• eskiden buraya gittiğimde kendimi gerçek istanbul'da zannederdim. yaz günü ikindi vakti tünel'den meydan'a kadar aylak aylak yürümek ne tatlı bir huzur verirdi insana.

    elde bir külah çikolatalı dondurma ile sağlı sollu dükkanlarda vitrin bakmak, st. antoine'da dilek tutup yakılan bir mum, galata mevlevihanesi'nde nezih bir temaşa, üst katlarda gizli kalmış hazineler gibi duran boğaz manzaralı restoranlar, yorulup nefeslenmek için mandabatmaz'da içilen okkalı bir türk kahvesi ya da bir demli çay, lise önünde birini beklerken beyne işleyen "waltz of the butterfly", terkos pasajında çekiştire çekiştire alınan tiril tiril pantolonlar, saray'da tavuklu pilav üstüne çikolatalı muhallebi, o da kesmezse fındığa gark olmuş beyoğlu çikolatası, olmazsa olmaz rebul'dan bir şişe lavanta kolonyası, odakule'ye girince tüm terimi soğutan o tatlı rüzgar serinliği, "gittim baktım şıkır şıkır balık pazarı, üç tek attım sarhoş oldum ayak üzeri", ahtapotun kolları gibi uzadıkça uzayan serin pasajlar bir çırpıda aklıma gelen güzel detaylardı...

    her köşesinde bir arkadaş anısı, tramvay sesine karışan bir kahkaha, bir kaçamak, bir hoşluk olmasına rağmen, şimdi nostalji yapmak için bile gidesimin gelmediği, hasbelkader gittiysem de kendimi ait hissedemediğim, hemen kaçasımın geldiği cadde... demek ki böyle değişiyormuş şehirlerin çehreleri...
  • 2 hafta önce bombalandığı için güvenlik önlemlerinin maksimum seviyeye çıkarıldığı yer.

    ama gel gör bugün istiklal caddesinde yankesici bir çete tarafından telefonumuz çalındı. taksim polis merkezine gittiğimizde gülerek “heheh bugün gelen 50. kişisin, hehehe ceplerin bolmuş çalarlar tabi,” diyerek dumura uğratan polis memurları türk polisine olan güvenimizi tazelemiştir.

    insanları “kemerin ne güzelmiş” diyerek çarpan mı dersin, yaşlı amcaların elinden telefonu çalan travestiler mi dersin, elindeki telefonu alıp kaçan ve telefon sahibini yaralayan mı dersin. yüzlerce vaka aynı sebeple bugün taksim polis merkezine gelmiş bir umut.

    biz telefonumuz çalındıktan sonra farkettik tezgahı, 3 farklı kişi bizi yokladı 10 dakika içinde, yakın durdu, iletişim kurmaya çalıştı. bireysel bir olay değil, organize bir yankesici ekip istiklal caddesinde iş tutuyor ve bunu yüzlerce polis ve sayısını bilmediğimiz sivil polislerin çevirdiği bir alanda yapıyor.

    istiklal caddesinde yakınlarınızda dolaşan, size saçma sapan sorular soran insanlar ile karşılaşırsanız bilin ki hedef halindesiniz, değerli eşyalarınızı korumaya alın böyle bir durumda.

    türkiye’nin en turistik ve dünyada en bilinen yeri olan taksim meydanı, suç ve suçlu yuvası olmuş. ve bu yankesicilik eylemlerini polisin gözü önünde korkmadan organize bir şekilde yapıyorlar. dünyanın herhangi popüler bir caddesinde bu kadar yüksek suç oranı var mıdır? ben görmedim duymadım.

    ben bu ülkedeki sivillerin güvenliği konusunda artık çok ciddi kaygılar yaşıyorum. herkes kendi malına ve canına sahip çıksın. çünkü başkası sahip çıkmıyor.

    gerçekten inanılmaz.

    edit: telefon çalındıktan sonraki ertesi gün aksaray tarafından sinyal aldık. yine polisi arayıp söyledik. verdiği cevabı söylüyorum : ” sinyal aldığınız adrese gidip polis çağırın” …

    aynen aksaray’a gidip bir de canımızdan olalım, süper fikir cidden.

