50078 entry daha
  • “kalbini ağrıtan ne varsa, allah aydınlığa kavuştursun. neye içlene içlene dalıyorsa gözlerin, oradan ferâhlığa çıkarsın. allah nice uzak dediklerini yakın etsin. yalnız hissetme kendini. hiç kimse olmasa bile gözlerinin değdiği bu cümleler var.”
  • şiddetsizliğin anlamı, içinizdeki olumluluğun ortaya çıkmasına izin vermektir. bırakın, düşünme biçiminize benmerkezcilik, bencillik, hırs, nefret, önyargı, kuşku ve saldırganlık yerine, sevgi, saygı, anlayış, takdir, şefkat ve başkalarına yönelik özen egemen olsun. sıkça insanların şöyle dediklerini duyarız: “bu dünya acımasız; eğer hayatta kalmak istiyorsan sen de acımasız olmalısın.” ben, izninizle, bu düşünceye katılmıyorum.

    şiddetsiz iletişim/marshall b. rosenberg
  • "iyi olacağım, hep iyi olmanın bir yolunu bulmuşumdur"

    yaralasar
    maral atmaca
  • "her şeyden, hatta tanrı'dan ve kendimden bile hoşnut olacağım tuttuğunda, ışıl ışıl bir günde güneşin birkaç milyar yıl sonra paramparça yok olacağına dertlenen biri gibi davranıyorum hemen." (syf: 124)

    (bkz: ecartelement)
  • ben azizim, ben hayatta bir şeyler gördüm diyebi-
    lirim allah kahretsin.. lüzumundan fazla şey bili-
    yorum beki de; ve gerekli olandan fazlasını bilmek
    tıpkı gerekli olanı bilmemek gibi, zararlı oluyor.
  • "yarin öldügümüz zaman birisi bize sorsa 'dünyada neler gördünüz?' dese, herhalde verecek cevap bulamayiz. kosmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki..."
  • "tesadüfün pek merhametli olmadigini ve birbirine böyle yakin olanlari bir ikinci defa karsi karsiya getirmedigini biliyorlardi."
  • “yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. o da hırsızlıktır. onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir. bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun
  • "cöl ve deniz hemen hemen ayni seylerdi: her ikisinde de ayni büyüklük, ayni agirbasli sessizlik veya ayni heybetli ve derin bagirmalar... ve denizde de kücük, minimini, sinirlendirici teferruat yoktu. insan orada yalniz renkten renge giren su damlalari ve devlere benzeyen bir mahlukun yavrulari gibi birbirleriyle oynasan hoyrat dalgalar görebilirdi. sonra bitmez tükenmez bir genislikle ve karanlik ve siki bir derinlik... ve bütün bunlar onu manasiz bir tecessüse degil, düsünmeye sevk ederlerdi."
  • ve beni en çok korkutan şey; sonunda çektiğim acılara değmeyecek birine dönüşmek. dostoyevski
12739 entry daha
hesabın var mı? giriş yap