istanbul'da yaşamanın en güzel yanı
-
(bkz: istanbul'u dinliyorum)
-
boğaz'da midye yemek. (tercihen rumelihisarı'nda)
-
binlerce farklılığı aynı anda görebilmek. başka hangi şehirde vardır bu kadar zıtlık? ve hangisinde bu kadar güzel durur?
-
istediğin saatte çıkıp içebilmek.
-
güzel istanbul'u bırakıp mecburi hizmete muş'a geldiyseniz istanbul'da yaşamanın her yanı size güzel gelir, daha 1 yıl önce şikayet ettiğiniz kalabalığını, nefret ettiğiniz trafiğini, yazları üzerinize dev bir terlik gibi basan nemli sıcağını bile özlersiniz - ki boğaz'dan, yeşilköy'de kışın yapılan sahil yürüyüşlerinden, güzelcehisar'da kahvaltıdan, mano'da deniz manzaralı bir yemekten, tavanarası'nın o müthiş zeytinyağlılarından, dolmabahçe'de püfür püfür esen rüzgara karşı içilen çaydan bahsetmiyorum bile..
-
-üsküdar dan sarayburnu, eminönü vapurundan kız kulesi, körüdeyken gördüğün ışıl ışıl boğaz...
-sokak arasında karşına çıkan sokak sanatcıları,
-türkiyeye giren her farklı şeyin ilk önce istanbula gelmesi.
-taksim meydanında bi kaç saat geçirince orta ölçekli bir anadolu kentinin nufusu kadar insanı görebilecek olman,
-ortaköy de waffle, tahtakale de kokoreç,
-özellikle kış vakti ve hafta içi müzeleri.
yaşarsın doyamazsın... -
vapurla karşıya geçmektir efendim.vapurla karşıya geçerken, hele bu güzergah eminönü-üsküdar hattı ise tadına doyum olmaz.sağ tarafta kız kulesi arkanızda topkapı sarayı size el sallar.
edit:imla -
vapurda arka planda kız kulesi varken martıya atılan simit...
büyükada faytoncusuyla yapılan pazarlık...
çengelköy çaybahçesinde yenen simit...
hiçbir olmasa bile sevgili ile ortak alınan bir nefes yaşamaya değer kılar istanbul'u... -
zamanın geçebilmesidir.
-
kaybolabilme özgürlüğüdür.