• değerini anlamadığımız kıymetini bilmediğimiz nimet...
    seyretmeye, uzun uzun bakıp dalıp gitmeye doyulamayan güzellik...
    çoğu istanbullu gibi sabah ve akşamları boğaz köprülerini kullanıyorum ve araçtaki insanlara baktığımda hepsi ya önüne bakıyor ya uyuyor (uyuyanlar mazur görülebilir) ya da cep telefonunu kurcalıyor. kimse kafasını kaldırıp da camlardan bu coğrafi güzelliği, o canım manzarayı seyretmiyor.
    bir ev boğaz görüyor diye değeri 2 kat artar, boğaz manzaralı mekanlarda yedğinize içtiğinize %30-40 fazladan hesap ödersiniz ama köprülerden bu manzarayı izlemezsiniz.
    bağlantı yollarındaki berbat trafikten sonra köprüye çıkıp o manzarayı gördüğünüzde insanda stres falan kalmaz ya... ama kötümserlik iliklerimize işlediği için, elimizdeki nimetlerin kıymetini bilmediğimiz için eğiyoruz kafalarımızı ve trafiğe küfrediyoruz. trafik elbette ki çekilir dert değil ama biraz da iyi yönlere odaklanmak lazım...
  • istanbul boğazı, tuna, dinyeper ve don gibi üç büyük akarsu ve sayısız küçük suyla beslenen karadeniz'in sularının tek çıkış yoludur. karadeniz'den marmara denizi'ne boğaz aracılığıyla akan su miktarı yıllık 660 milyar metreküptür.

    istanbul boğazı, karadeniz'den alçak, marmara denizi'nden yüksek bir konumda yer alır. düzey farklılığı boğaz'ın başlangıç noktası ile bitiş noktası arasında toplamda 40 cm'yi bulur. bu nedenle karadeniz'den marmara denizi'ne sürekli bir yüzey akıntısı vardır. yüzey akıntıları, boğaz'ın orta kesimlerinde en şiddetli duruma gelirler. akıntı kuvveti özelliklekandilli açıklarından başlayarak güneye doğru saatte 5 kilometreyi bulan bir hızla güçlü bir biçimde devam eder. yüzey akıntıları en kuvvetli hâllerini karadeniz üzerinden gelen kuzey rüzgârlarının estiği dönemlerde alır. olağan koşullarda 3-4 knot olan akıntı hızı, rüzgârlar ile beslendiğinde 7 knota kadar çıkar ve akış hızı hemen hemen bir nehir hızına ulaşır.

    marmara denizi'nin suyunun karadeniz'in suyundan neredeyse iki kat daha tuzlu olmasından dolayı bu iki denizin arasında büyük bir yoğunluk farkı bulunur. daha tuzlu olan marmara suyunun özgül ağırlığı karadeniz ve boğaz sularından daha fazladır. bu nedenle bu iki su kütlesini bağlayan boğaz'da dip akıntıları oluşur. bu akıntı türü boğaz'ın 15-20 metre derinliğinden başlayarak derinliğin el verdiği ölçüde 45 metreye dek inebilmektedir.

    boğaz'da kimi zaman da ana akıntının yolu üstünde bulunan koy ve burunların kıvrımlarına giren suyun, kıyıdaki kıvrımları izleyerek ters yönde akmasıyla da anaforlar oluşur. bu anaforların ana yüzey akıntısına tekrar karıştığı noktalarda girdaplar görülür. bu eğrimler denizciler arasında "ayna" olarak da adlandırılır. oluşan anaforların büyüklüğü ve şiddeti, ana akıntının günlük şiddetine doğru orantılı olarak artar. boğaz'ın ters akıntılarının yönü, büyüklüğü ve şiddeti hava koşullarıyla, özellikle de rüzgârlarla bağlantılıdır. esen rüzgâr kıble ya da lodossa anafor akıntısının eni 1 gomina kadar daralır.

    güneyden esen rüzgârların çok kuvvetli olduğu zamanlarda, ana akıntı boğaz'ın tamamını kaplayarak kuzeye yönelir. üsküdar'ın kuzeyindeki koyda ters akıntı dar bir çizgide kuzeydoğu yönünde akar. lodos esmesi hâlinde boğaz'ın orta kesimlerine kadar ilerleyebilir.beylerbeyi semtinin kuzeydoğusunda bulunan koyda, vaniköy'deki koyda, anadoluhisarı'nda ve istinye ile bebek koylarının dış bölümlerinde kısa ters akıntılar vardır.

