• bilen bilir (araştırmacı olan bilir olarak anlayın) istanbul'da sosyal ve beşeri bilimlerle kıyısından köşesinden ilgilenen herkesin mutlaka yolunun düştüğü isam kütüphanesinin üstüne kurulmuştur. sadece islam üzerine araştırma yapanların değil, istanbul, yıldız teknik, marmara, boğaziçi vs bütün üninversitelerin tarih, felsefe, edebiyat, siyaset, sosyoloji vb bölümlerinde master doktora yapan her öğrencinin hayalidir isam'a yakın bir yerden ev tutup sabah akşam orda kah çalışıp kah yarenlik etmek.

    29 mayıs işte böyle bir müessesenin üstüne kurulmuştur. ve şimdi de araştırma görevlisi ilanına çıkmışlar yine. ah ulan ah, istanbul'da olmak vardı anasını satayım ki ne satayım.
  • uluslararası islam ve din bilimleri fakültesi” acıyormus. yök'ün sayfasında rastladım.
    din bilimlerini hadi anladım ama uluslararası islam nasıl bir şeydir? ulusal islam ne demektir? ben mi çok cahilim? uluslararası hristiyanlık, uluslararası budizm filan diye google'a sordum, suratima anlamsiz bir ifadeyle bakti.
    uluslararası ilişkiler bölümünü kazanamayan öğrencileri avutmak için midir?

    http://www.29mayis.edu.tr/…-din-bilimleri-fakultesi
  • mimarisi, pahalı kuran kursuna benzeyen üniversite.
  • adını hiç duymadığım üniversite.
    hayır üniversite mi ondanda şüpheliyim. her liseden bozma okulu sözde üniversite yaptıkları için.
  • 10 kasimda birakin sireni, adet yerini bulsun diye bile olsa web sitesinde dahi mesaj yayinlamamis "universite"dir.
  • kopyanın çok rahat çekildiği üniversitedir. özellikle edebiyat bölümünde eline, kağıda, bulduğu her yere yazdığı kopyalarla birinciliğe oynayanlar var. yarın öbür gün hocaların gözdesi olan ve müthiş birer edebiyatçı olduğu düşünülen bu insanlar mezuniyet töreninde birincilik, ikincilik veya üçüncülük kürsüsüne çıktığında arsızca gülümseyecek ve biz kopya çekmeyi beceremeyen "salaklar" somurtkan suratlarla hakkımızı yiyenleri izleyeceğiz.
  • bahçesinde şortla gezmek isteyen arkadaşların çok yanlış geldiği, türkiye diyanet vakfı tarafından kurulup himaye edilen üniversitedir. tayyar altıkulaç ve arkadaşlarının vizyonu olmasa o kampüsün yerinde yeller esiyordu şimdi.
  • üç beş güne kadar mezun olacağım "üniversite"dir. kendisine bazı laflar hazırladım. bu entry kendini güncelleyecek, ben de o lafları sayıştırmış olacağım. şimdilik beklemede kalın...

    şunu eklemeden gidersem vicdan azabı çekerim: buraya para yedirmeyi düşünüyorsanız aman diyeyim üç beş kuruş daha fazla verip başka yere gidin gözünüzü seveyim.

    .

    duydum ki yarın üniversite sınavı sonuçlarını açıklanacakmış. dedim ki; o halde artık edit girmenin vaktidir...

    şimdi sevgili aday öğrenciler, sizlere okul hakkında bilgiler verip kişiler yorum ve deneyimlerimi aktarırken objektif olmaya özen göstereceğim. bu nedenle yazacaklarımı olumlu ve olumsuz olmak üzere ikiye ayırdım.

    evvela olumlu özellikler ile başlayacağım:

