istiare

• bir yazılı eser içindeki yoğunluğu arttıkça insanı yazıdan tiksindiren "söz sanatı".
• iki katmanlısı için:
  "alnında kırıştım."(v.o.b.)
• çeşitleri vardır:
  
  1)açık istiare: benzetme öğelerinden yalnızca benzetilenle yapılan istiaredir.
  
  2)kapalı istiare: benzetme öğelerinden sadece benzeyenin bulunduğu( kendisine benzetilenin bulunmadığı) benzetme sanatıdır.
  
  3)yaygın istiare: benzetmenin temel öğelerinden yalnız biriyle, çok sayıda benzerlikleri sıralayarak yapılan istiaredir.
• benzetmenin bir tık üstüdür.
  -aslan gibi korkusuz asker: tam bir benzetmedir yani(teşbih).
  askerin korkusuzluğunu anlatmak için korkusuzluğu
  yırtıcılığı daha fazla olan aslandan düç alarak yapılmış bir benzetme çeşidi.
  -aslan asker: güzel benzetme (teşbih-i beliğ) sadece benzetilen(asker) ve kendisine benzetilen(aslan) dan oluşmuş benzetmedir.
  ama doğrudan ' aslanlar düşmanı kovdu' dersen istiaredir.
  doğrudan kendisine benzettiğini söylemektir.
  kimi, neden benzettiğini söylemiyorsun, buna açık istiare denir.
  bir de kendisine benzetileni de söylemediğin benzetme vardır
  'asker kükredi' gibi burada da sadece benzeyen söyleniyor ve 'kükredi' sözüyle
  askeri adını anmadan aslana benzettiğin anlaşılıyor.
  buna da bir tık ötesi kapalı istiara denir.
• (bkz: metafor)
• benzeyen veya kendisine benzetilen ogelerinden sadece birisinin oldugu benzetme sanatıdır.
  benzeyen varsa "kapalı istiare", benzetilen varsa da "acık istiare" adını alır.
• eski dilde odunc yada borc almak.
• ingilizcesi için ayrıca allegory olan kelimedir.
• (bkz: mustear)
• örn: daha dün murat menteş okudum.