    büyükdere koyu'nda, 0.5 mil hızında bir ters akıntı kıyı şeridini izleyerek poyraz yönünde mesar burnu'na dek çıkar. bu burunun kuzeydoğusunda ise başka bir ters akıntı girdap oluşturarak tellitabya'ya ulaşır. garipçe burnu ile rumeli burnu arasında yer alan koylarda kuzey yönlü küçük çaplı ters akıntılar vardır.

    selvi burnu'nun güneydoğusunda bulunan koyda ve incirköy ile beykoz limanlarının içinde bulunduğu paşabahçe koyu'nda, kıyıdan açıklara doğru, büyüklüğü 4 gominaya kadar çıkabilen büyük anafor akıntıları vardır. boğazda ters akıntı bulunan diğer noktalar fil burnu'nun iki yakası, keçilik koyu, poyraz burnu, umuryeri koyu'nun güney kesimleridir.

    istanbul boğazı'na özgü, güçlü akıntılardan biri de orkozdur. orkozlar, başta lodos olmak üzere güneyden kuvvetli rüzgârların marmara'nın sularını kuzeye yığmasından ötürü oluşur. bu zamanlarda boğaz'ın marmara girişinde sular yarım metreye kadar yükselir. bu olağandışı yükselme boğaz'ın akıntı rejimini de değiştirir ve yüzeyde orkoz adı verilen ters akıntılar oluşur. bu akıntının hızı zaman zaman 6-7 knota kadar çıkar ve karadeniz'den marmara'ya olan yüzey akıntısının hızına erişir. orkozlar, yıl içinde birkaç kez görülür ve şehir hatları vapurlarının seferlerini iptal ettirecek kadar kuvvetli olabilirler.

    istanbul boğazı'nda oluşan üst akıntılar orkoz ve kuvvetli rüzgârların neden olduğu ters akıntılar dışında genelde kuzeyden güneye doğrudur. boğaz'ın keskin dönüşler gerektiren kıvrımlı yapısı da bu akıntılara eklenince gemiler için istanbul boğazı en zorlu rotalardan biri hâline gelir. manevra yaparken boğaz'ın karşı trafik şeridine savrulmak, arkadan gemiyi iten güçlü akıntı nedeniyle hızını alamayıp karaya oturmak boğaz'daki en yaygın kazalardandır. istanbul boğazı'nda kazaya uğrayan gemilerin çoğunlukla karadeniz yönünden gelenler olmasının nedeni işte bu akıntılardır. akıntılara karşı zamanında ve yerinde müdahalede bulunulmaması durumunda yer yer kıyıda bile derinliği 10 metre olabilen boğaz'da gemilerin evlerin içlerine kadar girerek karaya oturması olayları yaşanmaktadır.

    ilgilenenler için kaynak:
    http://www.denizcigunlugu.com/
  • 1 milyar 47 milyon piksellik bir fotografı şuradan görülebilen... http://www.detaypan.com/bogaz1/ 360tr multimedya grubu tarafından çekilen, istanbul boğazı'nın bir yakasından diğer yakasına yaklaşık 20 metreye kadar yakınlaşabilen ve panoramik özelliği bulunan fotoğraf yaklaşık 40 gb boyutundaymış.
  • dünyanın başka yerlerinde de boğazlar vardır, karşı karşıya birbirine bakan şehirler vardır iki tarfında, ama hiç birisi istanbul boğazı gibi olamaz ne yapsa.
    bunun en büyük nedenlerinden biri, boğazı boğaz yapanı, istanbul'un tepeleridir bence.
    çünkü tepe olmasa, deniz seviyesinden baksanız karşıya, karyıda da tepe yoksa, hiçbir şeye benzemez o boğaz.
    işte önce o tepeleri yüzünden özeldir istanbul boğazı.
    yoksa iki kıta arasında bir su geçişi olarak kalırdı. yine özel olurda, ama istanbul boğazı olamazdı.
    ama sadece tepeleri de değildir elbette.
    boydan boya yaşanan bir yer olması, insanları, balığı, akıntısı, mimarisi, tarihi, gündüz ayrı hayatı, ayrı gece hayatı ve elbette balıkçıları, tekneleri, vapurları...
    saymakla bitecek gibi değil.
    işte bu yüzden istanbul boğazı, dünyanın en özel yeridir bence.
    işte bu yüzden de istanbul dünyanın en güzel şehridir zaten.
    pek öyle kolay kolay da kimse geçemez onun güzelliğini.

