15439 entry daha
  • “zeki insanlar zalimdir. aptal insanlar ise canavarcasına zalimdir”

    jack london - yıldız gezgini
  • "türk ordusu çin ordusuna göre askeri anlamda oldukça gelişmişti. bu nedenle çin, türkler karşısında çaresiz kaldığı için türklere karşı dikkatli bir politika izlemeye karar verdi. çinliler türk akınlarından korunmak için çin seddini kısa bir sürede tamamladılar. ancak elbette ki bu türkleri durdurmaya yetersiz kalmıştı. bu durumlar sonucunda çin prensesleri hun hakanları ile evlendirilerek ve prensesin yanına saraya hizmetkarlar gönderilerek çin tarafından casusluk işleri gerçekleştirildi. bu sayede çin hükümdarları türkler hakkında çok sayıda bilgiye ulaştı.

    bununla birlikte türk hükümdarlara hediyeler gönderilerek onları ekonomik olarak çin’e bağlamaları sağlanmaya çalışıldı. izlenilen bu politikaya göre hediye ve ekonomik yardımlar aniden kesildiğinde türkler itaat altına alınabilecekti. çinliler aynı zamanda türk hükümdarları birbirlerine kışkırtarak türk devletinin parçalanmasını sağlamak istediler."

    bir tarih kitabı idi okuduğum. kendimi savaşta yıkılamadığı için düzenli olarak hediyeler yollanarak bağımlısı hâline getirilip sonra da hediyelere alışmaya başlanınca ortada bırakılan türk devleti gibi hissediyorum.
    gelindi, iyi davranıldı, gönlüm bağımlısı kılındı, ardından alışınca gidiverildi. ben de kaldım ortada dımdızlak.
  • hikmetleri kelimelerin kalplerine indiren allah'a hamd olsun.
  • “there is nothing in the universe that is not you” (bkz: the school for gods)
  • ne olursa olsun, her şeyin anlamsız olduğu, her şeyden umut kesmek gerektiği düşüncesiyle nasıl kalır insan?.. her şeyin anlamsız olduğunu söylediğimiz anda bile anlamlı bir şey söylemiş oluruz. dünyanın hiçbir anlamı yoktur demek, her çeşit değer yargısını ortadan kaldırmak olur. ama, yaşamak ve örneğin, yiyip içmek kendiliğinden bir değer yargısıdır. ölmeye yanaşmadığı sürece, insan yaşamayı seçiyor demektir. o zaman da, görece de olsa, yaşamaya bir değer veriyoruz demektir. umutsuz bir edebiyat ne demek olabilir? umutsuzluk susar. kaldı ki susmak bile, eğer gözler konuşuyorsa bir anlam taşır. gerçek umutsuzluk can çekişme, mezar ya da uçurumdur. umutsuzluk konuştu mu, hele yazdı mı, hemen bir kardeş el uzanır sana, ağaç anlam kazanır, sevgi doğar. umutsuz edebiyat sözü birbirini tutmayan iki sözdür. çünkü edebiyat olan her yerde umut vardır.

    (bkz: yabancı)
    (bkz: albert camus)
  • "çünkü ben ne geçmişte ne de gelecekte yaşıyorum. benim yalnızca şimdim var ve beni sadece o ilgilendirir. her zaman şimdide yaşamayı başarabilirsen mutlu bir insan olursun."

    (bkz: simyaci) (bkz: paulo coelho)
  • "bu kıvançlı, akıllı sesler ortasında yapayalnız biriyim. bütün bu insanlar birbirlerine açılmakla, aynı fikirde olmanın verdiği mutluluğu bölüşmekle geçiriyorlar zamanlarını. anlamıyorum tanrım, hepsi birden aynı şeyleri düşünmeye neden bu denli önem veriyorlar. balık gözlü, içe dönük görünen, uzlaşamayacakları bir insan geçmeye görsün aralarından, başları çevriliyor hemen."
    "senin gibi değilim ben. bir başkasının benimle aynı şeyleri düşündüğünü görmek hoşuma gitmez."

    (bkz: jean paul sartre) (bkz: bulantı)
  • ''tanrım sen affet, diye ekledi, ben de biralar geldi sanmıştım.''

    james joyce-dublinliler.
  • “kafamın içinde ona söylenecek uçsuz bucaksız şeyler bulunduğunu hissediyorum, senelerce söylense bitmeyecek şeyler” sabahattin ali-kürk mantolu madonna
  • "insan kendisinin eksik bir parçasını bulmak umuduyla aşık olur. o yüzden de, aşık olduğu insanı düşünürken, az ya da çok hüzünlenir."

    sahilde kafka - haruki mahruki
47356 entry daha
hesabın var mı? giriş yap