3640 entry daha
  • ortadoğunun en taşşaklı devleti. hamas el fetih el kassam tugayları vs eskiden (bkz: 80-90 lı yıllar) israile yönelik sivil hedefler bazlı saldırılar düzenleyebiliyorken şimdi ise ancak torpil atabilecek kıvama geldiler. böyle bir ülke ile dost olmak varken her dönemde sırtımıza bıçak saplayan götü boklu arapları niye destekliyoruz bize ne araplardan bize mi kaldı araplara destek çıkmak mısır ürdün bae kuveyt katar suudi arabistan dururken anlamak mümkün değil.
  • hamas saldırılarına "islami değerlere saldıran ülke" yazanları görmemizi sağlamış ülke.
    israil'in saldırdığı islami değerler nedir? ramazanda oruç tutanları mı evlerinden alıp toplama kamplarına yollamışlar? camide cemaati dövsün diye polis mi yollamışlar? yoksa islami değeriniz hamas mı?
    ülkenin muhalifi bile light islamcı.. ülkenin başka düşmana ihtiyacı yok cidden.
  • liseliler bilmez ama türkiye cumhuriyeti ile ilişkileri akape öncesi de pek iyi olmayan sadece kendi çıkarları açısından anlaşmalar dayatan tek tük yardımları karşılığında tüm ülkeyi kendine bağlamaya kasan tiplerin yönettiği ülke.

    karşılıklı anlaşmalar yapıldığı sözler verildiği halde hiç bir silah anlaşmasında üstüne düşen kısmı yapmamış aldığı paraların üstüne yatmış tipler bunlar.
    evet, pkk ilk kelle ve militan kadroları filistin topraklarında filistin eliyle palazlandı baya bir silah ve mühimmat desteği de aldı doğru ama sonraki yıllarda israil'in narko terör örgütüne verdiği desteği abd firmalarına örgüte silah satılması için yaptığı baskıyı ve kulis çalışmalarını bilmiyor olamazsınız.

    ben demiyorum ki her fırsatta çelme takan tarih boyunca arkadan iş çeviren filistin uğruna bunlarla göze göz dişe diş düşman olunsun ama israil hükümetlerindeki ağır ırkçı kibirli sinsi kelle kadroların gözünde kendi kültürleri ve dini değerleri nedeniyle maalesef birer hamam böceğisiniz.

    yani sözlükte sizi ve ülkenizi hep övdüm silahlarınızı istihbaratınıza demir kubbe sistemlerinize şiirler yazdım demeniz sizi onların gözünde insan sınıfına terfi ettirmez.
  • israil bir devlettir, filistin bir kabile.

    edit: gerek israil gerekse filistin türkiye'nin dostu veya müttefiki değildir.
  • yıkılasın enkâzını göreyim..
  • siyasal islamcıların taşladığı ülke.

    uluslararası hukuka uygun olarak kendi topraklarını savunan ve bu noktada aşırıcı teröristleri de engelleyen ülke.

    türkiye'nin bu olaylara müdahil olması ise tamamen aptalca. türkiye anayasasına göre laik, sosyal bir hukuk (!) devleti olmasına rağmen siyasal islamcıların hezeyanlarının devlet eliyle duyurulması kabul edilemez.

    başka bir ülkenin iç işlerine müdahale edersen, yarın gelir senin de iş içlerine müdahale ederler. türkiye cumhuriyeti akp vebasından önceki haline dönüp diplomasideki konumuna geri dönmelidir.
  • son günlerde yaşanan mescid-i aksa protesto ve gerginlikleri ile gündeme gelen ülke.

    filistin'e destek amaçlı protesto düzenleyen, israil'i lanetleyen birçok türk vatandaşının eminim ki olaylar hakkında en ufak bir fikri yok. kim haklı kim haksız tartışmalarına girmeden bazı temel konularda bilgi paylaşmaya çalışacağım.

