7022 entry daha
  • kendimi çoğunlukla yalnız hissettiğim şehir.

    özellikle trafikte çokça başıma geliyor bu. sanki, işi bir tek ben biliyormuşum gibi,
    - sinyal vermeden dönenlere arkadan korna basıyorum,
    - arkamda klakson çalan kanıbozuk gavatlara inat, ışık olmamasına rağmen yaya geçidi varsa yol veriyorum,
    - yaya olarak, karşıdan karşıya geçerken kırmızıda durmayan dallamaların arkasından bağrınıyorum(birgün psikopatın birisine denk gelip, 3. sayfa haberlerine meze olabilirim.)
    - takip mesafesinden bihaber dallamalara inat, önümdeki araçla yeterli mesafe bırakırken, "sanki önümdeki şeritten ışık hızıyla gidecekmiş gibi" önüme kıran sözüm ona, otoban schumacher *lerine soy-sop sallıyorum..

    buraya kadar, az buçuk da olsa kendini gören birileri varsa güzel; ama hiç boşuna kasmayın hemşehrilerim, ruh hastası oluyorsunuz bu şehirde. herkesin acelesi var, sabır denen şey, 35 senedir doğumundan sonra annesini gören kadın gibi olmuş.. kendi annesidir, özbeöz kızıdır kadının ama, hissizleşir seneler geçtikçe; yabancılaşır. aha, aynen de böyle işte!

    ve şehirdeki trafik, keşmekeş, metrobüs kuyruğu, metrodaki kalabalık insanların acayip derecede ruh haline sirayet ediyor.

    şu şehirde, evden çıkıp gönül rahatlığıyla, rahat rahat işinize gittiğiniz, bir yere oturmaya gittiğiniz, avmde önünüze geçen bir ruh hastasının olmadığı bir yerde yemek yediğiniz, ya da abartı sıra beklemediğiniz son günü paylaşın, lütfen söyleyin bana..

    buraya kadar okuyup, elbette ki, beğenmiyorsan ziktir git diyen arkadaşlarım olur. canım benim, sorun beğenmemem değil, sorun el birliğiyle içine sıçmamız. yoksa, iş gereği(ki o işten dolayı istanbul'dayım zaten) abartı olmasa da 40 yakın şehre gitmişimdir, hiçbirisi bir istanbul etmez.. ama, o bakılmayan bağ, çoktan dağ olmuş..!
  • şiddet duygum iyi eğitilmiş zeki bir kırma köpek gibi, fiziksele çok eğilimli değildi ama sözel şiddet konusunda oldukça sabıkalı bir geçmişi var. mamafih yıllar, sonuçlar vb ile kendisini çok iyi eğittim. yanımda tasmasız dolaşan köpeğimden farksız. arada bazı kokulara duyarlı olsa da sözümü dinliyor. nadiren tasmaya ihtiyaç duyuyorum. nadiren göz hizasına inip alfa modunda komut veriyorum. sürü lideri benim, çocukken kulağını defalarca ısırdığımdan biliyor.
    gelgelim benim ne senle ne sensiz aşkım istanbul, sokakta tasmasız yürünmez hale getirdi bizi.

    misal daha bugün beşiktaş çarşı sapağında kazanın köşesinde elimde bir sürü paket taksi bekliyorum, önümde bir baba ve oğul arkalarında üçlü bir grup var. baba oğulu geçen taksi, yolcusunu indirdi, önümdeki üçlü grup taksiye bindi. onlar binerken bir kız taksiye akaretler tarafından koşarak yöneldi ancak geç kaldı. bunun üzerine kız yürüyerek baba oğulun önüne geçti o sırada geçen taksilerin hepsi doluydu, kız akaretler tarafına doğru geri yürüdü. baba oğul camiye doğru yürümeye başladılar. ben hala bekliyorum boyun fıtığım kolumdaki tüm kasları ezmiş, dişimi sıkıyorum ve saat 6 olmadan boş taksiyi bulmayı umuyorum. bir taksi orta şeritten sağa yanaşmaya başladı, kız arkadan koşarak önüme geçti. kendisine, "sırada olduğumu, önüme geçerek taksiye binemeyeceğini" söyledim." ben kaç dakikadır bekliyorum" vb cümleler kurmaya başladı. "yirmi dakikadır beklediğimi, oraya ondan önce geldiğimi ve saygısızlık yaptığını" söyledim ama karşımdaki görmediğini, terbiyesiz olduğumu vb sıralamaya başladı. görmemesinin mazeret sayılmayacağını söylerken içimdeki şiddet aduygusu tasmayı çekmeye başlamıştı,sesim yükseldi, suratım kızardı, terlemeye başladım.
    kız yarım yaşımda, bencil, saygısız, umarsız şehir insanı. çok var, her gün bunlardan onlarca karşıma çıkıyor, onlarca kez benzer durumlar yaşanıyor.
    ama ben gerçekten zorlanıyorum. sesimi yükseltmemek, hakaret etmemek, küfretmemek için çok çaba sarfediyorum ve yoruluyorum. çok yoruluyorum.
    35 kg iken 38 kglik köpeğim, azgınlık döneminde dişilerin peşinden çekiştirirken ve ben tasmayla onu zaptetmeye çalışırken bu kadar zorlanmıyordum.
    kıza bişi yapmadım, bastım gittim. söylene söylene, kendi kendime küfrede küfrede, kartalın ordan taksiye bindim.
    kıza gerçekten fiziksel şiddet uygulamak istedim, çok istedim." sen kime terbiyesiz diyorsun, saygısız, bencil " diye kolunu kırıp*, eline vermeyi istedim. bu istek de bunu dizginlemek de saçma...
    niye bunları yaşıyorum ki?
    medeni, beni yormayacak, içimdeki o vahşi şeye dikkat etmek zorunda kalmayacağım bir istanbul istiyorum. o istanbul ölmüş.
    ben bir cesedin üstünde dolaşan tabut sineğiyim.
  • uzun zamandır, kaosunu özlediğim şehir.

    dediğim gibi uzun zamandır gitmiyordum. neler oldu, neler değişti tam olarak hakim değilim. genel itibariyle, şurası şöyle oldu gitme, burası böyle oldu git, şurda da çok eğlenirsin diyebileceğiniz yerler varsa, çok güzel olur.
5683 entry daha
hesabın var mı? giriş yap