    arkadaşlar, telefonunuz çalındıysa bir bardak su içmekte fayda var. amatör bir hırsız gidip telefonu birine satmaya çalışmadığı sürece o telefonu geri almanız imkansızmış onu gördük.
  • dün gece oradaydım. her geçen gün nasıl boka saplanır, nasıl daha rezil kepaze oluruz canlı bir örneği.
    led ışıklı sokak lambaları koymuşlar son olarak. alacalı, bulacalı. mermerden bank yapmışlar meydana. sıcak da oturursanız götünüz yansın, yağmurda oturmayın, soğukta bulaşmayın diye.
    polisler vardı bir sürü. yaka paça bir tarafta, göbekli kısa boylu. bir newyork, londra ne bileyim italya, helsinki de polisler vardır. kendileri ile gurur duyan. "bak kardeşim ben bu şehrin güvenliğini sağlıyorum!" diye gubarmış hindi gibi gezinen. bizim polisler ne bileyim.. apaçi gibi toplanmış karı kız kesiyor. yaka, paça bir tarafta. gözgöze gelmeye korkuyorsun.
    iki metre de bir kebapçı, dönerci, çiğ köfteci, nargileci dolmuş.kahire den bir farkı yok. eski sokak şarkıcıları da yok!. keman çalan bir abla vardı o da gelmiyor artık.
    mekanlar boş. sadece sokaktan turist avlayan adına clup denilen bir votka-bull'a yüzlerce lira kesen apaçi mekanlar kalmış.
    dilenci kaynıyor sokaklar. felaket ötesi bir ses kirliği var. bir çok kaliteli mekan kapanmış, taşınmış. bir ay da nasıl bu kadar dibe vurdu?
    galata kulesinin altında ki merdivenlerde bir sürü insan kendi kafasına göre eğlenirdi birkaç ay öncesine kadar. gitar, darbuka, akordiyon ve klarnet hiçbir zaman bu kadar uyumlu değildi. her yaştan, her kesimden insan hiçbir ayrım gözetmeden o merdivenlere oturur şarkılar söylerdi. şerit çekmişler. eline bir bira alsan polis on saniye de damlıyor. bombaların patladığı bir cadde de bir sürü sivil var.sadece insanlar eğlenmesin diye!
    mayın tarlası gibi galata.. üç tane sokak köpeği ve oranın mudavimi üç tane alkolik dede kalmış. banklara oturduğunuz da siviller hemen kesmeye başlıyor. ürküyorsunuz.
    bir toplum bir halk nasıl bu kadar vicdansız olabilir böyle bir şehire?
    bu kadar milliyetçi, bu kadar vatan sever ve bu kadar allah'tan korktuğunu idda eden bir halk? nasıl tecavüz edebilir bu güzelim coğrafya'ya?
    istiklal caddesi bunun canlı kanıtı.
    her zaman toma bekliyor girişte. korku kokuyor istiklal, herkes bir şeylerden korkuyor.
    zevksiz, ucube oluyor her geçen gün!
    hiçbir şey zoruma gitmedi de. o galata kulesinin altı her gece şenlik alayına dönerdi. kürtça, türkçe, ingilizce, fransızca şarkılar söylenirdi. ayrımcılığın, ırkcılığın, kötülüğün bittiği bir bölgeydi orası. her yaştan her kesimden, fakiri, zengini, apaçisi, enteli kol kola şarkılar söylerdi.
    dün gece alkolik dede bağırdı. "amına koyayım böyle dünyanın" arkadaşı geldi koluna yapıştı. "sen işersen, millet sıçar. burası bizim. sürerler bizi buradan, gidecek yerimiz yok!"
    işeyen, sıçan da yoktu oysa. sürmüşler herkesi!
  • i s t i k l a l
    c a d d e s i
    kronolojik eski fotoğrafları

    istiklal caddesi'nin türkiye cumhuriyeti dönemindeki sıralı eski fotoğraflarını içeren ve zaman yolculuğu yaptırmayı amaçlayan bir entry'dir efendim.

    siyah beyaz (1923-1974) ve renkli (1975-2005) olarak ikiye ayrılır.