    1- akademik kariyer yapma gibi amacınız var ise okulun başlıca amacı akademisyen yetiştirmek olduğu için tercih edilecek en iyi üniversitelerden biri olduğu kanaatindeyim. ben türk dili ve edebiyatı öğrencisi idim. okulun kadrolu hocası az olsa da (ki var olanlar çok kaliteli hocalar) dışarıdan gelen hocalar özellikle marmara üniversitesi'nin çok önemli hocalarıdır. türk dili ve edebiyatındaki kadrolu hoca sıkıntısına rağmen özellikle tarih ve ilahiyat bölümleri hoca açısından çok zengindir. örnek vermek gerekirse son zamanların popüler tarihçisi emrah safa gürkan bu okulun kadrolu hocasıdır. kendisi boğaziçi veya minvalinde bir okulda olsa idi muhtemelen her yerde bas bas bağırırdı hangi okulda olduğunu ancak burada olunca twitter'ının bio'suna bile yazma gereği duymamış.

    2- okuldaki kütüphane kültürü çok gelişmiş bir düzeyde. elmalıkent kampüsüne geçene kadar bağlarbaşı kampüsü'nde eksi birde havasız küçük bir kütüphaneye sahip olmasına rağmen bu seneden itibaren yeni kampüste oldukça gösterişli, rahat ve havadar bir kütüphaneye kavuşmuş durumdalar. kampüse geçtiğimizde henüz kütüphane yapım aşamasında olduğu için ben bu sene bu kütüphaneyi kullanma şansına erişemedim ve geçici olarak açılan rezalet bir kütüphanede bir yılımı geçirdim. ancak yeni öğrenciler için şu anda taşındıkları kütüphane binası başka okullarda kolay kolay bulamayacakları bir düzeyde. kütüphane kitap açısından herhangi bir sıkıntının çekilmediği bir durumda ve dersler için gerekli kitapların büyük çoğunluğu kütüphanede rahatça bulunabiliyor. öğrenci azlığından mıdır bilemiyorum elbette ancak vakıf üniversiteleri arasında öğrenci başına en çok kitabın düştüğü üniversite geçtiğimiz sene burası idi.

    3- okul temiz. oldukça temiz. devlet üniversitelerinde sabun, tuvalet kağıdı gibi olması zaruri şeyler bile yokken; tuvaletler dökülüyor ve iğrenç kokuyorken burada her daim bu zaruri şeyler varlığını devam ettirir ve tuvaletler düzenli olarak temizlenir. elbette bu tuvaletler devlet üniversitlerinde olduğu gibi binlerce kişi tarafından kullanılmıyor. okuldaki mevcut kişiler de tuvaletleri insan gibi kullanmayı becerebilince elde mis gibi tuvaletler kalıyor. bir okulu tercih etmek için önemli bir kriter midir bu? değildir, ancak tercih edip kazandıktan sonra önem kazanır. ayrıca sınıflar da havadar ve teknolojik. bu sene klima ve kaloriferde her ne hikmetse sorun yaşandı ancak bu sene umarım çözülür.

    4- hırsızlık yoktur. orta yere telefon bırakın bir hafta sonra aynı yerinde bulursunuz veya illa ki biri size onu ulaştırır. yine az ve tok insan varlığı bunun sebebidir..

    5- öğrenci sayısı azdır. ee tabi vakıf üniversitesi. bu kaliteli bir eğitim için o kadar önemli bir kriter ki; formasyon için istanbul üniversitesi'nde derslere girmek zorunda kaldığımda bunu daha iyi anladım. belki çoğunuzun amfide derse girme gibi bir hayali vardır. çünkü üniversite denince akla gelen ilk şeylerden biri amfidir. ancak o amfiler o kadar rahatsız, o kadar büyüktür ki değil hocayı mikrofonsuz duymak yüzünü bile seçmek zordur (ya da ben miyop olduğum için seçemedim :/). hocayla göz göze gelmek şans işidir, soru sormak cesaret işidir, bir şey anlamak... neyse... velhasıl kelam az öğrenci olduğu için bütün hocalarla birebir iletişim kurulabilir, devlet üniversitelerinde olduğu gibi hoca ile görüşmek için randevuya gerek yoktur. hocanın odasına gidip kapıyı tıklatıp içeri girmek için kibarca izin istemek yeterlidir. dersler daha keyifli ve yararlı geçer. bu da öğrenciye kendini değerli hissettirir ve kendini geliştirmesine olanak sağlar.

