• türkiye'de bir kişinin bireyselliğine saygı gösterirseniz, o kendini "sizi yenmiş" sayar. mesela sokakta karşıdan gelene yol verin, o da iyice üzerinize yürüyüp size sürtünerek geçsin. metroda yanınızdakinin rahat etmesi için bir alan açın, ve o insan sizi daha çok sıkıştırmaya başlasın. bir kişiye karşılıksız bir iyilik yapın, ve karşınızdaki sizin "ondan çekindiğiniz için" bu iyiliği yaptığınızı sansın.
    bu ülkedeki, çok az sayıdaki naif insanın sürekli başına gelen şey budur.

    türkiye, birey olamamış eziklerin ülkesi. birbirine omuz atan kişiliksizlerin memleketi.
    bu ezikler etraflarındaki kimsenin "bireysel alan"ına saygı göstermez. üstüne, gider isveç'teki adamların birbirine saygısını "samimiyetsizlik" olarak tanımlar.
  • dün bir başlıkta gördüğüm (bkz: norveç'in benzinli ve dizel araçları yasaklaması) tadında, insaniyet namına yaşamayı prensip edinmiş bir halkın dünya görüşüdür. bunu bir ülke insanına değil de tüm kuzeylilere, iskandinavlara falan da yayabiliriz ki zira finliler, norveçliler ve danimarkalılar da öyledir. adamların otobüs sırasında bile yanındakinin 'şahsi alanına', 'comfort zone'una ya da ne bileyim 'personal space'ine ne kadar saygılı olduğunu gösteren birkaç fotoğraf paylaşayım:

    [http://http/http://cdn03.nyheter24.se/…1226476/reddit_buss2.jpg

    http://img.memecdn.com/…es-will-know_fb_1359169.jpg

    http://9gag.com/…in-the-picture-got-on-the-same-bus

    bu fotoğraf da metroyu kullanan isveçlileri konu alıyor:

    http://img-9gag-ftw.9cache.com/…to/a8b97y1_700b.jpg

    keza finlandiya'da da durum farksız:

    http://uberhumor.com/…t/uploads/2016/01/2jhn1hn.jpg

    http://image.slidesharecdn.com/…8.jpg?cb=1393465076

    http://piximus.net/…bout-their-personal-space-5.jpg

    gitmesek mi lan? yok gerçi biz onları dün hazırlık maçında yendik.
  • bizdeki medeniyet arada on - yüz falan değil binlerce yıllık fark ve uçurum var.
  • bizi bozacak düzeyde bir medeniyettir, sen bu ülkede bunu yapmaya kalk zaten direk dışlanırsın. kendini bir şey zannediyor kodumunun avrupaisi damgasını yersin anında. kişisel alana saygı nedir diye sokakta sorsan 10 kişiden 9'u kişisel alanı yatak odası diye anlar eminim.

    ben bu kişisel alan muhabbetine camide saf tutarken yanımdaki adamla aramda 10 cm mesafe bıraktığım zaman arkadan camiye son saniye gelen onur konuğu arkadaş o 10 cm'lik yere zorlaya zorlaya girerek bütün safın anasını bellemeyi kendine hak sanıyor. sen bu adama gel kişisel alan anlat.
  • birkaç fotoğraf goygoy'u ile açıklanamayacak "medeniyet"tir.

    evet isveç'te personal space, kişisel alan, denen şey günlük hayatta su götürmez bir gerçektir, bahsi geçen metroda ve otobüslerde boş koltuk varsa gidip bir kişinin yanına oturmazsınız mevzusu da doğrudur. eğer ki boş otobüste gidip birisinin yanına oturursanız önce bir dönüp bakarlar "nabıyor lan bu değişik" diye, ardından da eğer ki bir brad pitt, bir victoria meleği değilseniz kalkıp giderler yanınızdan, siz gene tek başınıza oturursunuz. fakat bu "isveçliler çok medeni insanlar canım" diyerek kestirip atılabilecek bir mevzu da değildir. öyleyse cuma akşamları bir pub ya da club da içki bekleme sırasının fotoğraflarını da koyun da görelim bakalım ne kadar değer veriyorlarmış kişisel alana. bilenler bilir cuma, cumartesi akşamı iskandinavya genelinde kişisel alan denen mevzu alkolün insanlara verdiği yetki ile neredeyse yok olur.

    bunu medeniyet olarak görmek kimi durumlarda pozitif bir davranış olarak algılanabilir, fakat unutulmamalıdır ki isveç'in kişi başına düşen milli geliri türkiye ile kıyaslandığında dudak uçuklatacak cinstendir. bunu neden söyledim, bir toplumda ekonomik bağımsızlık sağlandıkça insanların birbirlerine olan ihtiyaçları ve sosyal ilişkileri de ters oranda azalmaktadır. aslında çoğu kişinin ara ara dile getirdiği "bu iskandinavlar da çok soğuk insanlar canım" tespiti biraz da bundan kaynaklanmaktadır. ekonomik refah aynı zamanda türkiye'nin tersine insan ilişkilerine, yardımlaşmaya olan ihtiyacı da azaltarak kişisel bir balon, personal bubble oluşmasına sebep olur. ha şimdi bu iyi bir şey mi, kötü bir şey mi, onu oturup tartışabiliriz, fakat bana kalırsa bu hem pozitif hem de negatif yanları olan bir mevzudur ki yurdum gençleri yukarıda da belirttiğim gibi iskandinav insanlarını soğuk olarak tanımlıyorlar. isveçliler bile kendilerini bu konuda çokça eleştirmekte ve akdeniz insanlarına gıpta ile baktıklarını dillendirmektedirler.

