• heinrich heine cok guzel bi laf etmistir.. isik gok gurultusunden, dusunce eylemden once gelir.. dunyaya bir bakin.. dunyada din, irk, devlet, cinsiyet, vatan, yas dinlemeden herkesin muhtac oldugu yegane sey nedir? enerji..

    dunyada ustunde en cok konusulan, insanligi en cok mesgul etmis konular, ask para din ve devlet isleri hepsi esasinda bisilerin alt kumesidir.. varliginizi dunyadan soyutlayarak, aynen uzay filmlerindeki gibi sanki uzaktaymissiniz gibi dunyaya bakin.. ne dini gorebileceksiniz, ne aski, ne parayi, ne de sanati.. sadece kahverengi ve mavi.. su ve dag.. o kadar duru, o kadar yalin..

    geri kalan her sey, resme cok dikkatli bakmaktan dolayi fani insanin aklini kurcalar, omrunu yer.. insanin varliginin nedenini cozememis olmasinin verdigi o ara ara ugrayan isyanlarda, bi anlik sogur her seyden.. istisnasizher seyden.. ancak o zaman gorur gercekleri..

    isvicre iste, avrupaya uzaktan bakinca ortaya cikan o tablodur.. avrupa uzaysa, isvicre dunyadir.. isvicre avrupanin enerji baskentidir.. lan almanya varken agir sanayi devi, viyana varken sanatin merkezi, cek cumhuriyeti dururken edebiyatin vatani ne isvicresi demeyin.. isvicre, kendini cook uzak tutmustur.. politikadan, savaslardan ve hatta sanattan bile.. cografi konumun getirdigi bu ozellik isvicreyi ve isvicreli insanini, salt enerjiye hizmet etmesine yoneltmistir..

    enerji enerji dedigim, insanin bi sik uretmesinden baska bisi degildir.. saf uretim.. bakin size, mulk sahipleri daha zengin olsun diye haldir haldir makinalari calistiran almanyadan bahsetmiyorum.. oraya buraya peynir ve sarap satarak sikik ekonomisini ukalaligiyla kompanse etmeye calisan fransadan bahsetmiyorum.. size, bos laflardan kafkadan, kundera"dan bahsetmiyorum.. size uretmekten bahsediyorum.. insan beyninden bahsediyorum.. ilber ortayli cok hos bi laf etmisti siir ile ilgili..

    "şiir okunur, şiirle duygulanılır, şiirle dilini öğrenirsin, güzel konuşmayı öğrenirsin ama şiirle düşünülmez. şiirle tevekkül yapan toplumları geri toplumlarıdır. hatta bir ayıp laf söyleyeyim, hödük toplumlardır, yarı gelişmişlerdir"

    basta okuzce ve derinlikten uzak gelen bu realist tutum o kadar dogru ki.. insan ruhunu bi cok sey besler, ama dunya tek sey ile ilerler.. bilim ile

    isvicre, bilimin bas kentidir.. dunya uzerindeki en degerli isler o topraklarda yapilir.. bilimadamiyla meshur tek ulke isvicredir.. cern, www, epfl bunlarin hepsi bizim haber koselerinde duymaya alistigimiz, bi sekil bildigimiz kcuk detaylardir belki ama, dunyayi degistirecekse bunlar degistirir..

    almanlarin savastan ve irkci fantezilerinden, avusturyalilarin almanlarin gotune yapisik sonuk bi halk olmalarindan, dogu blogunun instabil siyasi konumundan cok ayridir isvicre.. en bilmeyen adam bile, isvicre deyince kafasinda alp"leri canlandirir.. isvicre, cuk kadar bi sehirdir.. insanlari bildigin sen ben gibi insanlardir..

    fakat catir catir bilim yaparlar.. biz burda entryler doserken, almanlar disiplinden medet umarken, araplar parayla got silerken, isvicre yuz yillardir istikrarla tek sey yapar : bilim..

    isvicre ile ilgili ve kofti olan hic bisi bulamazsiniz.. mutlaka ki her ulkenin degeri, kendine ozel olaylari vardir, ama isvicre dukkani cok saglam bi yere acmis.. ulkelerin biyografisi vardir esasen tarihleri degil.. her ulkenin bi hayat hikayesi, hobileri, cvsi vardir.. isvicrenin hayat hikayesi, su meshur azim oykuleri gibi.. ayagi olmamasina ragmen olimpiyatlari kazandi! parasizliktan dunyanin en zenginleri listesine girdi! bize zaten utopik gelen ve o yuzden kiskanclik yaratmayan bu hikayelerdir iste isvicre..

    bi cok dilin konusuldugu nadir ulkelerdendir.. ki bu da kendisinin etnik kimlige boka pusure, siyasete ne kadar onem vermedigini kanitlar adeta.. adam tek sey bekler senden: bilim yap.. dusun ve uret..