    6- burada tam burslu bir öğrenci ailesinden hiç destek almadan tek başına beş yıl boyunca okulun yardımı ile okuyabilir. en azından benim beş sene boyunca yaptığım bu idi. istanbul'da en rahat okuyabileceğiniz üniversitelerden biridir. yurt, yemek, hatrı sayılır bir burs verir (benim zamanımda yemek ücretsizdi, burs arttıkça yemek ücretli olmuş olabilir, konuya tam vakıf değilim). kız yurdu oldukça konforludur. ancak erkek yurdu konteynerdan bozmadır; rahatlığı ile ilgili "erkek" olmadığım için herhangi bir yorumda bulunamam ama konteynerdır. bunu biliniz. ayrıca kampüsün içindedir. kız yurdu ise yürüme yirmi dakika uzaklıktadır.

    geçelim olumsuz özelliklere, buraya neden para vermemeniz gerektiğine:

    1- öncelikle dizi-filmlerde gördüğünüz, sağdan soldan duyduğunuz üniversite hayatını unutun. burada etkinlik, eğlence adına hiçbir şey ama hiçbir şey yapılmaz. son zamanlarda bazı kulüplerin girişimiyle bir şey yapılmaya çalışılsa bile yapılan bu etkinlikler de "cringe" etkisi yaratabilir. okul öğrencilerin etkinlik yapmaması veya eğlenmemesi için elinden geleni yapar. en azından geçen seneye kadar yapıyordu. belki bu sene değişirler. eğlenmeyin, ders çalışın isterler.

    2- burada (elbette akademik kadro haricinde) çalışan hemen hemen herkes birinin tanıdığıdır. burada çalışan öğrenci işleri, temizlik görevlisi, kafeterya işletmecisi hiç fark etmez herhangi birine gidip sorun ya bir akrabası ya da bir tanıdığı okul içinde çalışıyordur veya bir bağlantısı vardır. burada herkes her işi yapabilir. temizlik görevlisi iken okulda memurluğa yükselebilir, geçen sene çay ocağında çalışırken bu sene servis şoförlüğü yapabilir, yemekhaneci iken fotokopici olabilir veya fotokopici iken fotoğrafçı olabilir. bir ebru hocasına yüksek lisans başvurusu ile ilgili bir şey sormak zorunda kalabilir ve o kişinin yüzünden yaptığı işten duyduğu memnuniyetsizliği okuyabilirsiniz. üstüne bir de terslendiğiniz ile kalırsınız. bu nedenle burada profesyonellik eksilerdedir. öğrenci işleri çoğu zaman yardımcı olmayı amaçlıyor iken diğer departmanların çoğunda kendinizi "acaba bu kimin torpillisi" diye düşünürken bulabilirsiniz. okulun bu sorunu aşmak için çalışanlarına disiplin aşılaması ya da birinin tanıdığı olduğu için değil hak ettiği için çalışan alması gereklidir.

    3- bağlarbaşı kampüsü'nde veyahut diğer adıyla isam'da iken okulun müthiş bir konumu ancak eksik bir kampüsü var idi. elmalıkent'e veya diğer bir deyişle ümraniye kampüsü'nde ise inşaat tamamlandığında konforlu bir üniversiteye dönüşmüş ancak rezalet bir konuma sahip olmuştur. önünden otobüs kalkar, yakınına metro durağı yapılmaktadır ancak yine de sıkıldığı anda bağlarbaşı, altunizade veya üsküdar sahile beş dakikada gidebilen bizler için bu lokasyon elbette rezalettir. biz alıştığımız yerden çıkmak zorunda bırakıldığımız için sinirlendik ancak yeniler için alışılacak yer burası olduğu için bu da sorun olmayabilir.

