• “kanı takip et evlat, gülü orada bulacaksın.”
  • kendi yarasına merhem bulamayan başkasına ne yapabilir, yalan söylemekten başka?
  • beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum.

    (bkz: tehlikeli oyunlar)
    (bkz: oğuz atay)
  • "her şeyin geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilir bizi? anılarımızı avuç dolusu su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe yaramayacağına kim inandırabilir?"

    barış bıçakçı-bizim büyük çaresizliğimiz
  • kötülük , dedi simyacı , insanın ağzından giren şeyde değildir. kötülük ondan çıkandadır.
  • "beni ona bağlayan hisse bir isim takamıyorum. aşk değil bu. dostluk değil. dostluk ve ahbaplık gibi, zora gelince feda edilebilecek bir şey değil. sevilmenin gururu var tabiî bu biraz da sevmektir. aşka yakın bir sempati mi ? galiba. çünkü aşk olsa, ona hürriyetimi feda ederdim; kuvvetli ve sempati olmasa, onu hürriyetime feda ederdim."

    peyami safa-yalnızız
  • "yargılarımızın sadece yanlış değil, değişken olması da bize zarar verir. savrulur, birbiri ardına farklı şeylere tutunuruz. daha önce istediğimiz şeyleri bırakır, bıraktığımız şeyleri yeniden ararız. arzumuz, pişmanlığımızla sürekli yer değiştirir."

    bilgeliğin sarsılmazlığı üzerine - seneca
  • "hiç biriniz benim gülüme benzemiyorsunuz" dedi bahçeye geldiğinde." hiç kimse için bir anlam ifade etmiyorsunuz.bugüne kadar ne kimse sizi sahiplenmiş , ne de siz birini sahiplenmişsiniz.
    tilkimin ilk gördüğüm hali gibisiniz.o zamanlar yüzlerce tilkiden biriydi sadece benim için.şimdi arkadaşım oldu.benim için o artık tek.
    güller mahçup olmuşlardı.
    " evet her biriniz güzelsiniz ama boşsunuz". diye devam etti küçük prens." kimse sizin için canını dişine takmaz.herhangi biri için benim gülüm sizlerden biri gibi görünüyor olabilir, ama benim için durum farklı.benim gözümde kendi gülüm , sizin gibi binlerce gülden daha önemli.çünkü onu ben suladım , cam fanusuyla onu ben korudum, rüzgardan etkilenmesin diye ben rüzgarlık yaptım ona , onun için öldürdüm tırtılları.
    hatta bir kaç tanesine zarar vermedim kelebeğe dönüşebilsinler diye.böylece arkadaş olabilirlerdi çiçeğimle.kendini övdüğü zamanlarda ya da etrafa şikayetler savurduğunda onu ben dinledim.hiçbir şey söylemediği zamanlarda bile dinledim ben onu.çünkü o benim gülüm."
    dedi ve tilkinin yanına döndü küçük prens.
    "elveda!" dedi gözlerinin içine bakıp.
    "elveda!" dedi tilki de.
    "sana vereceğim sır aslında çok basit;asıl görülmesi gerekeni gözler göremez , bir şeyin aslını görmek için ona kalbinle bakman gerekir."
  • "ama düşler tanrı'nın diliyle konuşurlar."
    (bkz: simyacı-paulo coelho)
  • "kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeye çalışıyordum."

    oğuz atay - tehlikeli oyunlar
hesabın var mı? giriş yap