• zamanında hevesi, kalbi, gururu fena hâlde kırılmıştır.
    sıkıcı bulunur.
    arkadaş sayısı 3'ü geçmez.
    asosyaldir.
    kendi halinde mutludur.
    serseri meraklısı karşı cins için kendinden taviz vermez; prensesini bekler.
  • eşim, çocuklarımın babası... bugüne kadar kaybettiğini de hiç görmedim. okuyor buraları. kendisine selam eder, beni sevdiği için çok teşekkür ederim.
  • kadınlar tarafından sevilmeyen erkeklerdir.
  • bizim ülke sınırları içinde pek bir halt olmazlar. hangi konuda olursa olsun burada hayvanlık, itlik, kopukluk prim yapıyor. bunları yapanlar adamlık dersi verirken kadınlar da "hiç düzgün adam kalmadı yhaa" diye yalandan triplere girerler. haliyle doğal seçilim bu arkadaşımızı devre dışı bırakır. üzücü ama maalesef gerçek.
  • kendilerine şu video'yu haftada 2 doz almalarını tavsiye ederim.

    insanın karakteri değişmez, öncelikle o konuda anlaşalım. duygusalsanız duygusalsınız. ananız babanız sizi baştan yapmaya karar vermezse bunu değiştiremezsiniz. bunu kabul edip bir şeyleri değiştirmeye çalışın. hani gavur demiş ya fake it till you make it diye. hah işte, hayatta kalmanın birinci kuralı bu. toplumda ayakta kalacak durumda değilseniz de, ayakta kalacak rolünü yapmak zorundasınız.

    ikili ilişkiler üzerinden değerlendirilmiş hep, öyle yapalım biz de.
    şu an gidin yoldan 100 tane genç kadın çevirin ve onlara tek tek "aşık olmak istediğin adamda aradığın kriterler nelerdir?" diye sorun. en azından 95'i, başlıkta bahsi geçen şeyleri sayacaktır.
    sonra onların beyninin içini okuyabileceğiniz bir makine bulup beyinlerine girin. aşık olduğu adamın; o'na cinsel obje gibi davranan, en kibar kelimesi "lan" olan, doğum gününü filan 2 gün sonra hatırlayan, arada başka kadınlara kur yapan bir tip olduğunu göreceksiniz.

    yanlış mı? değil aslında.
    toplumun kadından beklentisi "efendi" adam araması yönünde ancak belli bir yaşa kadar(26-27 diyelim) hormonları ya da "özgürlük" anlayışı bunun tam tersi. kadının dili de toplum isteğine göre şekillenmiş, "efendi, duygusal, merhametli olsun..."
    - peki en son kiminle seviştin?
    + karın deşen jack! çünkü çok heyecanlıydı.

    erkeğin duygusal olması yanlış mı peki?
    o da değil aslında, insanız amına koyayım. ancak futbol sahasında kösele ayakkabı ile tenis oynamaya benziyor hem duygusal ve efendi olup, hem de bir ilişkide mutlu olmayı, sonunda üzülmemeyi beklemek. olmaz yani, zorlarsın ama dışardan o futbol sahasına bakanlar "n'apıyo bu amk malı" derler. elinde raket ile karşınızda durup size gülümseyen sevgiliniz de, o an içinden "n'apıyo bu amk malı" diyordur ve tribünde kadınının gözlerine bakıp hüzünlenmeyecek "güçlü" bir adam var mı diye bakınıyordur zaten. futbol sahasında futbol oynayan bir adam arıyordur yani.
    itz dı futbol detz dı futbol beyler.

    oyun kuralları değişene kadar, ya o kadınlara ulaşmak için rol yapacaksınız, onun yanında cool ve güçlü olup evde sessizce ağlayacaksınız ve duygusal olarak tamamen çökene kadar, kadına istediği "güçlü" adam yalanını atacaksınız ya da ufaktan ufaktan aseksüel olacaksınız. yıl 2018 olum, duygusal adama "ekmek" yok.

    naifliğin, kibarlığın o kadar eziklik olduğu bir devirdeyiz ki; bugün, bir mekanda kadının sandalyesini tutup "buyurun hanımefendi" deyip gülümseyerek oturmasını beklemek yerine, metroya binerken omuz atıp "şşş karı bi saniye dur" derseniz, tavlama şansınız daha yüksek olur muhtemelen.

    o zaman,
    biz de hayın olalım deyzemin evladı?
    ya da ben üşenirim şimdi ya, siz olun.
  • hayatı boyunca inanılmaz acılar yaşayacaktır.
  • iyi kalbini sürekli kıracaklar, aşırı duygusallığından istifade edecekler, sessizliğini eziklik olarak görecekler, efendiliğiyle alay edeceklerdir.
  • kadınların böyle erkeklere geçici süreliğine merakları var diye düşünüyorum. zira böyle erkeklerin yanında pek kadın olmaz. geçici süreliğinedir hep. kullan-at telefon gibi.

    özellikle arkadaşları olan kadınlar çok överler bu erkekleri. ideallerdir. keşke hayatlarındaki erkekler de öyle olsadır. ama gidip tam tersi erkeklerle beraber olurlar, böyle erkeklerle de anca arkadaş olurlar. hikaye yani.

    kullan-at kısmına gelirsek, kişisel özelliklerinden mütevellit hayatlarına giren kadınlardan çok övgü alırlar, değer görürler, ilgi görürler, saygı görürler bu erkekler. bazen hayranlık dahi beslenir onlara. mükemmel erkeklerdir onlar güya. ancak dediğim gibi, bu durum bir süre için geçerlidir çünkü hayatlarında olan kadınlar iyi bir erkekle olma konusundaki heveslerini aldıktan sonra göt gibi ortada bırakırlar bu erkekleri. zira onlar için yetersizlerdir. heyecan vermezler, gizemli ise hiç değillerdir. her şeyleri tamamen ortadadır, gizlileri saklıları pek yoktur. yine de göt gibi kalırlar ortada. çünkü bu erkekler kendilerine uygun kişileri iyi seçemezler, saftırlar. kolay kanarlar ama bir gün doğru kişiyi, çok yıpransalar da bulacaklardır. belki de bazısı bulana kadar çoktan değişmiş, tam tersi bir kişiliğe bürünmüş olacaktır.

    kendim öyleyim demiyorum, biraz benziyorum o kadar.
  • 30’una kadar kaybeden 30 dan sonra aranan erkek olur.
  • kızların sevgili gözüyle asla bakmayacağı erkektir. tabi ki onların gözünde çok iyi bir çocuktur(arkadaş olarak) iyi niyetlidir, saftır falan hatta epey de sıkıcıdır, sönüktür, varlığı yokluğu birdir. ama sadece arkadaştır bu. tam zıttı olan erkeklerle kucak kucak oynarken kızlar, bu garibim de sevgili olup elini tutma hayali kurar. neyse kızlar siz anladınız.

    edit: imla.
hesabın var mı? giriş yap