• emekli olduğunda, medeni kürsüsünü bırakıp giderken enstitünün arkasındaki bahçede beslediği kedilerini de kürsüdeki hocalara emanet eden duyarlı insan. emaneti hüseyin hatemi sahiplenmiş ve elinden geldiğince besliyordu kedileri.

    sonra duyduk ki istanbul üniversitesinin başkomseri alemdaroğlu kedilere takmış. hatta bazı kediler faili meçhul şekilde itlaf edilmişti. hatemi beyanat verdiydi, "sayın rektör kedilerimin türbanı yok diye"
  • hayvan sevgisiyle özdeşleşen hukuk profesörü. evet kendisi hayvansever bir insandı, fakat asıl bilinmeyen, dile getirilmeyen yönü hukukçuluğudur. adını ve görüşlerini hukuk fakültesindeyken medeni hukuk ders kitaplarında dipnotlarda okuduğum, okuduğum sırada sürekli kendisine o an için anlayamadığım yakınlık duyduğum, yüksek lisans tezimi yazarken eserlerinden, görüşlerinden yararlanarak kendisine çok şey borçlu hissettiğim yazar ve hukukçudur. bu ülke böyle bir hukukçuyu nasıl yetiştirmiş anlayamıyorum. gerçi kendisi 1930'larda ülkemize gelen hitler baskısından kaçan yahudi öğretim üyelerinin (andreas b. schwarz) öğrencisiydi. o zamanlar bir umut varmış bu ülke için, ama hukuk adına bugünlerde yaşadıklarımıza bakınca umut görünmemekte. daha çok sungurbeylere ihtiyacımız var.
  • hayvan hakları konusundaki mücadeleyi ilk başlatan kişi. yıllar önce hazırladığı yasa tasarısını 2000 sayfalık “hayvan hakları” kitabında toplayan kutsal insan. 1998 ve 2003 tarihli 2 ayrı röportajdan notlar;
    "her gece ciğerci, saat 11 gibi dükkanını kapatınca artıkları, ve ciğerleri kedi arabamın arkasına doldurur. balıkçıdan da balık alırım. kedilerin bazıları ciğere bakar ama yemez, bilhassa balığı tercih ederler. onlar için balık alırım. bir de her ikisini de yemeyenler vardır. onlar için de her gün kaşar alırım. sabah 4’te kalkar, bir hırsız gibi yola düşerim. hayvanlar yüzünden saldırı ve tehditlere uğradım. onun için bir hırsız gibi parmak ucunda kimseye görünmeden hareket ediyorum. yedikule’den aksaray’a kadar sur dışında mezarlıklar, parklar ve ara sokaklar olmak üzere 10-15 yerde dolaşırım ve kedileri beslerim. bunu yaz – kış, hastalık demeden sabah saat 4-9 arası yaparım. kediler beni tam saatinde beklerler.
    hayatta iki ilkem vardır: mutlu kılmak, mutlu olmak ve her canlının yaşama hakkına saygı göstermektir"

    ‘yedikule sur dışından başlarım. aksaray'da sular idaresi'ne gelmeden ebubekir paşa çocuk kütüphanesi'ne kadar yaklaşık 500 hayvana bakarım. bunun için hastalık filan beni engellemez. bana diyorlar ki 'tatile çık.' ne tatili. insan 500 evladını bırakıp tatile çıkar mı? aç hayvanlar tam saatinde beni beklerler. müthiş bir zaman kavramları var. her akşam üniversite çıkışında, süleymaniye ve çevresindeki hayvanları doyururum.

    ben kendimi yavruları olan bir kedi ya da köpek yerine koyuyorum. gideceğim, çöplüklerden bir şey arayacağım. çöplüklerde kömür tozu, naylon, kağıttan başka bir şey yok. bir kuru ekmek parçası bulursam, memelerime süt dolacak, yavrularımı besleyeceğim. kendimi hep onların yerine koyuyorum. onun için malımı da canımı da onlar için harcıyorum. feda olsun.’’

    bildigim kadarıyla halen maltepe üniversitesi'nde özel hukuk ana bilim dalı başkanı.
  • bir kaç yıl önce hayvanlarla ilgili bir araştırma yaptığım sırada rastlantı sonucu haberdar olduğum merhum hukuk profesörü. etik yönüyle beni daima derinden etkilemiş, keşke sağlığında tanıma imkanı bulabilseydim diye düşündürmüş fedakar ve değerli insan, çok acı kaybımız. ruhu şad olsun...
  • yıldırım türker'in çok güzel bir yazıyla* hatırasını yadettiği hocamız.