    öncelikle bugünkü mescid-i aksa müslümanların ilk kıblesi değil. ilk kıble, bugün mescid-i aksa'nın üzerine inşa edildiği süleyman tapınağı'dır. (bkz: beyti makdis). müslümanlar islam'ın ilk dönemlerinde kıbleleri olarak beyti makdis'e yönelerek ibadetlerini gerçekleştirmiş ancak yahudiler kendi kıbleniz bile yok, bizim kıblemize dönerek ibadet ediyorsunuz diyerek müslümanları aşağılamıştır.

    bunun üzerine bakara 144. ayet ile müslümanlar beyti makdis'i kıble edinmeyi bırakıp, kabe'ye yönelmişlerdir. ilerleyen yıllarda halife ömer döneminde kudüs'ün islam egemenliği'ne geçmesi sonrası yahudiler için kutsal kabul edilen beyti makdis'in kalıntıları üzerine bugünkü mescid-i aksa inşa edilmiştir.

    tarih boyunca kudüs defalarca el değiştirmiş tabi ki, ancak bölgenin yerel halkı yahudiler ve araplar olarak kalmış. doğu kudüs ise sanılanın aksine filistin değil ürdün'den alınmıştır. 1948'den 1967'ye kadar ürdün tarafından işgal edilmiş olan kudüs meşhur 6 gün savaşları sonrasında israil'e geçmiştir. 6 arap ülkesine karşı mutlak zaferle ayrılan israil savaş sonrası toprak büyüklüğünü 4 katına çıkarmıştır.

    2021 ramazan ayı içerisinde yaşanan gerginlik ise 100 sene önceki tapuları ile (ürdün işgali öncesi) kudüs'teki yerleşim yerlerinde hak iddia eden yahudi vatandaşların talebinin kabul edilmesi ve mevcut arap yerleşim sakinlerinin tahliye edilmesi kararı üzerine ortaya çıkmıştır. mevcut ikametçi arap vatandaşların mahkemeye itiraz etmesi sonrası mahkeme süreci devam etmektedir.

    filistinli protescular bu sırada mahkemenin verdiği kararı tanımayacağını bildirerek mescid-i aksa önünde toplanıp gösteri yapmaktadır. göstericilere israil polisinin müdahalesi orantısız ve sert olarak devam etmektedir.

    şimdi kendi yorumumu yapacak olursam, tarih boyunca savaşlar buna benzer manzaralar doğurmuştur. kılıç hakkı ne yazık ki böyle birşey işte. tek taraflı bakmak insanlar için kolay oluyor genelde. ortodoks inancının merkez kilisesi ayasofya nasıl bugün müslüman ibadethanesi olmuşsa, daha önce süleyman tapınağı iken mescid-i aksa olan bölge, güç el değiştirince mescid-i aksa'yı yıkıp beyti makdis'i yeniden inşa etmek isteyen israil'e geçebiliyor. bugün şahit olduğumuz şeyler aynı prensibe dayanıyor. kılıç hakkı'na...

    debe editi: sma tip 1 hastası eda'ya yardım kampanyası lütfen destek olalım.

    aldığım bazı mesajlarda aynı şeylere vurgu olduğu için buraya ilave bir açıklama yapma gereği duydum. kılıç hakkı olgusunu doğru ve haklı bulmuyorum. entryden böyle bir çıkarım yapılmasına da anlam veremedim. sadece ortadaki samimiyetsizliği fark edin istedim.

    uluslararası hukuk ve bm her zaman egemen güçlerin işine geldiği gibi davranmıştır ve karar almıştır, bundan sonra da bu durum farklı olmayacaktır diye tahmin ediyorum.

    edit: imla
  • orta doğunun en kuvvetli ülkesi. valla adamlar saksıyı çalıştırmış. ticaretti, bankaydı, şuydu buydu derken hakim bir pozisyona gelmişler. bir sürü arap devletini de yenmişler. sen ne yapmışsın bu sırada:
    caa ceyli cala cula da cumburleyli cap cup
    otur izle şimdi yaşananları. yanına kola, bir de cips al. iyi gider.
  • israil'de yaşamış ve çalışmış, baba tarafından orada yaşayan akrabalara sahip bir kardeşiniz olarak yazıyorum:

    israil, gerici-faşist rejim ile yönetilen kapitalist bir ülkedir. sermaye diktatöryasıdır. evet; diğer arap ülkeleri ile karşılaştırıldığında, daha demokratik ve modern görünür. bunun nedeni de ülkenin kurucu nüvesi olan komünistler ve örgütlü işçi sınıfıdır. onun dışında, israil, ultra milliyetçi, kendilerine özgü şeriat rejimi ile yönetilen, dünyanın dört bir yanından yahudilerin radikal kesimlerini kendi topraklarına göç ettirmek için çeşitli programlar geliştiren, amerikan emperyalizminin bölgedeki kuklası olan yayılmacı bir devlettir.

