• nişanyan'ın sözlüğünde yunanca olduğu söylenmiş ama osmanlıca kaynaklarda iskara, yada izkara olarak geçiyor. ızgaranın yemeğin üzerinde bıraktığı alemet-i farikası kara izleri yüzünden aşikar bir türkçe gibi görünmesine rağmen belki de ma'danos -> midenüvaz örneğindeki gibi osmanlılar yunanca "skara" kelimesini alıp kendi dillerine yakın, anlamlı bir benzetme yapmışlardır.

    ekşi sözlük etimoloji yahut silistre birimi bildirdi.
  • ankara'da turan gunes bulvari ali haydar feroglu sokakta bulunan minicik ama mukemmel lokanta. sadece sahibi sirri bey'in gulec yuzu, is ahlaki, mekanin ve calisanlarin temizligi, yemeklerin sahane goruntusu ile bile mutluluk yaratabilecek mekan.

    (bkz: kadinlarin sismanlama sebepleri)
  • kömür ateşi veya elektrik üzerinde belli mesafede et ve balık ürünlerini pişirmeye yarayan alet

    yağı ısınarak alta damlayan ürünün sağlığa daha yararlı olacağı varsayılır. kızartmaya bir alternatiftir
    ızgara üzerine domates ve biber de pişen ürünün lezzetini artırır
  • zamanında hemen hemen her eve şu versiyonu girmiştir zannımca. bunun içerisinde biber közleyebilir, domates pişirebilir ve ekmek kızartabilirdiniz. artık eskisi gibi bulunmuyorlar pek.
  • su içerisinde bulunan kaba maddelerin pompa, boru ve techizata zarar vermemesi; diğer arıtma kısımlarına gelen yükün hafiflemesi veya yüzücü kaba maddelerin sudan ayrılması gibi amaçlar için kullanılan sistemdir.
  • ing. trash rack
  • eski yerinden iki bina yanına (no:8) yeni dükkanını açmış olan "lezzetin sırrı" sırrı usta'nın yeridir. yaklaşık 6 ay önce kafa iznine çıkmış olan usta, dönüşüyle bizleri sevindirmiş tavuk germeç'i ile bizleri doyurmuştur.

    paket servis için: 4424103, 4424104
  • döşeme ve kirişlerin altına 50 ile 80 cm arasında konulan beşe on veya ona on kereste.
  • ekmek pişirme yardımcı gereci olarak kamıştan ızgaraya çığ deniyor. (kazan/tencere üstünü havalandırmalı kapatmakta da ufak benzerleri kullanılır.)

    çift sürmekle ilgili bir terim ve gereç. terim hali ızgaralamak. yerel türevlerinden biri balıkesir'de bilinen aynı kökten gelme dızgara* (diskaro) ben de fethiye'den anımsıyorum. şeklen bu alet belli aralıklarla birbirine paralel ve dikey olarak dizilmiş bateri zillerini andırır. daha doğrusu içbükey tarafları birbirine bakarak yarısı çukuru sağa, yarısı çukuru sola şekilde. böylece iri bir kıyma, dilme makinesi gibidir. yaptığı iş toprağı aktar dönder etmek* değil, kendi diziliş düzenine göre ortada yekpare ve iri tezek bırakmamaktır. bir yerde daha kaba çalışan ve toprağın alt tarafını havasız bırakmayan, kapamayan* bir sürgü gibi çalışır. her evde bulunması gerekmez. aynı mibzer (köylü söyleyişi mimzer) gibi az kişide bulunup, seyrek kullanılıp, çiftçiler arasında değiş tokuşu yapılabilir.

    (bkz: çığ/@ibisile)
  • eski yunan'da, tanrılara kurban edilen hayvanların yenildiği gece ayininde, etlerin üzerine yenildiği yüksekçe taşa verilen isimden geliyor muhtemel:

    (bkz: eschara)
hesabın var mı? giriş yap