• - su böreği ve poğaçaları alıp çınar altında, denize nazır kahvaltı yapmak
    - eminönünde gece yarısı balık ekmek yemek
    - malatyalı zenci kardeşlerimizin paldır küldür kurduğu sokak tezgahlarından kelepir ürünler satın almak
    - süleymaniye camii civarında kuru fasülye yemek
    - ortaköy'den vapura binip boğazın tadına varmak, öncesinde kumpir yemek
    - istiklal caddesinde yavaş yavaş gezmek, sokak çalgıcıları ve dansçılarını izlemek, denk gelinirse buradaki kilisede bir ayini izlemek
    - fatih civarında gece yarısı gezmek ve oradaki fuhuş piyasasını izlemek, bu insanları uzaktan gözlemek
    - florya sahilinde bisiklete binmek
    - kadıköy'de tıka basa balık ekmek yemek, gün batımında vapurları ve haydarpaşayı izlemek
    - denk gelirse feshanedeki etkinliklere katılmak
    - bebek sahilinde aval aval yürümek
    - pierre loti'de çay içmek, tepeye tırmanırken mezarlara bakıp ölülerin eski yaşamlarını düşünmek
    - eyüp sultan camisinde namaz kılmak
    - kadınlar pazarında büryan yemek
    - haliç köprüsünde balık tutanları, denizi, feribotları, martıları izlemek. köprünün altından geçerken restoranlara girermiş gibi yapıp girmemek.

    senede 3 gün istanbul'a gelen bir vatandaş olarak söyleyebileceklerim bunlardır. istanbul'un tadına vardıran, geleneksel gezi rotalarından çok kendi başına fenomen olan bu tür tavsiyeleri suserlerin vermesi gerekmektedir.
  • tadına vardıran eylemlerden kasıt istanbul'u yemek olsa gerek.
    istanbul'un tadına varmak için istanbul'da yaşamamak gerekmektedir.
  • istanbul sanıldığı gibi bir şehir değil çok abartılıyor ve gidenler gördüklerinde böyle beklemiyordum diyor.
    yıllardır istanbul, dünya şehiri, dünyanın gözünde tüten şehir gelenlerin hayran kaldığı şehir diye anlattılar. bu kadar büyük konuşulmasının nedeni gelişmemiş bir ülkede, ortalama dünya şehirleri sınıfında olması. ülke için katlarca fazla nüfuslu şehir olması.

    dünyada onlarca yüzlerce istanbul ve istanbuldan büyük şehirler var bunun farkında değil toplum. sanki istanbul tekmiş gibi düşünüyoruz. gelişmemiş kültür, şehirleşme, yaşam şekliyle insanlar iç içe yaşıyor. hatta yaşam savaşı veriyor. bu güzellik değil bu dünya efsanesi değil bu kara düzen yaşam. kısaca istanbul şehirinin tadı yoktur. arkadaşın söylediği şeylerin çoğunu ziyaretim sıralarında denedim. anlatıldığı gibi değil. övünmek değil ama insan daha üstünü gördüğünde artık gözü hep iyisini istiyor olsa gerek. sıradan anadolydan gelen birisi bir gecede istanbula aşık olabiliyor yoksa.

    bahsedilen yerde balık ekmek yemek, aç kalabalıkta insanlar üst üste çıkıyor oturmaya yer yok ayakta yiyorsun yedin hadi git havası var her yerde hoop hoop hadi hadi turşu şalgam hadi hadi sözleri gözünüzde canlanmıştır bile. istanbul hep böyle. kara düzen üst üste yaşam. başka tarifi yok.

    eleştirim kötü niyetli değil ama gerçekleri görmek gerek aşık oluyorsak gerçekleriyle aşık olmak gerek. olabiliyorsak tabi.
hesabın var mı? giriş yap