    o zaman, sonraki kareler, istanbul ve boğazının özlemini çekenler için gelsin...

    http://www.flickr.com/…otos/atakansevgi/4664375202/

    http://www.flickr.com/…otos/atakansevgi/2404317858/

    http://www.flickr.com/…otos/atakansevgi/3652112624/

    http://www.flickr.com/…otos/atakansevgi/4497349011/

    http://www.flickr.com/…otos/atakansevgi/4376488991/

    http://www.flickr.com/…otos/atakansevgi/3251173253/

    http://www.flickr.com/…otos/atakansevgi/3486613781/

    http://www.flickr.com/…otos/atakansevgi/2508459049/

    http://www.flickr.com/…otos/atakansevgi/3042557106/

    http://www.flickr.com/…otos/atakansevgi/2532328340/

    http://www.flickr.com/…hotos/atakansevgi/955429576/

    http://www.flickr.com/…otos/atakansevgi/2511744667/
  • yakın zamanda yapılacak üçüncü köprü sayesinde uydudan, dikiş atılarak kapatılmaya çalışılmış bir yırtık gibi görünecek boğazdır kendileri
  • "alglerde seçicilik" ile mavinin en güzel tonlarını taşıyan ve yaşatan nadide doğa harikası.
  • bir antalyalı olarak rahatça dile getirebilirim ki ne konyaaltı plajı ne falezler ne de bu ülkede herhangi bir yerdeki herhangi başka bir doğal güzellik..
    bu ülkeye nasip olmuş en büyük güzellik işte bu boğazdır,istediği kadar sularını yağlar kaplasın,istendiği kadar bok edilsin.kıymetini bilin istanbullular..
  • görmek. bakmak değil görmek evet de sis var. olsun sen daha bi derini gör. gör bakalım (bak bakalım değil gör) ne var. hımmmmm!!!!!!

    su var bolca. martılar var olmazsa olmaz zaten! vapurlar ve tekneler var. üsküdardan karaköye doğru akıntı var. bu akıntı milletinin de ne bok yapacağı afedersin belli olmuyor yahu!!bugün değil ama dün çok şiddetliydi. "amanın da bir hava alayım" diye parka doluşmuşları ıslatı ıslatıverdi. ama bi saniye konumuz bugünkü hali!

    bugün sakin su, çok değil ama sakin. sis var azıcık. olmaz mı bura istanbul! üsküdar hafif bir tülün ardından bakıyor. kimi belki onu bu tül arkası halini, komşu oğluna pencereden tüle saklanarak bakan meraklı tazeye benzetebilir ama hayır bugün değil. o sahnede güneş olması lazım ama burda bugün güneş yok!

    bugün buralar aydınlık, güneşli anlamlar yüklenecek vaziyette değil. kıştayız zaten. yüklesen yüklesen (ki illa ister insanın canı bu kıyılardan baktığında) depresif haller yüklenir bugün. bak sis fazlalaştı işte biraz. tüllüğü kalmadı. ağırlaşmaya başladı. ama beş dakka sonra ne olacağı belli değil.
    soğuk dışarısı belli, rüzgar var. çok değil ama kuşlar uçabiliyor, ağaçlar çok da selamlamıyolar, takmıyorlar belki de benim onları yazmamı. zaten ben bugün ne yazsam benden olacaklar kendilerinden farklı.
  • çok değil, bundan yaklaşık yarım yüzyıl kadar önce ahşap iskelelerinin altında fok aileleri yaşarmış boğaz yerleşimlerinin. okuduğum çok güzel hikayeler var boğaz'la ilgili, küçük bir derleme yaptım. ilgisini çekenler için şuraya bir link bırakıyorum.
  • yukardan bakıldığında görülen o s şeklindeki kıvrımları, irili ufakları tepeleri, masmavi suları, kıyılarında barındırdığı nadide tarihi eseleri ve muhteşem yalıları ile dünyadaki eşsiz yerlerden birisidir. hele ki yağmurlu ılık bir havada ortaköy den seyretmesi, güneşli bir havada bebek ten veya sarıyer den içinize çekmesi bir başka olan çok güzel yer. sabah ayrı güzeldir, gece apayrı güzeldir. lounge müzik ve boğaz. özlenendir.
hesabın var mı? giriş yap