9837 entry daha
  • 'işte tüm meselenin püf noktası: çekiciliği bunca kaybolduktan sonra, toplumsal ilişki denilen tiyatroya nasıl dahil olacağım? nasıl katlanacağım?' jack london-john barleycorn
  • ''kendini tanıyan insan ne ile mutlu olacağını bilen insan değildir. neye sinirlendiğini, neye sevindiğini, neye korktuğunu; neyin yanında mutlu olduğunu, neyde huzur bulduğunu bilen insan değildir. kendini tanıyan insan ne aradığını bilen insandır. ne aradığını bilirsen, nerede arayacağını da bilirsin, nerede bulacağını da... kendimi tanımıyorum. neyi aradığım veya ne bulduğum\ bulacağım konusunda en ufak bir fikrim yok. eğer neyi aradığımı, neye ihtiyacım olduğunu bilseydim muhakkak ki bulurdum. en azından arayışlarımın bir sebebi olurdu. ve aradığımı bulsaydım onu asla bırakmazdım.''
  • (bkz: gregor samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu) beni çok da etkileyen bir kitap değildi ama nedense unutamıyorum.
  • söylememek, anlatmamak değildir.
    sait faik- son kuşlar
  • "üstündeki uzaklığa bakılırsa, sesini kimsenin dinlemediği evlerden geliyor olmalıydı. sürekli kenara çekilmekten yaprak gibi incelmişti ve bir tek gözleri halka halka büyüyordu. kaşlarının eğrisinden babasının nasıl bir adam olduğu görülebilirdi. suskunluğu daha çok annesini düşündürdü nedense bize. ne bir kız gülüşünün pembesi dudaklarında, ne içindeki kıpırtıyı üfleyen rüzgârlı saçlar... kendi sularının birazcık dışına çıkan herkes ayaklarının halinden, onu döşemeye gömen geçmişini ve neye yöneleceğini kestiremeyen gelecek kaygısını çıkarabilirdi. bir vicdan gibi duruyordu önümüzde ve anlaşılmaz biçimde başı hepimizden yüksekteydi."

    şükrü erbaş- insanın acısını insan alır

    (bkz: sözlük yazarlarının tek paragraflık özeti)
  • körlük, zamanı ve mekanı alt etmeye yarayan bir silahtır; varlığımız tek dayanağını duyularımızla, gerek yapıları gerekse kapsamları bakımından pek yetersiz olan duyularımızla kavradığımız birkaç kırıntının dışında, sonsuzluğa uzanıp giden bir körlükte bulur.

    elias canetti - die blendung
  • savaş barıştır
    özgürlük köleliktir
    cahillik güçtür
  • "henüz hiçbir şey anlamayacak kadar küçüksün,” dedi. “ama bazen bir insanın elindeki incil, babanın elindeki viski kadehinden daha tehlikeli olabiliyor.” bülbülü öldürmek. harper lee.
  • yanımda kimse olmaksızın gidiyorum şimdi ey çömezlerim! sizler de gidin artık, tek başınıza gidin! böyle istiyorum. benden uzaklaşın, zerdüşt'ten koruyun kendinizi! daha da ötesi: utanın ondan! belki sizi kandırmıştır. düşmanını sevmek yetmez kendini bilgiye adayan kişiye; dahası dostuna da kin duyabilmelidir. hep öğrenci kalan, öğretmenine kötü davranıyor demektir. neden benim çelengimi yolmak istemiyorsunuz? sayıyorsunuz beni, ya saygınız devriliverirse günün birinde? inandığınızı mı söylüyorsunuz zerdüşt'e? ama ne önemi var zerdüşt'ün! bana inananlarsınız, ne önemi var ama bütün inananların! "daha kendinizi aramamışken beni buldunuz." böyledir tüm inananlar; inancın değeri azdır bu yüzden. şimdi size beni yitirmenizi, kendinizi bulmanızı buyuruyorum; hepiniz beni inkar ettiğiniz gün, ancak o gün geri döneceğim sizlere. (nietzsche, böyle buyurdu zerdüşt)
  • "atlar rüzgardan yapılmıştır."

    (bkz: nar ağacı)
    (bkz: nazan bekiroğlu)
53719 entry daha
hesabın var mı? giriş yap