16063 entry daha
  • "bir şeyin fotoğrafını çekmek, fotoğraflanmış olan o şeyi ele geçirmektir."

    (bkz: susan sontag) fotoğraf üzerine
  • fransızca'da özledim denmezmiş.
    onun yerine, bende eksiksin denirmiş.
    sende olan giderse eksikliğini hissedersin ancak.
    kolun gibi, bacağın gibi, gözün gibi, tenin gibi.
    sende değilse o, eksiksin demezsin.
    özlersin en fazla..

    hikmet anıl öztekin

    fesleğen
  • evren, herkesin anlayacağı bir dilde var olmuştur, ama insanlar unutmuştur bu dili.
    (bkz: bkz simyacı)
  • "...bu yolu seçtin. olabildiğince az hissetmek duygularını olabildiğince önemsememek. ne sevgiyi ne de nefreti ciddiye almak. pürüzsüz bir düşünce ağı kurabilmek adına duygularının boğazını sıktın. bazıları kangren olup öldü, bazıları cılız hayatlarını sürdürdü. zihin sınırları içinde düşüncenin duygudan başka düşmanı yoku ve sen bunun farkındaydın."
    hakan günday
  • şimdi, tüm dürüst insanlar çıldırmış durumda. yalnızca vasat ve yeteneksizler yaşamdan keyif alır.

    dostoyevski-delikanlı
  • dünya gerçekten bu kuşların anlattığı kadar güzel mi? peki neden kimse bundan hiç bahsetmiyor?

    pastoral senfoni, andré gide
  • gandhi çarpıcı bir demeç verdi:
    “hadi, beni bir daha tutuklayın ingilizler! ama tutuklamak ve öldürmekle iş bitmiyor. işte, öldü sanılan türkler cenaze törenleri için hazırlanan tabutlarını, katillerinin başlarına geçirdiler.”

    şu çılgın türkler/turgut özakman
  • --- spoiler ---
    beni herkes sevdi, bir tek sen sevmedin sevgilim
    --- spoiler ---

    (bkz: bilinmeyen bir kadının mektubu)

    bazılarınıza 'bu ne biçim sözdür lan' hissi yaratsa da, 10 numara sözdür. şımarık, sevilmeye alışık bir kadının acısını derinden anlatır. stefan zweigın önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum.
  • gökyüzünde sıra sıra uçuşan kazların kanat çırpınışına kendi kanatlarının gücü yetmediği için geride kalıp tek başına donarak ölen kaz gibi ölmek istemiyorum, kanat çırparken ölmek istiyorum.
    elveda gülsarı-cengiz aytmatov
  • -hoşuna gidiyor mu?

    -çok. elimden gelse,seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.

    -bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?

    -gidiyormuş gibi yaparız.
47506 entry daha
hesabın var mı? giriş yap