• tanık olduğum birkaç örnek verebilirim.

    -81 yaşındaki dedem camiye giderken, sonbahar yapraklarını süpüren temizlik görevlisine, kendine has yöresel şivesi ve o tatlı tebessümüyle "nerelerdeydin, izindeydin heralde. sen yokken darmadağın oldu buralar. arattın kendini" dedi. temizlik görevlisi abinin kendisini değerli hissetme duygusu, mutluluğu yüzünden okunuyordu. aralarındaki 40 saniyelik mütevazi diyaloğu izlemek öğretti bana iyilik yapmanın aslında ne kadar kolay olduğunu.

    -bir öğrencinin yere düşen silgisini eğilip almak, sırasına koymak. öğrenciyi ders boyu mutlu eder.

    -trafikte 5 saniye beklemeyi göze alıp geçiş hakkından feragat etmek, araba sürmeyi yeni öğrenen panik bir sürücüye yol vermek.

    -çakallıktan değil yanlışlıkla para üstünü eksik veren kasa görevlisinin mahcubiyetini geçiştirmek için beş karış surat asmak yerine tebessüm etmek.

    -güç bela bulduğu iki lokma yemeği korkuyla yiyen kediyi rahatsız etmemek için kaldırımın az ötesinden yürümek.

    -gidilen düğünde gergin görünen damada/geline, müsamerede heyecanlı görünen şiir okuma sırasını bekleyen birine, sunucuya yanından geçerken 'çok iyi görünüyosun' demek.
  • içinde iyilik yapmak için birşeyler kıpırdıyan lâkin ne ve nasıl bir iyilik yapacağını kestiremeyen yazarın ruh halidir.

    (bkz: denize atmayı unutma)
  • sokak hayvanlarına ve evsiz çocuklara yardım etmek.

    nasıl yapılır? şöyle;

    her sabah işe giderken belli noktalara su ve kedi-köpek maması veya evde akşamdan artmış yemekleri bırakacaksınız. akşam işten dönerken de en az bir çocuğun karnını doyuracaksınız. ziyafet sofrası olması şart değil bir simit bile yeterli olabilir.

    çok zor değil yani.
hesabın var mı? giriş yap