    bu ülkenin gelişmesinde, kültürel ve teknolojik alanlarda ileri olmasının nedeni, ülkedeki seküler kesimdir. ne var ki, "ithal edilen" yahudi gericiliği sayesinde iktidar hep sağcıların elindedir. buna rağmen, komünist parti (maki) meclis'te ondan fazla sandalyeye sahiptir.

    kaldı ki, şu teknolojik ilerleme konusunda bir yorum yapmak gerekiyor. ülkede başat olan dört sektör var: silah, bio-teknoloji, bilişim ve telekomünikasyon. bunlar israil sağının da desteklediği ve stratejik açılardan çok önemli sektörler. türkiye gericiliği de bio-teknoloji haricinde silaha ve bilişime yatırım yapıyor... bunu tam bir ilerleme veya akademik başarı olarak görmek, israil'i bunun üzerinden övmek anlamsız.

    bunun yanı sıra, israil'in kurucu ortağı olan komünistlerin ülkenin kültürüne hediye ettikleri pek çok gelenek ve kurum var. bunlardan biri de kolektif çiftlikler, ülkenin dört bir yanındaki sanat kurumları vs.

    israil nüfusunun üçte birinden fazlasını araplar oluşturuyor. kaldı ki, bu kesim, israil işçi sınıfının da önemli bir parçası. araplar; işçi sınıfı kültürü ve üretimden gelen güçleri ile israil'deki sosyal yaşama da katkı sunuyorlar. israil'de biraz olsun demokrasi, insan hakları veya modernizm varsa, bu işçi sınıfının çoğunluğunu oluşturan örgütlü arap ve etiyopyalı işçiler sayesinde.

    tabii ki, israil bir gül bahçesi değil. avrupa'yı, bir anlamda kıbrıs'ı andırsa da, pek çok imkana sahip olsa da, israil'de ırkçılık yaygındır. arapların yanı sıra yahudi olanlar da bu ırkçılık ve mezhepçilikten paylarına düşeni almaktadır. örnek olsun; etiyopyalılar ve sefaratlar için yaşam pek de öyle kolay değildir.

    en önemlisi şudur: israil işçi sınıfının, israil'in orta sınıfının da çoğunluğunu oluşturan aydınlanmacı kesimin filistinliler ile bir derdi yoktur. israil'in asıl ve filistinli kardeşlerimiz ile ortak olan sorunu, siyonizmdir, israil sağıdır. ne zaman ki israil işçi sınıfı bu yükü sırtından atar, orta doğu'ya o zaman barış geri gelir.

    gerekli bir not:

    israil'e göç edenlerin çoğu radikal/ortodoks kesimden oluşuyor. bunlar vergi ödemez, çalışmaz ve askere gitmek istemezler. yayılmacı israil rejimi, bu parazitleri filistinli kardeşlerimizin topraklarına yolluyor, onların mallarına çökmesini sağlıyor. ülkedeki seküler kesim olmasa, israil, kendi bokunda boğulur. her şey para değil, arkadaşlar. işçi sınıfını oluşturan araplar, etiyopyalılar, eser sayıda hristiyan ve seküler museviler sayesinde israil ilerliyor. onun dışında gerici kesimin bir şeyden çaktığı, bir şey üretebildiği yok. bildikleri alıp satmak, esnaflık yapmak, çöktükleri filistinlilerin topraklarında tarım yapayım derken etrafı kurutmak.

    ülkesini seven sıradan orta sınıf bir israilli yahudi bile bu ortodoks kesimi sevmez. bu gericiler de arkalarında kafalarını sıfır numara tıraş ettirdikleri eşleri ile meczup gibi ortada dolanırlar... ülkede dişe dokunur bir şey yapmazlar. ama etrafı fena karıştırırlar.
3099 entry daha
hesabın var mı? giriş yap