• iki defa yaptığım şeydir. askerlik sonrası olabilir. bulduğun daha iyi işten, daha iyi bir işle geri çağrılmış olabilirsin. fazla maraza çıkarmayacan giderken vesselam..

    hele bir de bulduğun daha iyi iş sayesinde kalanlardan daha farklı şeyler deneyimleyip farklı düşünmeyi becerebilirsen tadından yenmez...
  • geçen günlerde erdoğan bayraktarın yaptığıdır. milletvekilliğinden istifa edeceğim deyip sonradan vazgeçmektir.
  • şu versiyonu güzel olabilir: çalışılan proje tamamlanmıştır. yeni ihale de yapılmıştır fakat yeni projenin başlaması için zaman gerekmektedir. çünkü şantiyeler kurulacak falan. işte işlerin nispeten seyrek olduğu o geçiş dönemi, dünyayı gezerek değerlendirilmek istenir. ama bunun için izin alınamaz haliyle. bu sebepten risk alınarak istifa edilir. kenarda birikmiş para ile ev/arabaya girilmez de dünyaya girilir. para bitene kadar gezilir. sonra aynı şirkete dönülür, "ben geldim" denir. ve işe geri girilir.

    alternatif son:* sonra aynı şirkete dönülür, "ben geldim" denir. patron siktiri çeker. paşa paşa eve dönülüp iş aranır. olsun dünyayı gezmek yanımıza kar kalır.
  • çalıştığım proje devam ederken anlaşmazlık sonucu istifa ederek ayrılmıştım. 3 ay sonra tüm sorunları çözerek geri gel demişlerdi. gittim 9 ay daha çalılıp tekrar istifa ettim.
    not: inşaat mühendisi
  • hikayedeki arkadaş pencerenin altından "karpuzcu, karpuzcu" diye bağırırken, patronun taciz edeceğini düşündüm.
  • bir kere yaşadığım ,sonra tekrar istifa edip asla geri dönülmez bir yola sürüklendiğim olaylar bütünüdür. istifa ettiyseniz orası artık eski çalıştığınız yer değil de sıradan bir yer oluyor,hele ki her şeyden vazgeçip bunu yaptıysanız,sizin için bir çok anlam barındırıyor da bütün anlamlardan vazgeçip yaptıysanız,sonra da mecburiyetten elim ekmek tutsun diye geri döndü iseniz asla aynı tadı vermiyor ve sıkılıyorsunuz.sonu yine istifa ile bitecek durumdur.
  • benim eski müdürümün tam 3 kere yaptığı şey, artık komik bir hal almaya başlayıp, şoförlerin bile dalga konusu olmuştu.

    edit: ben de ayrılalı iki yıla yakın oldu. işin tuhafı bende dönmeyi düşünüyorum, kız haklıymış
  • sene 2005. üç aylık evliyim, yaklaşık 6 aydır aylık 500000 tl maaş alarak geçinmeye ve çalışmaya çalıştığım işyerinde herşeye rağmen, hatta y*vşak ekürim mehmet'e rağmen mutluyum. mehmet ile aynı masada karşı karşıya çalışıyoruz, adam kız arkadaşı dahil herkesin dedikodusunu yapan, her sohbete ''noolmuş? kimmiş?'' diye yandan dalan bir gıybet gurusu. neyse, mehmet'i sonra irdeleriz. bu benim mutlu olduğum işyerinin sahibi abi ithal mobilya işine girmeye karar vermiş, e benim de başarılı bir otomobil fiyatlı mobilya satma geçmişim olmasından mütevellit açacağı yeni mağazaya beni kondurmayı düşünmüş. beni markanın istanbul'daki ilk (ve tek) mağazasına mevzuya hakim olma maksatlı gönderdiler. gittim, gördüm, fazlasıyla hakim oldum (neden fazlasıyla dediğimi yazının sonunda anlayacaksınız) geldim. mağazaya ürünler gelmeye, mağaza şekillenmeye başladı, ben de bu arada gördüklerimi ve daha önceki deneyimlerimi hayata geçirmeye çalışmakta, yerleşime müdahale etmekte ve visual ekibince takdir bile edilmekteyim. mutluyum, açılışa bir kaç gün kaldı, beymen seri sonu mağazasından takım bile yaptım kendime. neyse açılış günü geldi çattı, saat sabahın sekizinde jilet gibi giyinmiş bir halde kapıda hazırım, işyerinin sahibi abi geldi, elinde kahvaltılıklar, poğaça börek, o konuda eli çok boldur, uzattı bana, kapıyı açtı, bismillah çektim daldım içeri. ''namaza mı duracaksın ehehhee!'' diye birşeyler geveledi, ben de güldüm. son düzeltmeleri yapmaya, orayı burayı kurcuklamaya başladım, bir yirmi dakika kadar sonra uzun süredir tanıdığımız daha önce işten ayrılan bir bayan arkadaşımız, diğer işyerinden gelen iki arkadaş ve temizlik için alınan bir personel mağazaya geldi. daha önce işten ayrılıp dönüş yapan bayan arkadaş kahvaltı masası hazırlamaya girişti, diğerleri mağazayı dolaşıyor. tam da o anda işyerinin sahibi abi hiç beklemediğim bir hareket çekti ki ömrüm boyunca unutamayacağım: ''arkadaşlar, buyurun kahvaltıya, nickindenbaşlatma, sen de al şu kovayı paspası, yerleri tertemiz yap, hadi bakalım.'' vay arkadaş, benim başımdan aşağı bu kadar kaynar su dökülmemişti daha önce, neye uğradığımı şaşırdım, yok, paspasından değil, çok önceleri de olsa yapmadığım bir iş de değil, ama burada, temizlik personeli varken ve o da dahil herkes kahvaltıya çağırılıp.. neyse, paspası yaptım bitirdim, pılımı pırtımı topladım, ''ben oynamıyorum.'' dedim çıktım gittim. daha da dönmedim.
    daha önce işten ayrılıp dönüş yapan bayan arkadaş da bir süre sonra eşinden boşandı. ve yine bir süre sonra eşinden boşanan işyeri sahibi abiyle evlendi.
hesabın var mı? giriş yap