    siyah beyaz (1923-1974)
    _____________________________
    1923 : 1 2
    1924 : 1 2
    1925 : 1 2
    1926 : 1 2
    1927 : 1 2
    1928 : 1 2
    1929 : 1 2 *
    1930 : 1 2
    1931 : 1 2
    1932 : 1 2
    1933 : 1 2
    1934 : 1 2
    1935 : 1 2
    1936 : 1 2
    1937 : 1 2
    1938 : 1 2
    1939 : 1 2
    1940 : 1 2
    1941 : 1
    1942 : 1 2
    1943 : 1 2
    1944 : 1 2
    1945 : 1 2
    1946 : 1
    1947 : yok
    1948 : 1 2 *
    1949 : 1
    1950 : 1
    1951 : 1 2
    1952 : 1 2
    1953 : 1 2
    1954 : 1 2 *
    1955 : 1 2 *
    1956 : 1 2
    1957 : 1 2
    1958 : 1 2
    1959 : 1 *
    1960 : 1 2
    1961 : 1 2
    1962 : 1 2
    1963 : 1
    1964 : 1
    1965 : 1 2
    1966 : 1
    1967 : yok
    1968 : 1 2
    1969 : 1 2
    1970 : yok
    1971 : 1
    1972 : 1
    1973 : 1 2
    1974 : 1 2

    renkli (1975-2005)
    ___________________________________
    1975 : 1 2
    1976 : 1 2
    1977 : 1 2 *
    1978 : 1 2 *
    1979 : 1
    1980 : 1
    1981 : 1 2
    1982 : 1
    1983 : 1
    1984 : yok
    1985 : 1 2
    1986 : 1 2
    1987 : 1
    1988 : 1 *
    1989 : 1 *
    1990 : 1 *
    1991 : 1
    1992 : 1 2
    1993 : 1 2
    1994 : 1 *
    1995 : 1 2
    1996 : 1
    1997 : 1
    1998 : 1
    1999 : 1 2
    2000 : 1 2
    2001 : 1 2
    2002 : 1 2
    2003 : 1 2
    2004 : 1 2
    2005 : 1 2

    2005'ten sonrasını nostalji bozulmasın diye paylaşmıyorum.
  • bu caddede gezinen arap turistlerle ilgili her şeyi anladım da çözemediğim tek bir konu var. arkadaş sabaha karşı saat 03:00'de sadece gözleri gözükecek şekilde çarşafa bürünmüş bir arap turist yanında başka kimse olmadan bebek arabasıyla barların arasında neden gezer? dilenci diyeceğim kolunda louis vitton çanta var. bebek arabası da şu ikinci el araç fiyatına satılan üç tekerli zımbırtıdan. açık mağaza yok bir şey yok. hani çocuğu eğlemek diyeceğim ama o da mışıl mışıl uyuyor. yemek desen o sokaklarda lokanta yok. bir tarafında pezevenler, travestiler diğer tarafta kapalı bir barın önünde demlenmeye devam eden gençler var. bir kez de değil üstelik. en az üç beş kez şahit oldum bu duruma. anlayabilen varsa beri gelsin.

    edit: neden debe olduğunu anlamadığım bir entry daha. bolca mesaj geldi. kocası eğlenirken bekliyor olabilir. canlı bomba olabilir. canı sıkılmıştır vs. vs. hala tatmin olmadım. tekrar denk gelirsek çöp konteyneri arkasına saklanmış kocası tarafından hançerlenme ihtimaline rağmen soracağım. nedir lan sizin olayınız?
  • gece 2de rahatsız eden bir eski sevgiliye küfür etmek için hevesli bilumum insanı bulabileceğiniz mekan. şöyle ki: (bkz: ben bugün bunu gördüm)
    (eski sevgili arayıp rahatsız etmekte hatun cadde üstünde küfürle gitmektedir) bir yabancı aniden:
    -bağyan rahatsız mı ediyor verin bana, alın bu da benim cep telefonum merak etmeyin sizinkini çalmam (der ve kendi telefonunu verir)
    -(dinler dinler döner ve hatun grubuna sakince) kulaklarınızı tıkayın bağyan (dedikten sonra) lan orrospu çocuğu rahat bırak lan kızı ebenin a.ı gel lan g.tün yiyosa buraya gel lan şerreffsiz.
    -puhahaha
    - (elemanın kankası) dur lan bana da ver
    -al al sen de al
    - (daha sonra en bir diğer arkadaş da alır telefonu) lan dallama gelsene lan buraya a.cık
    (elden ele döndükten sonra telefon, eski sevgilisi arkadaşımızı rahatsız etmeyi kesmiştir)
    - eywallah bağyan
    -saolasınız.
    muhabbetine dünyanın başka neresinde rastlanır, istiklal güzeldir, istanbul güzeldir.
  • pusetli, dadılı arapların istanbul'daki uğrak yeri.

    ha bir de yeni saç ektirmiş bandanalıları da unutmamak lazım.
  • sırasıyla 2012 ve 2013; istiklal caddesinin kaderinin çizildiği yıllardır.

