• alkol vergisiyle maaş alan hacı hoca tayfasının başlattığı harekat. ekmeğinize ihanet etmeyin genç takkeliler..
  • adamlar her yolu deniyor. şu izmire el atmak için bakın sağlığınızı düşünüyoruz ayağına bile yattılar ya. tek amacınızın ‘izmir’i nasıl yaparız da yoz bir şehir haline getiririz.’ olduğunu elin amerikalısı bile bilecek nerdeyse. ama malesef size değil ekmek tuzlu kurabiye bile çıkmaz ordan sayın ak girişimciler.
  • gelsinler balık eşliğinde iki tek atar değerlendiririz!
  • büyük taarruz emri verilmiş, ordularımız akdeniz'e seller gibi akmaktadır. yunan ordusu panik halinde izmir'i terk eder ve yerini şanlı ordumuzun ilk birliklerine bırakır.

    mustafa kemal paşa da maiyetiyle birlikte izmir'e gelmektedir, ancak yol üzerindeki kasaba ve köylerden geçerken sık sık önü kesilmekte ahali tarafından müthiş bir sevgiyle kucaklanmaktadır. nihayet izmir'i tepeden gören bir yere gelirler, mustafa kemal paşa orada küçük bir kır meyhanesi görür;

    “beyler izmir'e inmeden şurada birkaç duble içelim hem de dinleniriz” der.

    meyhaneye girerler, fakat meyhaneci paşayı görünce mutfağa kaçar çünkü kendisi rum vatandaşıdır. mustafa kemal meyhanenin uç tarafına oturur, buradan bütün izmir panoramik bir şekilde görülmekte ve olağanüstü bir manzaraya sahiptir.

    paşa hiç konuşmadan sigarasını yakar, rakısından bir yudum alır, o muhteşem gözlerini izmir'den ayıramaz. bir müddet sonra yaverine; “meyhaneciyi çağrınız” der.

    zavallı meyhaneci mutfakta korkudan titremektedir, yaver merak edilecek bir şey olmadığını söyleyerek güç bela mustafa kemal'in huzuruna getirir.

    meyhaneci titrek bir sesle; “emredin paşam” der.

    paşa sorar; “kosti buraya gelip rakı içti mi?” (yunan kralı konstantin'e atatürk her zaman kosti demiştir)

    meyhaneci bu soruya şaşırmış ve “hayır paşam buraya hiç gelmedi.”

    bunun üzerine mustafa kemal paşa; “hayret! bu şehir üç yıldır işgal altında ve buraya gelip rakı içmemiş, o zaman niçin izmir'i almak istemiş ki!” diyerek o zamanın ağır şartlarında dahi bu muhteşem şakayla, savaş yorgunu yüzleri güldürmüştür.
  • (bkz: deli bok)
  • sanırım izmir derken masadaki izmir rakısı kastediliyor. isteseler biz ikram ederdik zaten; nedir ki yani bu hava civa, nedir bu kahramanlık hikayeleri.

    ne zaman ecstasy içseler aynı edebiyat amk. (bkz: #10319969)
  • gel gel rakı şişesini nerene monteliyorum gör. geldiğin gibi şişeyle geri dönersin.
  • sana ne zararından lan? sanki çok düşündüğünden zarar diyorsun. sana rakının ne gibi bir zararı var? açıklarsan da sevinirim.

    editlemem gerekiyor ya böyle boş kafataslarını görünce, “israf” kelimesinin önemini iyice anlıyorum.
    1. içen içer ( rakı içmiyorum, ama içenden de içmeyenden de bana ne?) sana giren çıkan yoksa sus, otur. siktir git oyunu ver akp’ye milli görevini tamamlamış ol.
    2.ben hiç fransa’da ete şarap koyuyorlarmış o daha kem küm diyen insan görmedim. sen gördüysen yine sana ne?
    3. senin sağlığın seni ilgilendirir. başkalarının sağlığından sana ne?
    4. burnunu sen ve senin gibiler başkalarının hayatına sokmakta bayağı profesyonelleşti. dinde ve demokraside zorlama yok. hayatı sizler zorlaştırıyorsunuz.
    5. sizler ve sizin gibi zihniyetlerden dolayı; bu ülkede tecavüze ses çıkarılmadı, alkol içen dövüldü. çocuk cinayetleri, çocuk tacizlerine ses çıkarılmadı, sokakta kıyafeti yüzünden öldürülen kadın suçlu bulundu. daha bir çok örnekler var ama burada okuyanları sıkmak istemem ve hepsi benden fazlasını biliyor.
    -son olarak dipnot: alkol içenden zarar gelmez. bu ülkenin son 16 yılda başına ne geldiyse din ve para sömürüsü yapan paranın köpeği olmuş sizler yüzünden geldi.
hesabın var mı? giriş yap