    neyse, daha bu tarz konularda çok şey söylenebilir, fakat hayatta hiçbir konuda olmadığı gibi bu konuda da siyah ve beyaz yoktur, hayatta her şeyin aşırısı zarardır.
  • biz de böyle bekleme olsa ben eve gitmek için otobüsü evimin önünde beklerim.
  • aynı şekilde cevizlibağ metrobüs durağında sıraya girmeye kalkıştığınızda dünyanın çevresini kaç kere dolaşabilirsiniz?
    güzel bir ygs sorusu olabilir.
    takdir ettiğim medeniyet.
  • ankara'da ege mahallesi durağında önündeki ile aranda 30 cm mesafe olsun, arkanızdaki sığır; "hadisene birader hoop yürüsene ilerle ya" gibi söylemlerde bulunuyor. eminim birçok kalabalık şehrimizde de durum aynıdır.

    insan gerçekten imreniyor şu adamlardaki medeniyeti görünce.
  • medeniyet kavramlarının içeriğini tekrar sorgulaması gereken birçok yazarın yazdığı başlık.

    bu algı hiç değişmez, belki de ilerde değişir, haksızlık etmeyeyim: avrupa bizden ileridedir, bizim yaşadıklarımız, hep, onların geçmişte yaşadıkları süreçlerdir. o yüzden ne yaşasak hemen avrupa'daki karşılığına bakarız. örneğin, protestan islamı sorgularız, türkiye'de modernleşme başlığı altında avrupa'nın geçirmiş olduğu modernleşme sürecinin türkiye'deki yansımalarına ya da benzerlerine bakarız var mı diye, ya da o terimlerle ve kavramlarla kendi modernleşme tarihimizi yazarız.
    dünya her-ne-kadar global bir köy olsa da ismini hatırlamadığım bir adamın dediğine göre, her topluluğun kendi iç dinamikleri vardır, kendi geçmiş yaşam deneyimleri, kendi kültürleri, kendi demogojik yapısı vs. vs... bazı konularda karşılaştırma yapmak faydalı olabilir tabii, ama, bu yanlış algıyı, avrupa bizden ileridenin görsel algısını, kafamıza kazımışsak, yaptığımız karşılaştırmalar hep indirgeme boyutunda kalacak, kendi aşağılık kompleksinizin bir tezahürü olarak algılanacak aklı başında insanlar tarafından.
    mesela biri metrobüs durağı fotoğrafı paylaşıp, öncesinde paylaşılan isveç ya da benzeri ülkelerin otobüs bekleme şekilleriyle kıyaslamış. bu, en basit örneği. ki bazı yazarlar bunu açıklamış da. isveç'in nüfusuyla vs. medeniyet dediğiniz şey, samimi bir şekilde birbirinin hak ve özgürlüklerini gözeterek birarada yaşayabilme sanatıdır. bir isveçli sizden daha medeni olabilir ama siz de bir isveçliden daha medeni olabilirsiniz.
    10 kişilik otobüs kuyruğuyla 1000 kişilik otobüs kuyruğunu kıyaslayamazsınız. ya da kişi başına düşen geliri bilmem kaç bin dolar olan bir isveçliyle bir türkü kıyaslayamazsınız. kıyaslarsanız da bu konu kesinlikle medeniyet olamaz.
    o bin kişilik metrobüs durağında medeniyet anlamında birçok isveçlinin eline verebilecek bir sürü insan vardır.
    indirgemeciliğinizi, ajitasyonunuzu ya da saçma sapan komplekslerinizi genelleyerek bir topluma mal edemezsiniz.

    herkesin medeniyetten anladığı zihinsel içerikleri sorgulaması dileğiyle.
  • şu medeniyet kelimesinden inanılmaz tiksinmeye başladım, ota boka medeniyet ekleyip "batı medeniyeti", "islâm medeniyeti", "osmanlı vakıf medeniyeti", "sıçma medeniyeti" gibi terkipler yaratılıyor. şimdi de başımıza "isveç medeniyeti" çıkmış. medeniyet bu demek değil, konuştuğunuz kavramın ne olduğunu bilin yahu. bir ülkenin kendine has medeniyeti olmaz. oluyorsa arttırıyorum:

    (bkz: liçeştaynlı medeniyeti)

    (bkz: bruneili medeniyeti)

    (bkz: katarlı medeniyeti)
hesabın var mı? giriş yap