• bizim eski bir komşumuzun karısı ev kokuyor diye evde tuvalete girilmesine izin vermiyordu. adam gündüz işyerinde, haftasonları da alışveriş merkezine gidip sıçmak zorunda kalıyordu. o yüzden işyerinde sıçanların kınanmamaları gerekir.
  • bugün yine başıma gelen şey amınakoyim. herkes çok sessizdi, çaresizce elim musluğa uzandı en gürültülü ama en az israf ile akacak su miktarını tespit ettim, bir güzel tuvalet kağıdıyla çepeçevre sardım klozeti, herşey iyi gibiydi ama bir anda büyük bir ses çıkaracağını gönülden hissettiğim gaz kütlesi geldi, ulan dedim parça tesirli yapayım ufak parçalara bölünsün ses, zart zurt cart bödööööf diye daha rezil oldu keşke delikanlı gibi dan diye bıraksaydım. sıktım oda parfümünü çıktım, benden sonra insanlar girdi tuvalete, artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı.
  • eski işyerimde bu konuyla alakalı enteresan bi durum olmuştu. birisi bayanlar tuvaletine sıçıp kaçmış ya da öyle birsey olmuş. tuvaletleri temizleyen ayfer abla ofiste tek tek dolaşıp " sen mi pis bıraktın tuvaleti " diye sormuştu hepimize. pis bırakan söyleyecek sanki. sonra da ortalık yerde " ben biliyorum kim olduğunu! bu kaçıncı artık...bir daha yaparsa burda açıklayacam!" diye bağırıp gitmişti.bir de o şirkette * eleman sirkülasyonu çok fazlaydı. sabah işe gelen akşam bir bakmışsın ayrılmış işten. belki onlardan birisi " sıçarım işinize " demek istedi bilemiyorum.
  • bizim ofiste bu eylemi her sabah gerçekleştiren bir adam var. tamam insani bir ihtiyaç ve bir şekilde halledilmesi gerekli ama bu arkadaşın midesine orta büyüklükte bir deri sanayi bölgesinin kanalizasyon sistemini bağlamışlar o da her sabah kanalizasyon sistemini bizim ofis tuvaltine boşaltıyor sanki. bu ne lan, ne yedin birader sen? midende hayvan ölüsü mü var. nasıl bir sindirim sistemin var? yediklerin geri dönüşümü nasıl böyle olabiliyor? fakat az önce fark ettim ki yıllık geliri 6 haneli rakamlarla ifade edilen (dolares tabi) üst düzey bi yöneticiymiş. böyle sıçacaksam istemiyorum o kadar para mevki mınakoym. götüme tıpa takar asgari ücretle yaşarım, sikerim böyle aşkın ızdırabını, parayı serveti.
  • işyerinde defalarca sıçmış bir profesyonel olarak şunu söyleyebilirim ki, herşey işyerinde sıçtığını kabullenmekle başlıyor. sıçtığını kimseye çaktırmamak gibi bir gaflete düşüyorsan bil ki, dünyanın en rahat mekanı olan tuvalet seni inanılmaz derecede rahatsız ediyor. ilk olarak çatır çatır sıçtığın gerçeğini kabullenmelisin. "ulan 15 dakikadır tuvaletteydim, ya ne yaptığımı sorarlarsa." "ya sıçtığımı düşünürlerse, ben ne yaparım. bütün karizmam gitti." "keşke daha hafif şeyler yeseydim" gibi düşünceleri içinden geçmemelisin. abicim ben evimde bu kadar rahat sıçamıyorum. işyeri tuvaletinin fayanslarının sayısını muhtelif sayılarla çarpıp bölmüş durumdayım. ilk zamanlar çabuk sıçıyordum kimse anlamasın diye, heyecan yapıyordum. sonradan hep aynı kabinde sıçmaya başladım. orasını evimden daha çok sahiplenir hale geldim. neredeyse sıçanların hepsini tespit edip bir daha benim mekanıma sıçmamaları konusunda uyarıda bulunacağım. kimseyi en özel mekanıma sıçırtmam arkadaş! sıçacak biri varsa da bu kişi doğal olarak ben olmalıyım. bu konuda hassasım, kalbinizi kırarım.
  • tuvalette kalıs sureniz uzarsa hakkınızda" kesin sıcıyo bu" gibi yorumlar olacagindan korkar ve sıcmıyo oldugunuz halde bile isinizi cabucak bitirmeye bakarsiniz cok utanc verici bi eylemdir yıllardır beraber calıstıgınız arkadaslarinizin, sizin de kokulu sıcan o insanlardan biri oldugunuz.yıllarca didinilip kazanilmis tum saygi, karizma yerle bir olmustur.
    hele bir de tuvaletin sifonu calısmıyorsa ve bunu eylem bitimi ogreniyorsaniz, tuvaletten sonra direk mudur odasina gidilip istifa dilekcesi mudure uzatilabilir.
  • en sert psikolojik gerilimi yaratan durumdur...

