• yalıda yaşıyorsam ancak istanbulda yaşıyorum derim.
  • istanbul'da yaşamak sex gibidir.

    ılk seferler hiç unutulmaz. ılk defa istanbul'a gelmenizi unutamasiniz.

    içinde olduğunuz süre ne kadar uzarsa o kadar yorucu hale gelebilir. ziyaret için 2-3 gün idealdir ama istanbul'da olduğunuz süre uzarsa yorulursunuz.

    kopamazsiniz. ayda yılda görmek isterseniz ama hergunde canınız istemez.

    her ne kadar şuanda çöl bedevi mülteciler ırzına geçmiş olsa da her zaman istanbul sizin özelinizdir.

    ses kirliliğinin başkentidir. bazen kafanız sikilir ama genede zevkli bir sextir.
  • artık "istanbul'da yaşamak" diye bir kavram kalmamıştır, "istanbul'da hayatta kalmak" vardır. dünyanın en güzel şehrini kendi ellerimizle yaşanmaz kılmışızdır.
    nerede o eski istanbul diye çekilen derin bir ah'dır artık bu şehir... metrekare başına 1 dilenci düşer, metrekare başında birisi sigarasını pöfürdete pöfürdete yanınızdan geçer. tüm sokaklar caddeler izmaritlerle, poşetlerle, atıklarla doludur. hıncahınç toplu taşıma araçlarına binerek ulaştığınız her aktivite ızdıraba dönüşür. kendi aracınıza binseniz trafikte sıkışır kalırsınız, kabus olur. yapılabilecek tek sosyal aktivite yeni nesil mekanlarda astronomik fiyatlarla bir şeyler yiyip instagram postu atmaktır. şehrin eşsiz manzarasından faydanlamak da zaten ancak bu manzaraları parsellemiş mekanlara para bayılmaktan geçer. istanbul'un 2 koca denize kıyısı vardır ama şööyle bir deniz havası alayım deseniz, içinize karbondioksitten hallice çekebileceğiniz bir hava yoktur. az sayıda kalan ormanlarının 500 m yakınından işlek caddeler geçer, bir elin parmağını geçmez sayıda bir ormana varıp ormanda yürüyeyim deseniz, oksijeni bile zehir ederler. hafta sonu minderimi sandalyemi alıp sahile gideyim deseniz enteli danteli huzur vermez. çalıp söyledikleri, wireless hoparlörlerden inlettikleri müzikleri dinlemek ve sevmek zorundasınızdır çünkü. bira içiyorlar ya, onlar aşırı eğitimlilerdir çünkü. onların hayat tarzına karışamazsınız çünkü. gösteriş cafcaf budalası araplar sayesinde ışık ve beton kombinasyonu ile yaratılmış modernite (!), bu şehre şiirler yazmış, methiyeler düzmüş şairlerimizin yazarlarımızın kemiklerini sızlatmaktadır. başka bir ülkede olsa altınlarla gümüşlerle çevrilecek tarihi yarımada bile leş gibi pislik doludur. bir misafir gezdireyim deseniz rezil olduğunuzla kalırsınız. daha ne kadar yazayım bilmiyorum...istanbul'da yaşamak, artık her gün kaçış planı yapmaktır.
  • bahçeli bi evde domates biberini ekip işin olmadıkça dışarı çıkmadan yaşadığında muhteşem bir şehir
    görsel
  • (bkz: #128015973)
    geçen sene girdiğim bu entry den anlaşılacağı üzere, bu şehirden ayrılmak için fırsat kollayanlardan biri de bendim zaten iki senedir de farklı bir şehirde yaşıyordum. istanbul'dan taşınacağımı duyanlar bana, sen sıkılırsın küçük bir şehirde demişlerdi. haklılarmış, çok sıkıldım. beni besleyen huzur değilmiş. çok yakında kaos ve şerefsizliklerle mücadele için geri dönüyorum.
  • kaotik atmosferi, güzellikleri ve sıcak havası ile şehre merhaba demiş beni yoran bir eylemdir.
  • azcık türkçe bilseydin, buna yaşamak demezdin.
  • semtine göre değişen yaşama şeklidir. etiler’de yaşayan bir insanla bağcılar’da yaşayan insan bir olur mu? ya da silivri’de yaşayan biriyle çengelköy’de yaşayan biri. bir de yüzölçümüne göre çok fazla insan yaşıyor. maksimum iki milyon kişi yaşamalı bence.
  • dışı sizi…
    içi bizi yakıyor…
    ne onunla…
    ne onsuz oluyor!!!
hesabın var mı? giriş yap