• istanbul üniversitesi'nde öğrenci belgesi almak işkence gibidir. dilekçe yazarsınız,bir iki gün beklersiniz falan. tabi sonrasında öğrenci işleri bürosundan belgeyi almakta bi sorundur. çünkü sizin gibi bi sürü öğrenci dilekçe yazmıştır. bisürü yığıntının, yerlere saçılmış kağıtların arasından belgenizi bulmaya çalışırsınız. neyse ki bu zorlu günler geride kaldı diye seviniyorduk. çünkü bikaç aydır numaranızı söyleyip anında belgenizi alabiliyordunuz. çok iyiydi. bugün öğrenci işlerine belge almak için gittim ve:

    -öğrenci belgesi istiyorum
    +dilekçe yaz
    -ama numaramızı söylediğimizde hemen veriyordunuz.
    +ablacım valla kıymetini bilemediniz eski sisteme döndük biz de.

    lan! nası olur ya dedim. nası kıymetini bilemedik.
    not: bu arada bu lafı söyleyen abla da okulun kantininden buraya memur olarak geçti. resmen dikey geçiş yapmış.
  • 1453'ten beri albüm çıkarmamış bir müzik grubu.
  • çok rahat insanların çalıştığı yerdir.iş yapmayı sevmeyen,oturdukları koltuğu rektörlük koltuğu zanneden insanların barındığı yerdir aynı zamanda.istanbul üniversitesi öğrencisi olmamama rağmen beni bile çileden çıkamayı bilmişlerdir.yaptıkları hataları örtbas etmeye çalışırlar, haksız oldukları zaman tartışmak istemezler hatta konuşmazlar bile.dilekçeye zamanında cevap vermezler, iadeli taahhütlü yollayacakları cevabı normal posta ile yollarlar.anlattığım sorunları,problemleri istanbul üniversitesi öğrenci işleri daire başkanlığı'nda yaşadım.balık baştan kokar derler ya, o misal.
    ama haklı olduğumu bildiğim bu konuda, idare mahkemesinde dava açacağım.şimdiye kadar ben uğraştım biraz da siz uğraşın.aklınız başınıza gelir umarım.
  • öğrencilerini ödemeli arama yaparak bilgilendiren öğrenci işleridir.*
  • bana 15 dakika boyunca rondo alla turca'yı dinletip ardından telefonu açtıkları gibi kapatarak ne kadar şakacı bir kurum olduklarını göstermişlerdir.
  • öğrencisi olsanız da olmasanızda sizi çıldırtan, notları yanlış girip mezun olanların diplomalarını vermeyen, siktiriboktan bir öğrenci kağıdı parçası için 1 hafta süründüren, her fakültede ayrı ayrı birimleri olan, içinde çalışanlarını bile kendi bürokratik işlemleri yüzünden çıldırtan, bürokratik oluşum. ömür törpüsü. sakın ola ki kalemsiz kağıtsız bir şey istemeye gitmeyin. her şey için dilekçe istiyorlar. misal:
    -pardon bir şey soracaktım
    -dilekçe yaz
    -nasıl yani? *#$½%& (bkz: dumur olmak)

    sonra niye okuldan ayrıldın derler. başta bu salak oluşum yüzünden ayrıldım. *
    (bkz: istanbul üniversitesi ni bırakma nedenleri)
  • üniversitedeki ilk yıllarımda iktisat fakültesi öğrenci işleri personellerini tavır ve hareketlerinden dolayı dünyayı yöneten oligarşik bir zümreden oluştuğunu ve bunların hobi olarak orada çalıştıklarını düşünüyordum. işin ilginç tarafı, bu sene mezun olacak olmama rağmen hala öyle düşünüyorum.
  • insanı çıldırtan memurları olan birim.

    tanıtım videosu

    edit: bugün geçici mezuniyet belgemi almaya gittiğimde dünyanın en iyi insanlarıyla karşılaştım. hayır acaba yanlış mı geldim dedim. kapanmasına 15 dk kala yetiştip belge aratmama bile seslerini çıkarmadılar. hatta inşallah çıkmıştır, diyerek benimle beraber umutlu bekleyişi sürdürdüler. alçak ses tonları, kibarlıkları...

    4 yıllık öğrencilik hayatımın şokunu yaşattılar bana. hele o yeni gördüğüm adını bilmediğim adamın inceliği... allahım şaka gibiydiler ya. acaba rüya mıydı diyorum, o derece.
  • her gittiğimde sinir sıkışması yaratan, havale geçirten çalışanları olan, hayatımda gördüğüm en verimsiz çalışma ortamına sahip, iğrenç bir yer. burada çalışan arkadaşlar evrak değil lütuf dağıtırlar, sanki onu sabah sıcak yatağından kaldıran benmişim gibi, 8.30'da açılması gereken yere 9.30'da gelip insanı bir saat bekletip sonra bir araba fırça kaydıktan sonra gereken evrağı lütufmuş gibi verirler. üniversite hayatım boyunca bir kez bile sıkıntı yaşamadan işimi hallettiğimi hatırlamıyorum. ve bu hantal yapı istanbul üniversitesi'nde yıllardır hiç istifini bozmadan öğrencilere çile çektirmeye devam ediyor.

    edit: yukarıda belirtilenler iktisat fakültesi öğrenci işleri için geçerlidir.
  • süper diyaloglara girdiğim görevlilerin çalıştığı yer.hepsi de harika insanlar.

    -pasomu alcaktım
    -dur 2 dakka pasta yiyoruz
    -(gergin)eheh afiyet olsun.verin de gidiyim
    -ney pasta mı?hahahah (gülüşmeler)
    -yok pasta sevmem,pasomu verin
    -bekle diyoruz ya.
    -ne beklemesi.
    -taamam be. (arar) pason yok.
    -nası yok,paramı da verdim,resim de.
    -valla resim noldu bilmem de;parayla bizimkiler çay içmiş olabilir.
    -hö?
    -şaka şaka.yok paso.git karaköy'den al.
    -listeyi çıkar.oraya imza atmıştım.
    (başka bi dolaba bakar.aa orda da pasolar varmış)
    -al bakiim burdaymış.
    (kamera nerde el sallıcam da)

    -transkript alcaktım.
    -napcan? (bunu illa sorarlar)
    -ders kaydı.yollamamışsınız danışman hocama.
    -tamam.yaz bi dilekçe.2 gün sonra gel bak çıkmış mı.
    -ne 2 günüü?hemen lazım.
    -e ama burda böyle.öyle her gelene hemen transkript,öğrenci belgesi versek nolur?
    -nolur?
    -olmaz işte.dilekçe yaz
    (allah belanızı versin!hemen danışman hocaya gidilir.danışman hoca öğrenci işleri şefi turan beyi arar.o şef uyuz kadını arar.öğrenci işlerine gidilir)
    -buyrun.(transkripti uzatır)
    -teşekkürler.yarın şurdaki kağıtlara bakın dilekçem gelmiş mi.
hesabın var mı? giriş yap