    2012 yılı istiklal caddesinde son kez yerli turistlerin ve avrupalı turistlerin ağırlıkla görüldüğü yıldır. hatırlayacaksınız suriye iç savaşı 2011de başladı ve ilk mülteci akınları 2011 sonu 2012 başı gibi gelmeye başlamıştı. istanbul'a akın etmeleri, yerleşmeleri ve görünür olmaları nispeten 2014'ü buldu. o nedenle istiklal henüz suriye göçünün etkisini hissetmemişti. ayrıca avrupalı erasmus öğrencilerinin partiler yaptığı, kaldığı ve dönem açılışı yaptığı bir yerdi hala. 2013 sonrasında avrupalı öğrenciler de artık istanbul'u tercih etmeyecekti. istiklal'in türk ve avrupalı imajının son görüldüğü yıl 2012dir. 2012'deki gay pride'ın çok gündeme gelmesi ve genel itibariyle istiklal'in liberal, sol, milliyetçi, cumhuriyetçi grupların etkinlik alanına dönüşmesi islamcıların hoşuna gitmiyordu. gezi parkına giden süreç de böyle başlamış oldu.

    2013 ise ikinci ve son dönüm noktası oldu. gezi parkı inatlaşması ve gezi olayları işleri iyice içinden çıkılamaz bir hale getirdi. gezi olayları o anda başarılı bir duruş sergilese de iktidarın görünür olmayan inatlaşması devam etti. kısa süre sonra istiklal adeta şantiyeye döndü. madem müsade etmiyorsunuz gezi parkı alanının düzenlenmesine biz de diğer yerleri elden geçirir yaşanmaz bir yer yaparız dediler adeta. olur olmadık yerlere dökülen çirkin beton zemin kaplama, ağaçların budanması ve çaktırmadan azaltılması. sonrasında taksim camii inşaatı ve akm'nin yapılması işlemlerinin geniş bir alan ve zamana yayılması bölgeyi iyice inşaat alanına çevirdi. 2013 gezi olaylarından sonra buluşma noktası olarak bile kullanılamayacak bir hale gelmişti istiklal. 2013 gezi olayları turistlerin de bölgeye temkinli yaklaşmasına sebep oldu. insanların çoğu da eğlenmek için beşiktaş ortaköy veya kadıköy moda hattına kaydı. en olmadı karaköy veya galataya kaydılar ama istiklal'e hiçbir zaman geri dönmediler.

    2014'te başlayan suriyeli mülteci görünürlüğü ve 2015 seçimleri sonrası patlayan bombalar ile insanlar bölgeye gidemez oldu. zamanla istikrarsızlaşan ekonomiyle müşterisi azalan dükkanlar da kepenk kapattı. istiklal önce insanlarını sonra da marka olmuş işletmelerini kaybetti. 15 temmuz 2016dan sonra da zaten her yer toma kaynadı. insanlar elini ayağını çekti istiklal'den. 2012'den 2016'ya kadar istiklal çoktan değişip dönüşmüştü anlayacağınız.
  • uygarligin en onemli caddelerinden biri;

    sanat, ticaret, yan kesicilik,
    kroluk, ozgurluk, uyu$turucu,
    yalnizlik, a$ik olma, kavga dovu$

    icerir. adami anı sahibi yapar.
  • islamcilarin medeniyetle olan iliskisinin nefis bir ornegini sunan cadde.
    "medeniyetimiz" diye aglar dururlar bir de.
    ellerine verilmis derli toplu ve ciddi cazibe merkezi olan bir caddenin icine etmeden duramadilar. yazik, kapasite olmayinca zor tabi...
hesabın var mı? giriş yap