• "-ki" ekinin olumlu cümlede kullanılamayacağını düşünmek, "zaten" kelimesinin bu anlamı karşıladığını savunmak gayet saçmadır. şöyle ki; türkçe'de her bir anlam için yalnızca bir sözcük bulunmamaktadır. eş anlamlı kelimeler dediğimiz olgu saçma mıdır sorarım size! örneklemek gerekirse, türkçe'de "eğer" olarak bildiğimiz sözcüğün eş anlamlısı "şayet" sözcüğüdür. her iki kelimenin de çok iyi bildiğimiz görevleri koşul bildirmeleridir.
    "bunu yaparsan böyle olur."
    cümlesi doğruyken
    "eğer bunu yaparsan böyle olur."
    veya
    "şayet bunu böyle yaparsan böyle olur."
    cümleleri yanlış mıdır? burada sadece anlam kuvvetlenmiştir. yerine göre anlam kuvvetlenmeden veya hiçbir değişikliğe uğramadan cümlenin başına bu iki kelimeden herhangi birinin eklenebildiği bilinen bir gerçektir.
    benzer, hatta aynı şekilde:
    -sen niye yemedin?
    -ben yedim ki...
    kullanımı
    -sen niye yemedin?
    -ben zaten yedim.
    anlamını karşılar.

    burada anlaşılması gereken nokta, mevzubahis "-ki"den sonra gelen noktalamanın üç nokta olduğu, yani cümlenin aslında devamının olduğudur. cümlenin tamamının "ben yedim ki; yememe gerek yok." olduğu her iki tarafça da bilindiği için cümlenin tamamının söylenmesine ihtiyaç duyulmamıştır. sonu belli olan cümlenin gerektiği kadarını söylemek gündelik hayatta hepimizin yaptığı bir şeydir.

    hemen örnekleyelim:
    -kaçta buluşalım?
    +3'te.

    n'oldu şimdi? aman tanrım! buradaki ikinci kişi türkçe'yi nasıl da yanlış konuştu değil mi? inanılacak gibi değil! halbuki cümlenin yüklemini koymalıydı ve "3'te buluşalım." demeliydi! evet, evet, buna yükümlüydü! neyse ki biz türk milleti'nin içinde dilimizi böylesine yanlış kullanan hiç bir denyo yok. herkes, bütün cümlelerini tam ve eksiksiz kurar. böylelikle de konuşma dilinde çok büyük bir pratiklik sağlamış olur. hatta ve hatta dünya üzerinde cümlenin tamamını söylemeyen bir tane bile millet yoktur. dolayısı ile de konuşma dili diye bir şey assssla yoktur, varsa bile iyi ihtimalle taocudur, dombilidir.

    yahu, zaten kelimesi bu anlamı veriyor diye -ki'li bir cümle yapısı var olamaz mı? öyle olsa şayet varken eğer'e ne gerek var? veya tam tersini de söylemek mümkün aynı mantığa göre. fakat her ikisi de türkçe içerisinde gayet geçerli kullanımlardır. bunda tuhaf, şaşılacak bir şey yoktur; insan kendisinin alışık olmadığı bir dil kullanımını yargısız infaz etmeden önce şöyle bir durup bu kullanımın doğruluğunu etraflıca düşünmelidir. yok, eğer "ne düşünücem, işim gücüm mü yok kardeşim?" derseniz de demenizde bir sakınca yoktur; o halde lütfen gereksiz ve/veya yanlış entry'ler girip insanların kafasını bulandırmayın.
  • böyle birşey var ki.
  • olumlu cümleye eklenerek anlam güçlendirdiği düşünülen yanlış kullanım. (bkz: editledim ki)
  • dilin kurallarına ilgi duyan(uyan değil) birisi olarak kullanımının yanlış olabileceği fikrini ilk defa sözlükte okuduğum ki. gari, gevrek, çiğdem falan hadi sadece ege'de kullanılıyor. ama "doktora git" sorusuna "dün gittim ki" cevabının tüm türkiye'de verilmesinin gayet normal olduğunu düşünüyordum ki* yanılmışım. neymiş? öğrenmenin sonu yokmuş...
  • an itibariyle almanca doch kelimesinin türkçe karşılığı olduğunu farkettiğimdir! günlerdir arayıp kendimi tatmin edecek bir karşılık bulamazken (bilakis, aksine, tabi ki...), izmir şivesi ki aramadığım bir anda karşıma çıkıp, evraka çığlıkları attırmıştır.

    doch'un türkçe karşılığı var ki!

    not: farklı olarak ki'nin fiil ile beraber kullanılması gerekiyor (ki)
  • gramere dikkat eden birisi olarak kullanımında bir hata görmedigim kullanımdır ki..
  • sadece izmire ait olmadığını bütün yurtta kullanıldığını düşündüğüm ek..
    hem sadece izmirde kullanılsa ne olur ki
  • kullanımı ifade eksikliği yaratmayan ek.

    + hadi yemek yiyelim
    - ben yedim ki.

    şeklinde kullanımı yalnızca ve sadece "ben yedim, bir kez daha yememe gerek yok" anlamını ifade eder.
    bu kullanımda;
    "ben yedim ki, çok da güzel bir yemek değildi."
    ya da
    "ben yedim ki, karnım doydu. sen de ye ki karnın doysun."
    gibi anlamların da ifade edilmiş olabileceğini düşünmek, dili yeterince tanımamanın bir sonucu olabilir.
  • her şeyi önceden düşünebilecek, düşündüğünü hayata geçirme konusunda zeka kıvrağı izmir insanının çoğunlukla "zaten" anlamında kullandığı, daha doğrusu kullanmak zorunda kaldığı bağlaç. yani siz ne derseniz deyin, biz zaten düşünmüş, yapmış, etmiş, biliyor olduğumuzdan ki bağlacı bu hisle ifadede yerini buluyor.

    şöyle ki;

    -ayşe kapıyı aç
    -açtım ki
    ( mesali; e zaten sen söylemeden ben akıl edip açmıştım)

    -ya ayasofya inanılmaz bir yer di mi?
    -gördüm ki.......

    ( mesali; ben zaten orayı sen doğmadan gördüm, aferim sen de gezmişsin iyi etmişsin)

    -koş çabuk geride kalma
    -kalmadım ki
    ( zaten kalmadım, kalmam da, sen önüne bak da yürü, izmir insanı uzun boyludur benim bir adımım senin ancak iki adımın)

    edit: "mesali" bir izmir sözcüğü değil, yanlış yazmışım boşuna kafa yormayın.
hesabın var mı? giriş yap