• ''iyilikler kuma, kötülükler taşa yazılır''..

    (bkz: aziz bey)
    (bkz: şubat)
  • tüm film kitap senaryo hatta dünya düzeni bunun üstüne kurulu
  • insan kötülüğü seçebilir ama iyilik yapmaya mecburdur.

    işte bazen sırf bu mecburiyete teslim olmamak için bile kötülüğü yapabilir. ikisinin arasında böyle bir ilişki vardır.
  • ve şehrin yaşlılarından biri, 'bize iyilik ve kötülükten bahset.' dedi.

    ve o cevap verdi:

    'yalnızca içinizdeki iyilikten bahsedebilirim, kötülükten değil.
    çünkü kötülük, kendi açlık ve susuzluğu içinde
    azap çeken iyilikten başka ne olabilir ki?

    gerçekten de iyilik, acıktığında en karanlık mağaralarda bile
    yiyecek arar ve susadığında kirli, durgun sulardan bile içer.

    siz, kendinizle bir olduğunuzda iyisiniz; bununla birlikte,
    kendinizle bir olmadığınızda, kötü değilsiniz.

    çünkü parçalanmış bir aile eşkiyaların ini değildir;
    sadece parçalanmış bir ailedir.

    ve dümensiz bir gemi, tehlikeli adalar arasında
    amaçsızca dolaşır durur, ama dibe batmaz.

    siz, kendinizden bir şeyler vermeye çabaladığınızda iyisiniz;
    kendiniz için bir kazanç sağlamaya çalıştığınızda ise,
    kötü değilsiniz.

    çünkü, bir şey kazanmak için uğraştığınızda, toprağa tutunan
    ve onun göğsünde beslenen bir kök gibisiniz.

    doğaldır ki, meyve köke 'benim gibi, olgun, dolgun ve bol bol veren ol..' demez.
    çünkü, almak nasıl kök için bir ihtiyaçsa,
    meyve için de vermek bir gereksinimdir.

    konuşurken tamamen uyanıksanız, iyisiniz.
    ama, diliniz anlamsızca kekelerken uyukluyorsanız,
    kötü değilsiniz;
    ve sürçen bir konuşma bile, zayıf bir dili güçlendirebilir.

    amacınıza doğru sağlam ve cesur adımlarla ilerlediğinizde iyisiniz;
    fakat oraya topallıyarak gittiğinizde de, kötü değilsiniz.
    çünkü topallayanlarınız bile geri gitmez.

    fakat güçlü ve hızlı olanlarınız, incelik gösterin
    ve topal birinin yanında asla topalllamayın.

    siz, sayısız konuda iyisiniz ve
    iyi olmadığınızda ise, kötü değilsiniz.
    sadece oyalanıyor ve tembellik ediyorsunuz.

    ne yazık ki, geyikler kaplumbağalara çevikliği öğretemiyor.

    iyiliğinizin, üstün beninize duyduğunuz özlemde saklı
    ve bu özlem herbirinizde mevcut.

    ancak bazılarınızda bu özlem, yamaçların gizemini
    ve ormanın ezgilerini taşıyarak, büyük bir güçle
    denize doğru akan bir sel gibidir.

    ve diğerlerinde ise, dönemeçlerle ve kavislerle yolunu kaybeden,
    kıyıya ulaşmadan önce oyalanıp duran durgun bir ırmağa benzer.

    yine de özlemi fazla olanın, az olana 'neden bu kadar yavaşsın,
    neden duraklıyorsun? ' demesine izin vermeyin.

    çünkü gerçekten iyi olan, ne çıplak birine, 'neden elbisen yok?'
    diye sorar, ne de evsiz olana 'evine ne oldu? ' der.'

    halil cibran
  • iyilik kapısı daima açıktır. çalınmasına gerek bile yoktur. geniş, büyük bir kapısı vardır... daima açık olduğundan kapı arkasındakiler görünür. kendini gösterir ki, insanlar o kapıya yönelsinler. o kapının ardından gelen güzel kokuları duysunlar da güzellikler onları bulsun ister.

    kötülük kapısı kapalıdır. çalınması gerekir. küçük, dar bir kapısı vardır... buna rağmen çok talep görür. kapının ardındaki merak uyandırır. kapı kapalıdır ki, insanlar içindekini görmesinler. merak etsinler de, kötülük kapısına yönelsinler...
    insan işte böylece merak tuzağıyla ve daha bir çok tuzakla bu kapı tarafından avlanır.

    mesela sabır iyi bir şeydir ve sabır kapısı daima açıktır. sabır sonucunda iyi şeyler olacağı da sabittir ama insan sabırsızlıkla kötülük kapısını çalarsa başına yığınla iş açabilir...