    4- mevcut durumda kampüste yeşil az, gölgesinde serinleyeceğiniz ağaç sayısı hiçtir. b blok'un girişinde bulunan kampüs maketindeki kadar yeşil bir alan inşaat bittiğinde sağlanacaksa yeşil bir kampüsten belki bahsedilebilir ancak şu an için beton görmekten darlanabilir hava almak, yeşil görmek için memleketinizi arzulayabilirsiniz. biz daha çok isam'ı özlemiştik... ha bir de hayatınızı eksi birde idame ettirmeye hazır olun...

    5- okulun ağası, paşası, hakimi, kralı, padişahı ilahiyatlardır. onlar ne isterse o olur. okulda formasyon yalnızca onlara verilir (bu sene eğitim fakültesi açıldı, belki artık bundan söz edilemeyebilir), onlar istemezse müzikli eğlenceye izin verilmez (ki bu durum yaşandı ancak tekrar hatırlayıp sinirlenmek istemiyorum), onlar sınavlarını istediği tarihe erteleyebilir, onlar isterse finalden evvel verilmesi planlanan tatil ertelenebilir veya uzatılabilir, onlar uygun gördüğü vakitte mezuniyet yapılabilir. onlar tarihlere doğrudan karar vermese bile onlar isteyecek olursa değişiklik yapılabilir. çünkü burası diyanet vakfının üniversitedir ve zaten üniversite ilahiyat fakültesi için vardır. kalan bölümler zaruriyetten ve belki de okulu ve ismini biraz daha büyütelim düşüncesinden ortaya çıkmıştır. yüksek lisansta ilahiyattan her alan için (kelam, fıkıh, hadis gibi) onlarca öğrenci burslu alınıyor iken örneğin türk dili ve edebiyatı'ndan yalnızca yedi kişi alınır ki bunlar da yeni edebiyat, eski edebiyat gibi bölümlere ayrılmaz. bu nedenle de yeni edebiyatçıyken bile fars dili ve edebiyatı dersi almak zorunda kalabilirsiniz.

    6- okuldaki bölümlerin çoğu yüzde otuz ingilizcedir. bunun olumlu tarafları olmakla birlikte olumsuz yönleri de çoktur. peki neden çoktur? türk dili ve edebiyatı genelinde anlatmak gerekirse; bölümde ingilizce ders sıkıntısı olduğu ve bölüm yüzde otuz ingilizce olduğu için doldurmak zorunda olduğunuz akts ve krediyi mecburen bölüm dışı dersler alarak telafi etmek durumda kalıyorsunuz. bölümde alabileceğiniz başka pek çok türkçe ders varken ve kendinizi kendi alanınızda geliştirmek isterken bir de bakıyorsunuz ki siyasetten bir ders almak zorunda kalmışsınız. ben bu süreçte tarihten yan dal yapacak kadar çok ingilizce ders almak zorunda kaldım. hatta özellikle merkez orta asya hakkında uzmanlaştım. iki gün sonra unutacağım, unutmak zorunda kalacağım roma tarihinden sayfalarca ezber yaptım. belki ilginiz vardır bu dersleri alırsınız ancak mecburiyetten alıyor olmak çok da çekici değil. şahsen ben edebiyat dersi almayı roma tarihi, medeniyet tarihi, osta asya türk tarihi dersi almaya kat kat tercih ederdim.

