iz bırakan kitap cümleleri
-
“yarabbi... insanı bu iç sıkıntısından kurtaracak bir şey yok mu?” diye söylendi.
çok kere böyle oluyordu. bütün kafası birdenbire boşalıyor, göğsünün ve gırtlağının üstüne bir ağırlık çöküyor ve ne olduğunu bilmediği birtakım şiddetli arzuların hasretini duyuyordu. nihat:
“ne istediğini bilsen canın sıkılmaz!” dedi.
ömer, yalvarır gibi cevap verdi:
“bana istenecek bir şey söyle, uğruna can verilecek bir şey söyle, hemen dört elle sarılayım...” -
"içimdeki gökyüzünü kaybettim; söyle bana içinde gökyüzü olmayan biri nasıl yaşayabilir ki? "
-
" her şey, düşüncenin verdiği biçimi alır. ve düşüncenizin kontrolü sizin elinizdedir. dolayısıyla yargılarınızı ortadan kaldırmaya karar verdiğinizde huzura kavuşursunuz. tıpkı, burnu dolaşan bir denizcinin sakin sulara, dalgasız bir koya erişmesi gibi,"
günübirlik hayatlar -
merhamet zülmun merhemi olamaz.
livaneli-huzursuzluk -
bu tanıdık yabancıyı gözüm biryerlerden ısırıyor sanki
-
gittiğim heryere kendimi götürmem ben.
-
"şimdi herhalde hemen kitabı elime aldığımı, gözden geçirip okuduğumu tahmin ediyorsunuzdur. asla! ilk yapmak istediğim, yanımda kitap olmasından kaynaklanan bir tür ön hazzı tatmaktı, çalınmış olan bu kitabın ne türden bir kitap olmasını en çok yeğleyeceğimi düşlememden doğan, asıl olayı yapay bir biçimde geciktiren, sinirlerimi olağanüstü tahrik eden hazzı yaşamaktı..."
stefan zweig - schachnovelle -
"savaş öyle bir yer ki filipina, insanların tek evi diğer insanlar. birini kaybedince bu yüzden sadece birini kaybetmezsin, evin de gider. birlikte yaşanan hikayeler, insanları birbirinin evi yapar."
-
“ bir maymunu, ölümden sonra gideceği maymun cennetindeki sınırsız muzla kandırarak elindeki muzu vermeye asla ikna edemezsiniz. “
(bkz: sapiens a brief history of humankind) -
“ı keep thinking about this river somewhere, with the water moving really fast. and these two people in the water, trying to hold onto each other, holding on as hard as they can, but in the end it's just too much. the current's too strong. they've got to let go, drift apart. that's how it is with us. ıt's a shame, kath, because we've loved each other all our lives. but in the end, we can't stay together forever.”
kazuo ishiguro - never let me go
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap