780 entry daha
  • twitter'da oluşturdukları hashtag'e az önce denk geldim de; "beyaz yakalı öğrenci olmak istemiyoruz", "plaza'da eğitim mi görülürmüş?", "sıkıyorsa yollamaya çalışın" gibi çeşitli zırvalara sahip öğrenci kitlesine sahip üniversite.

    yavrum, senin normalde zaten bu ülkede üniversite okuyamaman lazım. sırf paran olduğu için okuyabiliyorsun. paran sayesinde insanların önüne geçip öğrenim görebildiğin sisteme eyvallah çekip "ama biz beyaz yakalı olmak istemiyoruz" vs. de diyemezsin. sen, mavi yakalıların çocuklarının önüne paran sayesinde geçebildin, beyaz yakalı öğrenci de olursun. plaza insanı da olursun.

    katıldıkları tek toplu oluşum gezi'nin ilk 3 günlük atmosferi olan pelinsular ve berkecanlardan çıkıp organize protesto yapmalarını da beklemiyorum. boykot zaten hayal. aileleri tarafından onlara aşılanan, içi boşaltılmış bireyciliğin yarattığı bencillik yüzünden boykot gibi kavramlara yabancılar ve muhtemelen "ay o ne öyle ya, topluca hareket falan, ben gelemem daralırım" gibi düşünceler içerisindeler.

    edit: az önce bahsettiğim cehalet örneklerinden biri. beyaz yakayı bir giysi çeşidi sanan, reklam ajanslarındaki serbest kıyafet düzeninin ajansları beyaz yaka sisteminden kurtardığını zanneden biri. söyleyeceklerim bu kadar.
  • aptal saptal işler yapmakta üstüne başka bir kurum daha tanımadığım üniversitem. garip şeyler yapıyorlar: önce santral içindeki tüm işletmelerin sözleşmesini bir gece de fes etmişler, çalışanlara haber verilmemiş ve insanları kapıda öyle koymuşlardı. sonra, hukuk fakültesini taşıdı santrale, çünkü çok para vardı, iyice ahır gibi yaptı küçücük alanı. ardından ismini isim yapan iletişim fakültesiyle uğraşıyor. tek bunlar mı, hayır.

    bir ders randevu sistemi vardır ki akıllara zarar. internetten ödeme yaparsınız takır takır çalışır sistem veya para ödeyerek başka bir işlem yaparsınız, jet gibidir sistem, ama randevu almaya çalış, o sistem çöker, ama nasıl olurda beş dakika da (sisteme girmeye çalışırken) pazartesi günü dolar, son günler kalır. çünkü o sistem sana çökmüştür, diğerleri çatır çutur alır.. bir üniversitenin web sitesi nasıl çöker, haydi çöker, sadece kişiye özel mi çöker? o kadar paranın içinde (otopark geliri bile dudak uçuklatan cinstendir) onu yaptıracak, düzenlettirecek güce sahip değil misin?

    mühendislik fakültesinde labları vardır; fakat öyle giremezsiniz. hele bir ıd lab var ki, aman allahım, otur orda, gelen hoca azarlar seni, giden hoca azarlar. neden, çünkü orayı sahiplenmiştir o hoca. bir de, lab kurmayı içine bilgisayar ve projektör koymaktan ibaret sanar okul.. neyse ki bitiyor.

    ekleme: bursluspor.
  • bazı sikiklere öğrencilerinin hak araması dert olmuş okuldur. bu okul tanıtım günlerinde (yani 15 gün öncesine kadar) iletişim fakültesini, yeşillik alanlarını, çimlerini, imkanlarını överek tanıtıldı. insanlar da bu imkanlara güvenerek burayı tercih etti, tozun toprağın içinde okumak için değil.

    sadece pelinsu'lar berkecan'lar baba parası ile değil, türkiye'de derece yapmış ve iletişim konusunda iyi bir üniversitede eğitim almak isteyenler de bu okulu tercih etti. yine aynı öğrenciler de protesto edip, en temel demokratik hakkını kullandı. yani söz konusu baba parası değil, örneğin ben çalışarak okulumu ödüyorum, baba parası değil anladın mı sikik? keza baba parası da olsa seni ilgilendirmezdi de neyse, durumu anla diye bilal'e anlatır gibi anlatayım dedim.

