• ankara nın 90lar da ki haline dönmüştür kirlilik o kadar kötü.
  • ankaraya giderken polatlıya geldiğini anladığın o siyah ile gri arası toz bulutu vardı ya eskiden.. aynısı.. birebir aynısı hatta..
  • akşamları iş dönüşü arabamı otoparka parkettikten sonra apartmana girene kadar ya nefesimi tutuyorum ya da burnumu kazağımın içine geçirip o şekilde devam ediyorum solunum işlemine. yeni girne taraflarında iki aydır ölüm kokuyor akşamları. sigarayı bıraktım ama 2 aydır sanki sigaradan daha çok zehirleniyor gibi hissediyorum kendimi. arsenik sorunu kadar hassas bir konu izmir için, belki de çok daha önemli.
  • yıllardır var olan şeydi izmir'de. sömestrde arkadaşlar izmir'e geldikleri zaman değil karşıyaka'yı, üçkuyular iskelesini bile göremezdik göztepe'den. o kadar pistir ki, insanın burnunun direğini kırar atar, genzini yakar, geceleri uyutmaz. düpedüz rezalettir.
  • şakirtlere abdest bozduran hava kirliliğidir.
    alkolün de etkisi var diyollar.
    böyle baktığında, karşından gelen cıbıldak mı değil mi göremiyorsun. kısıp gözleri bakıyorsun ulan ne acaba diye.. aha bir de geliyor cıbıldak cıbıldak bağrı başı açıkh... adamı daha da günaha sokuyor.
    zaten şu izmirde şu cehape, şu statükocu, gerici, laikçi belediye gitsin şerefsizim cam gibi görüntü olur.
    hep cehape zihniyeti zaten bu pis havanın sebebi hep.

    şüphesiz ki, kişi başı gelirin 10000 doları geçtiği, samimi bir iktiradın yönettiği bu ülkede böyle kötü şeyler olması istenmez.

    ah be güzelim,
    ama bir sor be neden diye?
    (bkz: hava kirliliği)
  • nefes almamı zorlaştırmış ve gözlerimi yaşartmış durum.
  • bu öyle bir kirliliktir ki akşam 10 gibi işten çıkan ve bir saat gibi bir sürede evine varabilen bir kişinin eve vardığında tüm saçına siner.o yorgunlukla kişiye saçını yıkamayı düşündürtecek derecede rahatsız eden bir koku bahsettiğim. buradan pay biçin artık ne derece olduğuna.
  • büyükşehir belediyesi tarafından hakkında alınacak her türlü çözüm kararına halkın büyük çoğunluğunun memnuniyetle katılacağını düşündüğüm hava kirliliğidir. diğer şehirler fuzuli işlerle uğraşırken, izmir halkının kendi sağlığını ve temizliğini düşünüyor olduğunu görmek çok güzel. ama sağolsun büyükşehir belediyesi bu gibi konularda az ileri görüşlü. yumurta kapıya dayanıncaya kadar çoğu konuya seyirci kalabiliyor. belediyenin ödenek sıkıntısı yaşadığını söyleyenler var. madem ortada ödenek sıkıntısı var, büyük bir projeyi bitirmeden diğer bir büyük projeye başlamayacaksın. management ile administration arasındaki fark da burada yatıyor. yönetmek ve idare etmek arasındaki farkı anlayıp, kriz ortamında sağlıklı projelere imza atmak gerçek başarıdır her zaman. birbiri ardına büyük projelere başlayan büyük şehirler var diyeceksiniz ama, bizim köye o değirmenin suyu ulaşmıyor, ulaşmasın da zaten.
hesabın var mı? giriş yap