    isvicre tanri parcaciginin bulundugu yerdir.. bunun otesi de yok.. he bi de abd var tabii, apartma bilim adamlariyla neoliberal bi bicimde bilimi satan.. bi de alman ekolu var, tek gucunu disiplinden alan..

    dunyadaki en memnuniyet verici saglik sistemi isvicrededir.. hastalarin minimum yuzde 70i saglik sisteminden memnundur.. ve isvicre en yuksek yasam beklentisi olan ulkedir.. alplerin kiyisina ulke kurarsan, daglarla kusatirsan, o insanlari savasla onla bunla muhattap etmezsen, hemen her seyi serbest birakip, "ama arkadaslar bokunu cikartmayalim, gelin medeni kalalim" dersen, acinin gecmedigi travmalarin olmadigi bi ulke tarihiyle buyutursen, onlar da cikar sana kendi halinde yasayip gittigi sanilan ama ozunde tasaklari 10 kilo bi ulke kurarlar..

    isvicre bunyesinde uretilen ilaclarin yuzde 90inin ihrac etmekte, dunya uzerindeki ilaclarin patentinin yuzde 27sini elinde tutmakta.. ve bunlar sadece saglikla ilgili benim bildiklerim.. almanya ile en buyuk farki da su, almanlar almanyadan kacarken, isvicreye siginirlar.. cunku, insanlari mutludur! gelir duzeyleri yuksek oldugu icin mutlu degil, mutlu olduklari icin gelir duzeyleri yuksek..

    isvicre gelismis degildir.. gelismis ulke kriterleri, isvicreden cikmistir.. isvicre guzel ve izolasyonist bi ulkedir.. cogunluga karismamis her kavram gibi, siradanlanmamis her sey gibi ozeldir..
  • yeraltı kaynakları bakımından fakir bir ülke olması, ülkenin bulunduğu konum itibariyle savaş açılmasının zor olması ve yaşayan halkın kultür açısından siyasi kahramanlıklar peşinde koşmaması gösterilebilir. günlük hayatımızda olduğu gibi sivrilmeyen herkesin istikrarlı bir şekilde bulunduğu konumda yavaş ama sağlam adımla ilerlediğini görürüz. isviçre'de de bu vardır.

    bununla beraber ab üyesi olmaması gibi doğru adımlarla her zaman macera peşinde koşmadan yaşamışlar. yani sen 1+1 evinde ödediğin kira ve yaşam kaliten bozulmadan mutluysan bir gün kalkıp "ya ben 3+1 eve çıkacağım" diye iş çıkarmıyorsun başına.

    doğrudan demokrasi diye birşey uygularlar ki, her vatandaşın söz hakkı olarak 4 yılda bir yapılan seçimlerden daha fazla fırsat tanır. örneğin bir karar çıkarsa 100 gün içinde 50.000 imza toplanarak ulusal oylamaya götürebiliyorlar. böylece ne oluyor. itirazlar ve ülke içi karışıklığa yol çiziliyor. mırıldanmalar kesiliyor. huzur oluyor.

    siyasi kahramanlıklar olmaması aynı zamanda ordu ve asker olayını da ülke gündeminden düşürüyor. sırf siyasi kahramanlık değil, dış etmenlerin de terörizm gibi uzak olması da denilebilir. kurtlar vadisi gibi filmlerle halkın gençleri mafya ve kabadayılığa özenmiyor. askerliğe özenmiyor. insanların hayatına yaşam kalıyor. aynı o pembe dizilerdeki gibi 4-5 insanın sabah akşam o ne dedi bu ne yaptı gibi şeyler.

    bunun en önemlisi ülkede başa gelenlerin tutumudur. her zaman tarafsız bir tutum sergileyip barışa yönelik davranmalarıdır. hem barış deyip hem egoyla hareket etmiyorlar. hani arkadaş ortamı içerisinde hep köşede ılımlı bir insan vardır ya. olgun, dert dinleyen ama herkese karşı seviyeli. ki bazen dert bile dinleyecek ortamda olmaz. siz arkadaşınızla siyaset ya da futbol tartışırken o aynı masada içeceğini yudumlayıp etrafa göz atıyor ve ortamın keyfini çıkarıyordur..

    ekonomik istikrar ve yükseliş de yine bu etkenlerin en büyüğü. insanlar geçim stresi yaşamıyor. ay sonu ödenecek fatura stresi yaşamıyor. gergin bir toplum yok.

    kültürel olarak cinsellik de barzoluk düzeyde ya da abazalık seviyesinde olmuyor. 17-18 yaşını aşan sevgilisiyle rahatça sevişiyor. bölge bölge kültürel seviye koyan insanlar yok.