    "kendi anlatmıştı bir keresinde:
    “her gece ciğerci, saat 11 gibi dükkanını kapatınca artıkları, ve ciğerleri kedi arabamın arkasına doldurur. balıkçıdan da balık alırım. kedilerin bazıları ciğere bakar ama yemez, bilhassa balığı tercih ederler. onlar için balık alırım. bir de her ikisini de yemeyenler vardır. onlar için de her gün kaşar alırım. sabah 4’te kalkar, bir hırsız gibi yola düşerim. hayvanlar yüzünden saldırı ve tehditlere uğradım. onun için bir hırsız gibi parmak ucunda kimseye görünmeden hareket ediyorum. yedikule’den aksaray’a kadar sur dışında mezarlıklar, parklar ve ara sokaklar olmak üzere 10-15 yerde dolaşırım ve kedileri beslerim. bunu yaz kış, hastalık demeden sabah saat 4-9 arası yaparım. kediler beni tam saatinde beklerler.
    hayatta iki ilkem vardır: mutlu kılmak, mutlu olmak ve her canlının yaşama hakkına saygı göstermektir.”

    http://www.radikal.com.tr/…04.08.2008&categoryid=97
  • istanbul universitesi hukuk fak. medeni hukuk prof.u hayvansever.

    her sahah saat 4-5 gibi kalkip kilolarca artik yemek, mama ne bulursa eyup ve balat civarindaki sokak hayvanlarina goturen, onlari besleyen ve yillardir sokak hayvanlarina kendini adamis 75 yasinin uzerindeki tonton insan.

    1993 yilinda medeni hukuk anabilim dali baskani iken 925 sayfalik, icinde yasa tasarisi onerileri, dinlerde, turk ve dunya kultur ve sanatinda yer alan hayvanlarla ilgili hayvan haklari adinda, muthis bir kaynak kitap hazirlamistir.
  • hayvan hakları kitabını okurken saygımın bir kat daha arttığı, hayvan delisi tonton insan. tevatür odur ki öğrenciliğinde beşiktaş'taki evinden hocası tarafından sabahları alınırmış... kendisi gibi medeni hukukçu olan kardeşi necla giritlioğlu söylerdi hep. birçok kürsünün gözdesi iken medeni hukuk'u seçmiştir. hayvanlara duyduğu sevgi, gözlerine de yansıyan bu önemli hukukçu, bu açıdan da birçok meslektaşından ayrılmaktadır. mahkemeye girdiği zaman yargıçların önünü ilikledikleri gerek müvekillerinden, gerekse de genç vekillerden dinlenilmiştir. bayrağı, bıraktığı yerden hüseyin hatemi devralmıştır...
  • sokaktaki birçok kediye baktığımda nur yüzü aklıma gelmeye devam eden büyük hoca. işte insan, alayına isyan diyesim geldi sabah sabah...
  • dün gece vefat etmiş değerli bir hukukçu.
  • babam sayesinde tanışma fırsatı bulduğum ve bu nedenle kendimi şanslı gördüğüm, hayvansever, değerli hukukçu. yanlış hatırlamıyorsam kemal alemdaroğlu üniversitede beslediği kedilerin bir kısmını zehirletmişti zamanında.

    hukuk ve sokak hayvanları hayatının anlamıydı. her iki açıdan da benim için çok ama çok kıymetli bir insandı.

    bir de nereden aklımda kaldıysa, eski beyaz bir opel kadett'i vardı*...

    allah rahmet eylesin.
hesabın var mı? giriş yap