• fakir olan ücretsiz geçemiyor.
  • istanbul'u istanbul yapan mucizelerden biri. uğruna şarkılar şiirler yazdırır; yeri geldiğinde burukluk, yeri geldiğinde ferahlık verir. çoğu zaman, o cıvıl cıvıl manzarasına rağmen hüzünlü bir tablo çizer. bu açıdan da istanbul'un ta kendisini yansıtır.
  • karadeniz'i marmara denizi'ne bağlayan, rumelini anadoludan ayıran, eskiden istanbul'un kıyısının olduğu şimdi ise istanbul'u ikiye bölen boğaz. kıta işine girmiyorum, o kısım muallak. üzerinde uzlaşı hakim değil. kıbrıs'ın ve azerbaycan'ın avrupa, kadıköy'ün asya sayılmasının mantıklı bir izahı yok.

    öte yandan kendisi 12 yıldır düzenli olarak görüş alanımdadır. buna rağmen ilk kez dün, kendisi ile yek vücut olduk. tekneden atlayarak kendisiyle gerçek manada tanışmış oldum. dur bak seni kimlerle de tanıştıracağım, şurayı görmüş müydün telaşesiyle sizi bir o yana bir bu yana sürüklemek ister kolunuzdan çekip. siz de ilk tanışmamız için bu gayet yeterli sonraki görüşmelerimizde gösterirsin dersiniz kendisine. laf anlamaz inat eder, sizin de kararlılığınızı göstermek için çabalamanız gerekir. yoksa akıntı adını verdikleri kollarıyla sizi gönülsüz geziye çıkarabilir. bu mücadeleden galip çıkmanıza imkan yoktur, tanıştığıma memnun oldum der ve geri çıkarsınız tekneye.

    günün sonunda hayata dair "to do list"inizde bir maddeyi daha elemiş olmanın verdiği huzura kavuşursunuz.
  • istanbul boğazı, karadeniz'e kıyıdaş olan bulgaristan, gürcistan, romanya ve ukrayna için akdeniz'e ulaşmanın tek yoludur. çanakkale boğazı ve marmara denizi'yle birlikte istanbul boğazı'nın egemenlik hakları, 20 temmuz 1936'da imzalanan boğazlar sözleşmesi ile belirli kurallar ışığında türkiye'ye verilmiştir.
  • istanbul boğazı, karadeniz'e kıyıdaş olan bulgaristan, gürcistan, romanya ve ukrayna için akdeniz'e ulaşmanın tek yoludur. çanakkale boğazı ve marmara denizi'yle birlikte istanbul boğazı'nın egemenlik hakları, 20 temmuz 1936'da imzalanan boğazlar sözleşmesi ile belirli kurallar ışığında türkiye'ye verilmiştir.
  • oluşumunun anlatıldığı evliya çelebi'nin seyahatname'sinde adeta bir dede korkut, bir tolkien, bir ihsan oktay anar havası vardır. haşa! üslüp değil; üslup özlemi kastettiğimiz.

    iskender bütün dünyayı ele geçirmiş ancak ele geçiremediği son iki yer makdonya* ve izmir kalmış. her ne kadar savaşsa, ucuna taramalı bağlı roketler atsa da bu iki şehrin sahibi kaydafa'ya bir türlü baş eğdirememiş. en sonunda iskender kılık değiştirip şehrin divanını, ordusunu gözlemlemek için kente girer ancak kaydafa'nın askerleri iskender'i tanıyıp yakalarlar.

    kaydafa, daha önce resmini kazdırdığı taşla iskender'i karşılaştırır ve onun o olduğuna kanaat getirip iskender'i hapse atar.

    bir süre hapiste kalan iskender, kaydafa'nın önüne getirilir. kaydafa barış teklifinde bulunur ve bundan gayri kılıç çekmeyeceklerine dair birbirlerine söz verirler.

    serbest kalan iskender kafkaslardaki elbrüz dağları eteklerindeki kentine gider. vezirleri "bu şerefsiz kaydafa'nın kentine varalım, karıştıralım, halkını kılıçtan geçirip ciğerlerini kebap yapalım" derler ancak iskender tüm vakurluğuyla "beni saldıktan sonra ona saldırmayacağıma söz verdim, ne yapalım ki hemen öcümü alayım" der. hızır alehisselam, "ey iskender, kaydafa'dan öc alacağız, savaşmadan, cenk etmeden alacağız. karadeniz'i akdeniz'e bağlayalım ve makdonya* sular altında kalıp boğulsun, öcünü almış olursun" buyurur.

    burada araya girmem gerek iyi anlaşılabilmesi için. çünkü, evliya çelebi ve yararlandığı kaynaklara göre dönemin coğrafyası günümüzden farklı. karadeniz günümüze oranla daha yüksekmiş ki kıyıları ta macaristan ovalarına, silistre'ye kadar uzanırmış. ve karadeniz'in akdeniz'e bağlantısı olmayıp, istanbul boğaz'ı kuruymuş, su ile dolu değilmiş ve boğazın içinde, seyahatname'de sarayburnu ile üsküdar arasındaki makdonya olarak geçen, önistanbul olarak düşünebileceğimiz bir kent var imiş.

    iskender karadeniz ve akdeniz'in yüksekliklerini inceletmiş ve karadeniz'i daha yüksek bulmuş. yedi kere yüz bin dağ deviren yiğit gençleri toplayıp istanbul boğaz'ını açmaya girişmiş, kazıyı hızır yönetmiş. 3 yılın sonunda karadeniz yolunu bulur ve akdeniz'e akar. vadi, boğaz olur, tüm makdonya sular altında boğulur. söz verdiği üzere kılıç ile savaşmadan, öcünü almayı bilmiştir iskender. bu olaydan sonra su üzerinde kalan sarayburnu'nda, makdonya kentinden arta kalanları onarmaya başlar.

    buyrulur ve ilan olur evliya çelebi seyahatnamesi'nde.
  • taptığım yer. canıma can katan, yerini başka hiçbir yerin tutamayacağı yer. evet yıl 2019, istanbul olanca hızıyla daha da yaşanmaz bir yer olmaya gidiyor ama boğaz hala çok güzel. boğazda geçirilen 1 gün, başka şehirlerde geçirilen 100 günden daha değerli benim gözümde. yani istanbul gibi bir yerde yaşayıp avm'lere gömülmek nedir anlamıyorum. boğazın tadı boğazın huzuru asla eskimiyor
  • çok değil, bundan yaklaşık yarım yüzyıl kadar önce ahşap iskelelerinin altında fok aileleri yaşarmış boğaz yerleşimlerinin. okuduğum çok güzel hikayeler var boğaz'la ilgili, küçük bir derleme yaptım. ilgisini çekenler için şuraya bir link bırakıyorum.
  • dünyadaki en tehlikeli guzergahlardan birisidir.gemilerin kaza yapma riski oldukça yüksektir...bu nedenle genellikle gemiler geçiş yaparken kılavuz kaptan ile geçiş yaparlar.ancak kılavuz kaptan ile geçiş yapma zorunlulukları yoktur.
hesabın var mı? giriş yap