    üstelik katıldıkları tek toplu oluşum gezi parkı da değil, sen götünü yaya yaya ekşi'de entry girerken o çocuklar dünya kadınlar gününde dışardan saldırıya uğrayan arkadaşlarını da savundu, yarın başın derde girerse seni de savunur, ilk 3 gün gezi'de de yer alır. seni ilgilendirmez anladın mı sikik?

    tweet alıntılayıp cahil diyen adamın entrylerine bakıyorsun, ahmet şık hakkında yazdıklarına 3 gün 3 gece gülersiniz. bir kadının tecavüze uğraması hakkında entryisine bakıyorsun, utanmasa "ama onun da gönlü varmış" diyecek. başkasına cahil demek senin ne haddine sikik?

    özetle: sana ne lan sikik?
  • sadece kendisini seçen değil, seçmeyen öğrencileri de mağdur etmiştir. ben bu sene bu okulun santral kampüsüne geldim, iletişim fakültesini gezdim, öğrencileriyle muhabbet ettim, burada olmalıyım dedim ve çok iyi okulları seçebilecek olmama rağmen burası için tekrar hazırlanıyorum.

    şimdi beni örnek alırsanız bu okulun yönetiminin yaptığı olay beni santralde gezdirip sikik bir plazaya okumaya göndermesinden başka bir şey değildir. öğrencisi olanlar içinse durum çok daha vahim.

    tanıtım günlerinde "bilgi var" diye slogan yapmayı, " gücü öğrenciye verdik" gibi havalı laflar etmeyi iyi biliyorsunuz...

    bu olayların sebebi de santral'e geçirilen hukuk fakültesiymiş. iyi de hukuku santral'e almak zorunda mıydın ? anlaşılan öyleymiş. demek ki ana kampüsünde olmayınca sana prestij kaybettiriyor. %50 %25 hukuklu gençler santralde olmak istiyor diye demek ki iletişimcileri siktir ediyorsunuz.

    %30 yalanınız da pek bir güzel doğrusu... niyeyse pek çok öğrenciniz ders yoğunluğu ek binaya kaydırılmış durumda. kampüse yeni gelen öğrencilerde ek binada ders alacak mı ?

    en vahim olanı da böyle bir şey öğrencilere hiç sorulmadan, haber verilmeden yapılması ve öğrencilerin bunu ders seçimi sırasında öğrenmesi. yok ya bu erken olmuş, dersler başladığında haber verseydiniz...

    tanıtım günlerine gittiğimde bana rehberlik eden öğrencilerinden birine okulla iletişiminiz nasıl, taleplerineze ne ölçüde cevap veriliyor, ortak nokta bulunmaya çalışılıyor mu, okulun sizi görmezden geldiği durumlarda siz ne yapıyorsunuz gibi sorular sormuştum.

    önümüzdeki süreç bu sorulara çok güzel cevaplar verecek. hem benim için, hem benim gibi kendini bilgiye yakın hisseden, orada olmayı düşünen öğrenciler için.

    #santraldengitmiyoruz

    https://www.change.org/…tition&utm_term=autopublish
  • an itibariyle beni dellendiren okul. mimarlık fakültesi için konuşmak gerekirse, her gün (ciddili her gün) akşam 6da biten programıyla*, öğrenciye daha fazla nasıl işkence ederiz diye oturup kafa yormuşlar sanırım. komple bir boş günüm ve bir öğleden sonram varken ben zor yetiştiriyodum o projeleri, maketleri. iki nefes de almayayım bu sene, olur.

    bir de ek bina mevzusu var. sen git santral'i göster seçim yapıcak adama, kaydını yapsın ek binaya gönder. çok mantıklı ya. binanın görünüşüne laf edenler var. olay o değil. bi üniversitenin görünmek zorunda olduğu bi kalıp yok. kulübeye de benzeyebilir, iş hanına da, başka bir şeye de. ki o kadar kötü bi bina da değil. fakat seçen adam bunu görüp, bilerek seçmeli. o yüzden resmen insanı dolandırdıklarını değiştirmiyor. özellikle reklamcılık seçenler, geçmiş olsun.
183 entry daha
hesabın var mı? giriş yap