    7- önceki kampüste iken merkezi konumu sayesinde elinizin altında onlarca kafe, restoran var iken yeni konumda elde fazla seçenek yoktur. hastanenin ve otoparkın tam yanındadır. her sabah ders esnasında hiç susmayacakmışçasına çalan kornalar ve birbirine küfürler ve yumruklar sallayan şoförler eşliğinde ders dinlemek zorunda kalabilirsiniz. ayrıca okulun kafeteryası işlettiği pastanenin ismi dolasıyla okulda sedef amca olarak anılan öğrencinin cebine düşman bir kişi tarafından işletilir. sabah 3 liraya sattığı şeyi öğlen 4 akşam 5'e satabilir. çünkü kendisi, kendisinin dediğine göre zaten okulun zorlaması ile buraya gelmiş ve dolaylı yoldan torpillidir. okuldaki hiçbir yetkili sedef amca'nın saatlik zamlarına tek kelime etmez. öğrenciler toplanıp isyan ettiğinde bir aylık bir sürecin ardından lûtfen bir iki hafta fiyatlar aşağı çekilir ancak bu kez de ya porsiyonlar azalır ya da kısa bir süre sonra yine zamlar, zamlar ve zamlar başlar... belki kendisini bu sene görmezsiniz. siz şanslı insanlar...

    8- gelelim neden bu okula para vermemeniz gerektiğine... bu sene mezuniyet yapıldı. hala inşaat halinde olan kampüsün ortasında dandik mi dandik bir mezuniyet. ben okumak için bu okula para vermedim, okulun imkanlarından yararlandım ancak benim aksime para veren yüzlerce insan var. okul belki pek çok üniversiteye göre daha makul ücretler istiyor ancak yine de anne babalar yıllarca çocuklarının okuması için okula hatrı sayılır paralar döküyor. sonunda çocuğu mezun olacakken yemekhane sandalyesinin tepesinde küçücük bir alana kurulmuş bir sahnede arkadaki şantiyenin iğrenç görüntüsüne maruz kalarak çocuğunun mezuniyetini izlemeye çalışıyor. o kadar para döktüğü okul, ona ancak bunu reva görmüş çünkü... bu sene kampüse konferans salonu yapılacak muhtemelen gelecek sınıflar bizim gibi sefillik çekmeyecekler ama yine bu yapılan, en azından bir salon tutma gayretine girilmeyip, her sene verilen yemeği bu sene es geçip yapılan bu rezalet, bu sözde mezuniyet töreni tüm o anne babalara saygısızlıktır. türkiye'nin belki de en zengin vakfı iken diyanetin yaptığı bu cimriliği anlamak mümkün değil. ya da durun. belki de mümkündür. muhtemelen, eğer ilahiyatlardan "çırağan sarayı"nda yapılma talebi gelseydi yüzde doksan dokuz oranında çırağan sarayı'nda güzel bir tören yapılırdı. ama artık sevgili ilahiyatlar fazla umursamadığından mıdır ya da maazallah günah saydıklarından mıdır bilinmez mezuniyetle ilgili herhangi bir talepte bulunmamışlar. bize de kala kala bu kaldı...

    toparlayacak olursak evet, akademik olarak iyi bir üniversitedir ancak üniversite hayatı yoktur. siz üniversite hayatı yaşadım diyebilmek istiyorsanız ve verecek paranız da varsa akademik olarak kendinizi geliştirebilmek imkanınızın olduğu, ilahiyatlar tarafından ezilmediğiniz, en azından okul yönetimi tarafından en azından onlar kadar değerli olduğunuzu hissedebileceğiniz bir üniversite bulun. eminim ki vardır.

    aklıma başka şeyler gelecek olursa eklerim. şimdilik hoşça ve esen kalın.

    edit: bana üniversite ile ilgili soru soran çok fazla kişi oluyor. size söyleyebileceklerim yukarıdakilerdir arkadaşlar, daha fazlasını bilmiyorum. hele hele bunca zaman sonra okul hakkında bunlardan daha fazla ne söyleyebilirim hiç bilmiyorum. ben mezun olalı dört sene oldu, dört sene içinde kim bilir neler neler değişmiştir. bu yüzden sorularınızı ya daha güncel entrylerin sahiplerine ya da okulun kendine sorun. teşekkürler, başarılar...
  • resmi instagram hesabından anadolu ajansı’nı takip eden üniversite. komik.

    https://instagram.com/…ayisuni?igshid=14z20526cngpm
hesabın var mı? giriş yap