• yaptığım tüm iyiliklerin götüme girmesi.
  • patronum 60 yaşında. sivas'ın divriği köyünde dünyaya açmış gözlerini ve daha 10 yaşında iken köy köy dolaşıp omzuna kilim koyarak satmaya çalışmış. ben daha dün ne yediğimi hatırlamazken o daha bebeyken yaptığı satışları anlatır saatlerce. şimdilerde ise 30 yılı aşkındır işlettiği dükkanı var. bendeniz 6 yıldır yanında çalışıyorum.

    eski kuşak esnaf usulü 2 defteri var. bir tanesi müşterilerin alfabetik listesi, diğeride taksit defteri. açık taksit sistemi olmadan dükkanı çevirmesi mümkün değil. çünkü müşteri portföyü genelde kredi kartı kullanmayan kesim. ama o da istiyor ki müşteri kredi kartına taksit yapıp bir daha gelmemezlik yapmasın. her ay gelsin, taksidini elden ödesin, çayını içsin, sohbetini etsin öyle gitsin. hem bu sayede belki başka satış yapma imkanı doğar ki genelde öyle olur.

    iki üç ayda bir kara kaplı defteri açar taksitlerini geciktirenleri kendisine rapor ederim. geciktiren dediysem bir aydan bahsetmiyorum. en az üç ay gelmeyen müşteriler patron için geciken sınıfına giriyor. sonra o müşterileri hatırlatma amacıyla ararız. "hacı, falaca hanım, en son ekim ayında 350 tl getirmiş" gözlerini kısar, müşteriyi anımsamaya çalışır. "hee. yahu onlar yeni evlenmişti. belki bir sorun olmuştur boşver onu". ben listeye yine bakarım "filanca bey en son eylülde 500 tl getirmiş" yine bir anımsama çalışması "yahu şimdi yasaklar var belliki gelemiyor işte" gibi örneklerle hemen hemen bütün listeyi eler. ta ki bir senelik ödeme yapmayan birisi denk gelene kadar. onu ararız ama "efenim, gecikmiş bir borcunuz bulunmakta. unuttunuz sanırım. eh eh eh. müsait olduğunuzda kapatabilirseniz sevinirim" der sanki biz borçluymuşuz gibi.

    evvelsi gün,birkaç ay önce satış yaptığımız bir müşteri geldi. taksit ödemeye geldi diye düşünürken çok mahçup bir şekilde, pandemi sürecinden dolayı işyerini kapatmak zorunda kaldığını, işyeri kirasını ve ödemelerini yapamadığını, neredeyse evine ekmek götüremediğini söyleyerek bir süre taksit veremeyeceğini ifade etti. hatta aldığı ürünleri geri bile verebileceğini söyledi çaresizce. patron o kadar hüzünlendi ki bütün gün sessizliğe büründü adam. tabii ki müşteriyi ne zaman müsait olursanız gelebilirsiniz diyerek uğurladık.

    tüm bu anadolu insanı naifliği, empati yapabilme kabiliyeti, esnaf ruhu, yardımlaşma, karşındaki anlayabilme, para kölesi olmama içgüdüsü karşısında dün tesadüfen öğrendiğimiz bir şey oldu. bütün evinin her odasına halı verdiğimiz bir müşteri aslında tüm halıları alıp şehirlerarası nakliye ile başka şehre kaçmış bir dolandırıcıymış. biz bunun gibilerine halk dilinde bilirsiniz ki ortam çocuğu diyoruz.

    bir tarafta pandemi sürecinden ötürü iflas edip kepenk kapatan esnaf ve işletmeler, bir tarafta pandemiye rağmen ayakta durmaya çalışanlar, geçim derdi ile boğuşan insanlar, ve bir yanda ise dolandırıcılar. hayat ne garip lan. söyleyeceklerim daha var aslında ama bugünlük bu kadar yeter.
  • var olmayan sebepler silsilesi. iyi bir insan iyiliğini başkasının terazisinde tartmaz. kişi kötü olmuşsa aslına rücu etmiş demektir.
  • istediklerini elde edenlerin kötü insanlar olması
  • yaşadığımız dünyada özellikle bu dönemde, insanların iyi olmaktan vazgeçmesi için bir sürü neden vardır. adaletsizlik, fakirlik, ezilmişlik vs

    bence bu hayatta ki en büyük başarı, onca şey yaşayıp tecrübe edip belli bir yaşa geldiğinde; hala vicdanlı, merhametli, sadece kendini düşünmeyen, ezilen insanların hakkını koruyabilen bir insan olarak kalabilmektir.
  • kötüler hep kazanıyor, iyiler hep kaybediyor. bu yeterli bir sebep bence. sadece bir tespit bu.ezik muhabbeti falan değil ha, kendimin de iyi olduğunu söylemiyorum.
  • insan kendini kolay kolay değiştiremez kanımca. ama şu var daha az empati kurarsınız.
  • iyi insan bir dayatmadır onun harici de içi boştur sadece sömürülmenize ve kandırıldığınız değerler tarafından hayatınız boyunca sömürülmenize yol açar. insana gerçek manada bir şey kazandırmaz eğer gerçekler penceresinden bakıyorsanız ayrıca kimse istese de tamamen iyi olamaz yada tamamen kötü sadece biri daha baskındır o kadar
  • insanlara iyi davranınca tepenize çıkıyorlar ve size karşı çok daha acımasız olabiliyorlar neden mi çünkü sizden korkmuyorlar birini sevmeseler bile ondan korkuyorlarsa veya saygı duyuyorlarsa onu sevmeseler bile böyle davranmazlar.
  • babanın ölmesidir.
    hayatta zaten bir çok olumsuzluklar vardır. sürekli onlarla mücadele eder durursun. yorulduğunda, üzüldüğünde, sevindiğinde, bayramda seyran sürekli babanın yanına gidersin. babanın yanında kardeşler olur anne olur amcalardan biri olur dayılardan teyzelerden biri olur. onların var olduğunu bilmek arkanda yanında hissetmek iyi gelir. mutlu olursun. bir gün baba ölür. öne amca teyze vs akrabalarla iletişim azalarak yok olur. sonra kardeşlerle mal mülk davasına girersin, kardeşler yok olur. sonra anne kardeşlerden birini tercih eder, ya da ölür o da yok olur.
    ancak; başta bahsettiğimiz tüm olumsuzluklar yani hayat devam etmektedir ve sen yalnızsındır. artık iyi insan ya da kötü insan olmak için bir sebep bulamazsın. sarılırsın antidepresanlara. (bkz: antidepresan gülümsemesi) ile yaşamaya başlarsın. (bkz: su veren itfaiyenin hortumu) tek aşkın olur.
hesabın var mı? giriş yap