• efenim bu işi en iyi kızılderili camiası yapar...
    şimci hortlayan kategorizasyon hastalığı demesin biri.. içerlerim..

    geçelim iz sürme aşamalarına...
    oturan boğa oturmamaktadır. atla bi taraflara gitmektedir. atından iner bir an...
    "beyaz adam burdan beş saniye önce şu tarafa gitti" gibi okkalı bir yorum yapar...

    tabii bu iz sürmek işlemini malkoçoğlu vesaire gibi eski türk yiğitleri de pek güzel yapardı. hatta dağlara çıkan davarolar, efenime söylüyüm izimirin kafakları, yok efeleri...
  • sözlükte ve her ortamda geçerli bir aktivite. kişiyle ilgili bilgiler toplanır, hakkında bilgi toplanılan insanın yapacağı her türlü hareket dikkatle izlenir. bu kişi beyinde nefret edilmeye, aşık olunmaya, kavga edilmeye, uzaklardan bir yerden tanıdık olmaya adaylık tahtına otrutulmuş veya bir yerden ilgiyi kendine çeken birisi olabilir. bu bir geronimo türkçesi değil.
    yapılan yorumlar gerçeklikten uzak olmaya yatkındırlar. bir gün bir hareket, bir entry kafadaki modelin parçalanmasıne neden olabilir. (bkz: entrylerden karakter tahlili yapmak)
  • artık ekran üzerinden yapılan, can sıkıcı olmasına rağmen vazgeçilemeyen eylemdir. facebook sağolsun, dakika dakika dökümü düşüyor artık önümüze.

    ben merdivenlerden çıkarken, sen facebook'ta yorum yazıyorsun, ben ceketimi çıkarırken sen muhtemelen cümlene nokta koyuyorsun. ben sandalyeme otururken sen enter'a basıyorsun, ben ekrana bakıyorken sen de yazdığın cümleye bakıp gülümsüyorsun. ne hoş!

    görünmeyen izleri sürmekte üstüme yoktur. sen yürümeye devam et. geride hiç bir iz bırakma. olur mu? olur.
  • görünenin izini sürerken yaptığımız yolculuk ve vardığımız yer, görünenden çok daha fazlasını söylüyor her daim.

    güney amerika'da iki ayrı dilin konuşuluyor olması mesela. brezilya portekizce, diğerleri ispanyolca. neden böyle peki sorusunu aklına düşüren iz sürücüler, tarihin sayfalarında adım adım geriye giderler. 1492'de colombus'un -henüz o zaman ölçeği tam anlaşılmasa da- büyük keşfi amerika kıtasına ulaşıldığı bilgisi, ispanya kralı ve kraliçesine ulaşır. ferdinand ve isabella, denizcilikte ve keşiflerde kendilerinin en büyük katolik rakipleri olan portekiz'i saf dışı bırakmak için, ispanyol asıllı papa 4.alexander'ı yani rodrigo borgia'yı devreye sokarlar. inanç her zaman güçlü bir silah olmuştur ve burada da öyle olacaktır. papa bir fetva ile cape verde adaları'ndan 100 fersah ötesinin batısının keşif haklarını ispanya'ya verir.

    bunun üzerine portekiz kralı 2. john ülkesinin deniz hareketinin ciddi ölçüde kısıtlanacağını anlar ve yaptığı hamle ile 1494'te tordesillas anlaşması imzalanır; daha önceki çizgi cape verde adaları'ndan 370 fersah ileri çekilir. böylece 1500 yılında brezilya kıyılarına çıkan portekizli pedro álvares cabral burayı portekiz yerleşkesi haline getirir. işte bu nedenle brezilya portekizce konuşurken diğer güney amerika ülkeleri ispanyolca konuşmaktadır.

    her gün işimi yaparken ben de karşımdaki zihnin tarihçisi olurum. resmi ve gayrıresmi tarihin, bilinen ve bilindiği bilinmeyenin izini sürerim. ne olmuştur da kapalı yerlere giremez olmuştur o kadın, kalbi ağzından çıkarcasına çarpan adamın çarpıntısının başladığı an neye tekabül eder, yetersizlik hisleri nereden gelip yerleşmiştir o adamın zihnine...

    neyi neden yaptığımızı idrak etmek, bir kertede özgürleştirici, bizi içimizdeki derin devletin müdahalesinden haberdar eden bir unsur. hikâyemizi yaşarken bazen hangi yola neden saptığımızı fark etmiyor, ve ancak geriye dönüp iz sürerek görebiliyoruz istikametimizin gizli nedenlerini.

    iz sürmek, kaynağa inmek, ülkeler ve kişiler tarihinde bir gerçek hikaye oluşturmak için elzemdir. hikayeyi anlamak ise hikayeyi doğrultmanın ilk adımı, yeter şart olmasa da gerek şart. ilk adımı atıp yola düşelim de biz, kervanı yolda düzeriz elbet.
  • hiç detay vermeden yapan, bu işin tek piri topal ali'dir.
  • izcilerin şahı, topal ali'den bile iyi olan yel musa'dır.
    yaşar kemal'in yalancısıyım.
hesabın var mı? giriş yap