• 500 yıl önce bir daha hiç yaşanmamak üzere bitti.
  • merkezi bağdat'tır. 750 yılında (abbasi halifeliği ile birlikte) başladığı kabul edilir ve 1258 yılındaki moğol istilası ile sona erer. (bkz: moğol istilası /@derinsular)

    "altın çağ" ifadesi ile kast edilen, kapsamlı bir tercüme hareketi (translation movement) ile batı klasiklerinin arapçaya çevrilmesi, çok sayıdaki bilimsel icadın gerçekleşmesi ve sanat (daha spesifik olarak da, mimari) alanındaki ilerlemelerdir.

    pbs tarafından hazırlanan 2 saat 40 dakikalık "empire of faith" adlı önemli belgeseli izleyerek ilgili dönem hakkında genel bir çerçeve edinmek mümkün: http://www.youtube.com/watch?v=s59lfxgmyjy

    aynı belgesel, türkiyelilerin "islam'ın altın çağı" denince bunu osmanlı çerçevesinde (ve daha da kötüsü fetihleri ölçü alarak) algılamala eğiliminde olmalarının neden problemli olduğunu anlamaya da yardımcı olabilir.

    konu hakkında daha detaylı bilgi için bkz.: http://en.wikipedia.org/wiki/islamic_golden_age

    ana tema:
    (bkz: islam /@derinsular)
  • cosmos a space time odyssey'in 5. bölümünde islamic golden age of science şeklinde tanımlanıp, ibn-i heysem örneğinden hareketle uzun bir sekansı mevcuttur.
  • vahiy, akıl ve fıtrat dini olan kur'andaki islama dönülmeden bir daha yaşanması mümkün olmayan çağdır. ilk darbe muaviye ve emevi saltanatından gelmeşti. islamın paylaşım, adalet, ekonomik eşitlik gibi kavramları gerçek hayattan çekilmiş, vahiy dini yüz binlerce sahte hadis ve rivayetlerle boğulmaya başlamıştı. bu haksızlığa ve zulme direnen peygamber torunları katledilmişti. buna rağmen rey ehli olan büyük imam ebu hanife başta olmak üzere, vahye ve ehli beyte bağlı, akılcı ve inşacı alimlerin direnciyle ortalık nakilcilere tam olarak bırakılmadı. ve özellikle bazı abbasi halifelerinin döneminde hızlanarak artan birikimle 10 ve 11. yy da büyük bir sıçrama yaşandı. bu dönemden 12. yy a kadar vahiy, akıl ve fıtrat dini islamın alimleri muazzam işler yaptılar. yüzlerce bilim adamı yetişti, keşifler yapıldı, bir çok eser yazıldı. endülüs gibi bir medeniyet inşa edilebildi.

    ancak nakle, ihyaya, keramete önem verenler türlü hileyle otoriteyi de yanlarına alarak gücü ele geçirdi, nizamiye medreselerinde müfredat değişti, mutezile dışlanırken, eşari yapı her yeri zaptetti ve gazali ile birlikte bilimsel hayat dondu. içtihat kapısı kapatıldı. sapkın tasavvufçular islama sızıp bilgi şüphelidir, ibadeti öne çıkarın, ilham alan şeyhlere mürit olun dediler. müşriklik sinsi şekilde her tarafı sardı. ardından da 15-16. yy tasavvufu ve nakşibendiliğin 4 terk felsefesi ile tüm müslümanların sömürgeleşmesine zemin hazırlandı, ümmet uyuştu, o gün bu gün islam dünyası baş aşağı. (bkz: tasavvuf ayrı bir şirk dinidir/#57314191)

    değerli ilahiyatçı ali akın bütün süreci çok güzel özetlemiş şurada. müslümanlar vahiy ve akıldan nasıl koptu

    (bkz: ebu hanife/#59948955)

    öze yani gerçek kuran islamına dönüş için; (bkz: kuran müslümanlığı/#57576153)

    (bkz: islamın tek kaynağının kuran olması gerekliliği/#53826085)
  • abbasi devri, halife harun reşid dönemi 8. yy.
    beni musa kardeşler, halife me’mun’un emri ile, boylam üzerindeki bir dereceye tekabül eden mesafeyi ölçmek için, bir heyet ile, sincar’a gittiler. araştırmalarına başlayarak, bir kazığa uzun bir ip bağladılar ve kuzeye doğru çektiler. ipin bittiği yerde yükseklik aldılar. güneye doğru da aynı işi yaptılar ve ipin bittiği yerde yine yükseklik aldılar. ipin boyu ile yükseklik derecelerinin farkını hesapladılar. dünyânın çevresini eşit parçalara bölerek, tül hattı (boylam) uzaklığını ölçerek, dünyanın çevresini yaklaşık 39.000 km. olarak buldular. bugünkü modern aletlerle yapılan hesaplamalarda dünyânın çevresi 40.000 km. olarak bulunmuştur.
  • bence hicret-mekke fethi ve hz. muhammedin ölümüne kadar geçen süre gerçek islamın olduğu süre ve altın çağda ancak o kadar.
  • aşağılık kompleksine giren müslümanların gerçek islam bu; işte bilim, işte akıl, işte felsefe diyerek sığındığı ve sadece kendilerini kandırdığı uyduruk ve bir o kadar avrupa ve arap merkezli bir dönemlendirmedir.

    din ile bilimin farkını anlayamayan, akıl ve bilim zannettiği pozitivist zihniyeti benimseyip akla tapmayı maharet sayan, felsefe deyince aklına sadece batı tarzı felsefe gelen, bırak dini ilimleri ve arapçayı içlerinde en bilenlerinin bile 'min haysu hüve hüve'yi okuyamadığı ama nedense kur'anı en doğru anlayanların(uydurulan din indirilen din geyiği) kendileri olduğunu sanan bu vasat müslümanlar hiçbir zaman okumadığı, okusa bile anlayamayacağı düşünce adamlarını dincilik propagandası yapmak için kullanmaktan çekinmiyor, bilimsel gelişmelerin sadece kronolojisini verip inandığı dini bu sıralamayla din düşmanlarının eleştirilerinden kurtardığını sanıyor ve üstüne hiçbir şey bilmediği, bir tane ciddi makale bile okumadığı, altın çağ olarak adlandırılmayan yüzyılları küçümsüyor... yazık...
  • (bkz: 404 not found)
  • yoktur diyenlerin içinde düzgün düzgün fikrini anlatanların eleştirileri ve verdikleri bilgiler doğrudur ancak varlığını da ispatlıyor..
    islamın altın çağı arapların fethettiği yerlerde kozmopolit ve büyük şehirler kurması, burada ilahiyat dışında sair; bugünün kavramlarıyla, bilimsel felsefi edebi işlerle uğraşacak akıllı cins insanları destekleyecek bir ekonomi ve sosyal ortam oluşmasıdır. yapılan şey ise kadim medeniyetlerin, eski yunan, iran hint, birikimine erişmek onu afganistan'dan ispanya'ya uzanan bir kültür coğrafyasında müslüman olduğu kadar müslümanlara sınır komşusu olan diğer gayrı müslim ülkelerin de erişimine açmaktır.. bu da dünyanın tarihine yön vermiştir. çok fazla olmasa da cebir, optik vs gibi alanlarda orjinal katkılar buluşlar da vardır ki onlar da bugünün islam alemine bakınca mucize gibi büyük şeyler..

    aşağılık kompleksiyle modern bilim tırtdır, herşeyi müslümanlar bulmuş zaten vs vs diyen islamcıların abartması bunu gölgelemez..
hesabın var mı? giriş yap