    gece bir şişe şarap peynir tabağı ve meyve kombinasyonundan sonra yarı sarhoş uyanılması ve geç kalınma korkusu ile sabah şıçma seansından fedakarlık yapılarak işe gidilmiştir. bunun üzerine yenilen donmuş yağ oranı yüksek poğaça ve yola döksen hükümeti zift masrafından kurtarman sebebiyle madalya alacağın çay da artık istemesen de midendedir. aradan fazla değil on beş dakika geçtikten sonra midenin yeni hükmdarı olan poğaça ve çay ikilisi, geceden beri midende parti yapan şarap ve yandaşlarına siktiri çekmeye başlarlar, ve bu hazin kavga senin ayağını yere vurmalarınla geçiştirebileceğini sandığın karın guruldamalarını başlatır. artık ne olursa olsun der ve tuvalete koşarsın. bilirsin ki bokun biraz sesli olacak fakat sıvı hacmi yoğun olduğundan yağ gibi akacak ve gidecek...fakat tuvalete vardığında hayatın süprizlerle dolu olduğunu anlarsın..evet ilk bakışta herşey istediğin gibi gelişmiş olduğunu düşünürsün. iki klozet te boştur. ve sen kapıya en uzak olanı seçersin...klozeti kaldırdığında senden önce sıçmış şanslı bir ibnenin gece mıhlama, mantı, gözleme ve ayran kombinasyonuyla oluşmuş dünyanın en kimyasal yapışkan maddesini üretmiş bokla karşılaşırsın. klozete yapışmış bok hüzmesini zımparalasan da çıkmayacağını anladıktan sonra diğer klozete geçip hızlıca sıçmaya başlarsın...işin bittikten ve ellerini yıkadıktan sonra tam tüm gerilimin bittiğini düşünürken kapı açılır ve genel müdür içeri girer.... ve tüm saygınlığıyla sana günaydın derken sen de tüm dualarını senin olmayan bok hüzmesine ait klozete gitmemesi için edersin... fakat tanrı sana orda bir çalım daha atar ve genel müdürün klozete girip çıkması bir olur ve sana amına koduğumunun çocuğu gece gergedan mı kemirdin pis herif bakışı atarak temiz bölüme geçer...o anda haykırmak istersin ben sıçmadım, o bok benim değil demek istersin ama nafile...hayat artık sana en sert çalımını atmıştır bile...
  • zor bir psikolojidir. sinir harbidir, anlatılmaz yaşanır. yine de deneyelim.

    ilk sancılar girmeye başladığı anda hazırlanmaya başlarsınız. dergi, gazete vs. alırsınız koltuğunuzun altına çaktırmadan. kimselere gözükmeden tuvalete usulca ulaşırsınız. kabine girersiniz. tam oturursunuz ki... vıyykkk. kapı açılır. hay allah, gördü mü ki acaba girdiğimi? ne kadar kalır kim bilir içeride? ulan gitse de başlasak şu işe...

    oluşacak ilk akımın ne kadar sesli, gürültülü olacağını kestiremediğinizden ötürü kendinizi tutmaya başlarsınız. bu kadar yaklaşmışken oldu mu şampiyon? olmadı tabi ki. o anda geçen her saniye, saat gibi gelmeye başlar. ya yapsam ne olur ki, sonuçta insani bir ihtiyaç dersiniz, bir türlü cesareti bulamazsınız. ya ofisin fırlaması saffet ise ne olacak? on yıl geyiğini yapar kafadan. borazan kıçlıya çıkarır adınızı maazallah.

    çıktığı anda koyverirsiniz kendinizi...

    fakat daha acıklı bir durum vardır ki, o da giren kişinin yan kabine geçmesidir. eğer sizin kafadan bir insansa mahvoldunuz demektir. o kadar naif anlar yaşanır ki. iki tarafta birbirini kollar. ayaklar yere vurulur, derin nefes alınır, hafif öksürülür. 'başla ulan işte!' demektir bu ama ilk adımı iki taraf da atmaya çekinir. hafif bir pısss sesi gelse, gerisi çorap söküğü gibi, çok sesli orkestra gibi gelecektir ama nafile. sonunda bir taraf artık dayanamaz ve koyverir. ne dergiden zevk alırsınız, ne yaptığınız işten.

    bu noktada dikkat edilmesi gereken durum ise aynı anda kabinden çıkmamaktır. adabı muaşeret gereği kabine ilk giren ilk çıkar. o göz teması asla oluşmamalıdır. sonuçta yaptığınız şey takdir edilecek, helal denilecek bir durum değildir. orada olan, orada kalmalıdır.

    ne kendi evinizde, ne umumi tuvalette, ne okulda, ne de farklı bir insanın evinde yaşanmayan bir duygudur. illa ki iş yeridir bunun yeri. başına geleceklere şimdiden iyi şanslar diliyorum.
  • bu işi yapanların arkasında iz bırakmamasını rica ediyorum. sıçın, sıçtırın gerekirse kokutun ne de olsa sizin elinizde değil, herkes zaman zaman kokutur. hatta iş yerinde sıçmak bünyede bir öbek bok ve gazla gezmekten daha iyidir ama arkanızdan temizleyin lan o tuvaleti. fırça sana pis geliyor elleyemiyorsun diye ben senin bokunun hatırasını görmek zorunda mıyım ? bir zaman gelecek delleneceğim ve o fırçalarla iz bırakanların saçlarını tarayıp yüzlerine peeling yazacağım o olacak !
  • saglikli kararlar verebilmek icin cok onemlidir. kimbilir kac proje basarisiz olmustur kolonla gezen yoneticiler yuzunden. isyerinde sicin, sictirin. (bkz: shit on it)
hesabın var mı? giriş yap