    ya da evrene gönderdiğimiz enerjileri düşünürsek, kötü şeyleri düşünmek, onların olmasından endişe etmek, evham yapmak da kötülük kapısını çalmak, olmasını istemediğimiz şeyleri davet etmek anlamına gelebilir.

    etki tepki...
  • birinin eskisi birinin yenisidir.
    birinin doğrusu birinin yanlışıdır.
    birinin zıddı sensindir okçu.
    birinin zıddı ise kendisi. kendisiyle çelişir durur, kafada döner muhabbet.
    musa için alim anlaşılmazdır. zihin için iyiliğin ve kötülüğün yokluğu zihni zorlar.
    isa bir üründür. musa ürünün sahibidir. alim herkesi siker.
    biri alfa erkek olunmaz, alfa doğulur demiş. salak.
  • siyah, beyaz, gri durumlar var. kimi siyah görür, kimi beyaz görür, kimi gri görür. renkleri kazıyınca altında diğer renk çıkabilir ama kim yaparsa yapsın net olan siyah ve beyazlar da vardır. uygulamayı gerçekleştiren kişi buna beyaz diyebilir fakat uygulanan kişi için siyahtır. hitler, kendi net beyazına göre insanları infaz ediyordu. infaz edilenler için bu net siyahtı.

    hiç bir ideolojisi, tarafı, fayda, zarar düşüncesi vb. olmayan bir insan, birinin el yordamı ile yapmasından dolayı bedeninde, ruhunda dayanılmaz acıları hissediyorsa bu net siyahtır, kötülüktür. ceren öldürüldü. bu siyahtır, net kötülüğe maruz kalmaktır. bazı şeyleri istediğimiz kadar kazıyalım dibine kadar siyahtır.

    ayrıca kediye tekme atmak da kötülüktür.
  • iyi ya da kötü diye bir şey yoktur, sadece düşünce onu öyle yapar.
    shakespeare

    kim bilir belki de öyledir bilemiyorum
  • iyiliği yok edemeyiz, ama kötülükleri elden geldiğince denetleyebiliriz. duayla, büyüyle.

    kötülük de iyiliğe iyilik de kötülüğe zorunlu olarak gebe. diyalektik gereği. iyilik ve kötülük hem eylemeyle hem dua ve büyüyle. alkolün etkileri ve tekil etkileşimleri gibi. yüzleşmeyle, zaman paylaşmayla, feleğin o andaki durumuyla ilgili. yoksa her şey gelip geçiyor, duayla da büyüyle de kimse pozisyonunda sabit/durur kalamıyor. evrenin canlılığıyla ilgili bu duramazlık.

    yo yo yo, iyilik narin, kötülük güçlü değil. iyilik seyrek ve güçlü, etkili; kötülük yaşamda yaygın ve örgütlü, tek hakim değil (iyiliği sonuna dek yok edemiyor). iyiliğin zayıf olması yanılsama. iyiler -ve yaratıcılar- yavaş veya görünür şekilde işliyor, eyliyor. belki biz kararsız gözlemciler iyiliğin çok riskli, sorumlu, yakıcı olduğunu gözlemlemekten, iyi olmak zorunda kalmamayı hayal ediyoruz, iyilik mi, almayayım diyoruz. belki güçsüz olan o gözlemci halimiz, iyiliğin kendisi değil. gözlemciliği orta karar bir iyilikle eş sayıyoruz, oysa gözlemci, kararsız, insan olmaya insandır, henüz açıkça iyi veya kötü değildir.

    (ilk giri tarihi: 24.7.2015)

    (bkz: iyilik/@ibisile)
    (bkz: kötülük/@ibisile)
  • şu son yirmi gündür hepimizin kafasi allak bullak.
    yazilan, çizilen, gösterilen, söylenen vs.

    geçen gün fark ettim bu kötülük denen illetin ucu bucağı yok, iyilik böyle bir şey değil yani iyilik yaptıkça veya iyi oldukca, daha iyi olasın gelmiyor. bu, iyilik yap iyilik bu olayı değil ya da bir beklenti, ödül gibi de algilanmasin, iyiliği yapıp olduğu yerde bırakıp bir süre sonra hatta unutuyor insan.

    ama ya kötülük, şunu fark ettim ki insan kötü olmaya karar versin, her defasinda biraz daha katlayıp üzerine koyuyor ve dahasi yaptığı şeyin kötülük olduğunun farkinda olmuyor ve bir süre sonra karakter olmaya başlıyor.

    şunu bir daha anladım ki kötülüğün ucu, bucağı yok.
hesabın var mı? giriş yap