    kısacası isviçre'de tek bir unsur değil birden fazla unsurun bir arada toplanarak oluşmasıdır şuandaki durumu. türkiye hiçbir zaman isviçre olmayacağı ve olamayacağı gibi isviçre de hiçbir zaman türkiye olamayacak ve olmayacaktır.
  • şurası: isviçre

    edit: dua et linki veremedim yazar kardeş.
  • dört dili (almanca, fransızca, italyanca, rumantscha) ve etnik kökeni, hıristiyanlığın katoliklik ve protestanlık gibi iki mezhebi ile birlikte hatırı sayılır bir müslüman göçmen grubunu bir gün kavga etmeden bir arada barındırabilmeleri ile açıklanabilecek sorunsaldır. bunu yalnızca kanton ve dar bölge sistemiyle de açıklamak mümkün değil, çünkü aynı kasabada hem katolik, hem de protestan kilisesi var. kimse de pazar günü birbirinin yolunu kesip öldürmüyor. adam kasabanın merkezine dört minareli cami dikiyor da halkın tek söylediği "sabah ve yatsı namazlarını hoparlörden okumasınlar, uyuyoruz". tabii ki halk arasında almanları ve fransızları ayırdığı söylenen "röstigraben = patatesli omlet hattı" gibi alaycı ifadeler var, ama bunlar aşağılama ve saldırganlık içermiyor.

    bu tutumun anahtar sözcüğünün "sükunet" olduğunu düşünüyorum. belki bu noktada yönetimin hiçbir şeyi dayatmayacağını, her konunun kendilerine sorulacağını ve oyların adilce sayılacağını, yolsuzluk yapan olursa da istifa edip yargılanacağını bilmek gerçekten yardımcı oluyordur. bu tür konularda gereksiz biçimde gerilerek enerji harcamayan halk da sükunetle işine-gücüne bakıyor olmalı. beş yüz yıllık bu sükunet sayesinde de ülke bilim, ilaç, bankacılık merkezi haline gelmiş. saati lüksten çıkararak tüketimi artıran ve tasarımlarıyla bir kişinin birden fazla saat kullanması modasını ve "swatch" markasını yaratan hayek isviçre'ye yerleşmiş bir araptı mesela. ve aynı ekip şimdi "smart" arabaları üretiyor. dağları delip yollar yapmışlar. kış sporları sayesinde otelcilikte dünya öncüsü ülke ve ata sporları olan kış sporlarının yanı sıra teniste de zirveye oynuyorlar.

    çoğunlukla yanılgıyla küçümsense de, askeri açıdan da kendince güçlü bir ülkedir aslında. hitler ikinci dünya savaşı'nda isviçre için "avrupa'nın oklu kirpisi" deyip ordusunu dağlara sürmediğinde aslında o dağların altının istihkam olduğunu ve güçlü ve vatansever bir ordunun kendisini beklediğini biliyormuş. fransa gibi işgalcileri çiçeklerle karşılayacak bir ülke değil isviçre. hatta isviçre'deki yaygın bir espriye göre osmanlı viyana'yı almakta hiç zorlanmazmış aslında, ama viyana'lılar isviçreli askerleri yardıma çağırmışlar ve kuşatmada kaleyi isviçreliler korumuş.
  • (bkz: şurası)
  • sebebi çok basit olan sorunsaldır.

    isviçre'nin markalarına bakalım

    http://brandirectory.com/…rands/country/switzerland

    bu da türkiye'nin markaları

    http://brandirectory.com/brands/country/turkey

    isviçre'nin bir numaralı markası görünen nestle'nin brand value'si, türkiye'nin bütün markalarının brand value'lerinin toplamından daha fazla.

    iş bu böyle bir sorunsaldır.

    edit: başka ülkelere bakalım.

    http://brandirectory.com/brands/country/brazil
    bu brezilya markaları.

    yine en büyük brezilya markasının toplam değeri, bizim markaların toplam değerinden daha fazla.

    bu da ispanya

    http://brandirectory.com/brands/country/spain

    burada da banko santander, bizim bütün markaların toplamından daha fazla.

    kıçı kırık zara bile bizim en büyük 5 markamızın toplamına eşdeğer.

    anan da isveç

    http://brandirectory.com/brands/country/sweden

    bizim markalar bir ikea etmiyor.

    kendimizi kıyasladığımız* almanya'ya bakalım.

    http://brandirectory.com/brands/country/germany

    resmen bizi sikmiş atmış.

    ahan da japonya

    http://brandirectory.com/brands/country/japan

    toyota tek başına 2 türkiye yapıyor.
  • adamların uçak değil de uçaklar için gerekli parçaları üreten makineleri yapmasından ötürü sorunsal olmaktan çıkan durum.
    genel kural: eğer çok hassas bir ürüne ihtiyacınız varsa isviçre'den temin edin.
  • türkiyenin neresinin gelişmemiş olduğu sorunsalının yanında esamesi okunmaz!
hesabın var mı? giriş yap