gayr-i müslim bir devleti, bu beş şeyi emniyete alması halinde sosyal hukuk devleti olarak kabul etse de, bu beş şeyin en iyi şekilde korunabileceği yegâne hukukun da, haliyle vahy-i ilâhîye istinâd eden islâm hukuku olduğunu söyler. birçok hukuku da birinci ve beşinci şartı sağlamakta gösterdiği zaafiyet yüzünden eksik görür.
bunları sağlarken izlenecek yol haritasının büyük kısmı kitap ve sünnet ile oluşturulsa da, birçok mühim teferruatın açıklığa kavuşturulması icma ve kıyas yollarıyla olduğundan, hâliyle ehil insanlara verilen bu ruhsatın doğru kullanımı için de beş esas belirlenmiştir:
1. temîn-i
maslahat (emrolunan veya yasaklanan şeylerin neticede insanların faydasına olması)
2.
tevzî-i adâlet (adalet, hak dağılımının dengeli olması)
3. adem-i
harac (hükümlerde insanın tabii özellikleri ve ihtiyaçları gözetilerek zorlukların kaldırılması)
4. kıllet-i
teklîf (tekliflerin yani mükellef kılmanın kapsamının küçük tutulması, bir hüküm yüzünden birçok vazifenin yüklenmemesi)
5.
tedrîce riâyet (hükümlerin zamana yayılarak peyderpey uygulanması, böylece insanlar tarafından özümsenmesine imkan verilmesi)